Cumartesi 02.03.2019
Son Güncelleme: Cumartesi 02.03.2019

Başak Sayan: Oyunculuğu bıraktım artık sadece yazarım

Oyuncu Başak Sayan, kariyerinde emin adımlarla ilerleyen bir isimdi. Aynı zamanda yazarlık da yapıyordu. Bugün karşımızda bambaşka biri var: Hırslarını törpülemiş, hayat modelini değiştirmiş bir Başak Sayan. Ve önemli bir karar almış: Bundan sonra sadece yazacak, artık oyunculuk yok!

Başak Sayan'ı oyuncu olarak tanıdık. Ama o son yıllarda yazar kimliğiyle de adından söz ettiriyor. Tüm önyargılara rağmen, yazdığı kitaplar ilgi görüyor, okuyucuyu tatmin ediyor. Son kitabı Nigâhtar'ı yazdığı sırada ikiz çocuklarını büyüten Başak Sayan'la, yeni kitabını, çocuklu hayatını ve oyunculukla ilgili aldığı büyük kararını konuştuk.


- İki küçük çocuğunuz var. İkizler üstelik. Bir de yeni romanınız... Nasıl altından kalktınız?
- Doğumdan üç ay sonra yazmaya başladım. İkiz bebeklerim prematüre doğdular ve emme refleksleri olmadığı için sütümü sağıp veriyordum. Süt sağma hadisesi günümün dört saatini alıyordu. O zamanı kitap okuyarak, düşünerek geçiriyordum. O anların birinde aklıma Hallac-ı Mansur düştü. İnternetten araştırmalar yapmaya başladım. Hayat hikayesinden ve öğretisinden çok etkilendim. Buna dair bir roman yazmaya karar verdim. İki ayrı zamanda geçen, günümüz ve o zamanları anlatan bir roman fikriyle yola çıktım. İki sene araştırmam sürdü. Çocukların uyku saatleri ve geceler yazma zamanım oldu. Yatak odamda çalışıyorum. Kapıyı da kapatıyorum. O zaman uzun uzun çalışabiliyorum. Günde dört saatimi ayırıyorum.

- O zaman disiplinli birisiniz ilham gelsin diye beklemiyorsunuz...
- Tabii. İlk iki kitapta o hatayı yaptım, ilham gelsin diye bekledim. Fakat yazarlığı mesleğim olarak benimsedikten sonra, canım o gün yazmak istemese bile bilgisayarın başına oturdum.
- Hallac-ı Mansur nasıl aklınıza geldi birden bire? Tasavvufa ilginiz var mı?
- Hiç ilgim yoktu. Ne tasavvufla, ne Hallac-ı Mansur'la... Spiritüel konulara ilgim var ama bununla açıklayamayız. Çoğu insan Hallac-ı Mansur'u "En el Hak" dedi ve öldürüldü diye biliyor, ben de öyle biliyordum. Araştırdıkça Mevlana'nın, Pir Sultan Abdal'ın, Şems'in, Yunus Emre'nin feyz aldığı kişi olduğunu öğrendim. O sufizmin babası. Onu yeterince tanımıyorduk, bence zamanı gelmişti. Kendini hatırlatmak istemişti. Müthiş bir hayat hikayesi var. Çok öteden beri kuantum fiziğine ilgim var. Kuantum fiziğiyle ve Hallac-ı Mansur'un öğretisi arasındaki benzerliği fark ettim. İki öğreti de her şeyin birliğinden söz edilir. Bu benzerlikleri romanda kullandım. New York'ta atom mühendisliği hocası Şirin, Tanrı'ya inanmayan bir karakter. Bilime inanıyor sadece. Biz onun hikaye boyunca nasıl inanca doğru evrildiğini inceliyoruz aslında. Bir yandan da Hallac-ı Mansur hikayesiyle buluşuyor okuyucu.

- Bekliyor muydunuz kitabınızın gördüğü ilgiyi?
- Bekliyordum çünkü çok inandım. Ama korkuyordum açıkçası. Yazarken bende oluşan hissi okuyucuya geçirebilecek miyim diye endişe ettim. İnsanları şaşırtabilecek miyim duygusu vardı. Ama yorumlar her bölüm sonunda insanların bir sonrakini merak ettiği yönündeydi. Sanırım burada oyunculuk avantajını kullandım. Çünkü dizilerde de bölümler öyle bir noktada bırakılır ki, bir sonraki merakla beklenir. Ben de kitaplarımda bunu uygulamayı seviyorum.
YAZARLIK ARTIK İŞİM
- Oyuncu olduğunuz için yazdıklarınız konusunda önyargıyla karşılaştınız mı? Adı sanı bilinmeyen bir yazar olsaydınız daha az engelle uğraşırdınız sanki?
- Oyuncu olmasaydım üç adımda alacağım yolu bir adımda alabilirdim. Hayat böyle evrildi. Kesinlikle önyargılarla uğraştım ama her kitapta biraz daha aşıldı. Benim ki biraz daha zor bir yol. Ama ulaşmak istediğim yere ulaşacağıma inanıyorum çünkü üretmeye devam edeceğim. Bunu hobi olsun diye yapmıyorum. Bu işim.

- Oyunculuğu bıraktınız mı?
- Bıraktım. Yani artık oyunculuk peşinde koşmuyorum. Çok çok cazip bir teklife "Hayır" demem ama bıraktım! Çok zor verilen bir karar ama artık sadece yazarlık yapmak, edebiyata daha fazla eğilmek ve zaman ayırmak istiyorum. Ve çocuklarım var. 38 yaşında anne oldum ve her anlarını yakalamak istiyorum.
ÇOK HIRSLIYDIM, O HIRSIM GİTTİ!
- Yaş aldıkça kadın değişiyor değil mi?
- 35'ten sonra hayata daha farklı bakmaya başlıyorsun ama 40'a geldiğin zaman artık bambaşka bakıyorsun. Seni o güne kadar motive eden her şey anlamını yitiriyor. Hırsların törpüleniyor. Hayatı sorguluyorsun, niçin uğraştığını sorguluyorsun. Nedir amacımız? Mutlu olmak! Bu daha fazla para kazanmak, daha çok iş yapmak, daha fazla eşyaya sahip olmak değil ki. Bunlar gelip geçici. Ben de yaptım. Bir dönem alışverişle kafayı bozdum. Deli gibi çantalar, ayakkabılar aldım. Çünkü mutlu değildim ama farkında değildim. Mutluluk ailenle, sevdiğin insanlarla olduğun anlar... Hasta yatağımızda yatarken, bu anları düşüneceğiz, aldığımız ayakkabıları değil. Çok hırslıydım, o hırsım gitti, bitti! Hayat ne getirirse tevekkül etmeyi öğrendim. Bir şey olmuyorsa neden olmadığını biliyorum artık. Zamanı değil! Eşimle böyle evlendim ben.

- Nasıl?
- Bir film anlaşması yapmıştım. Bodrum'a gittim, dönüşte Ankara'ya gittim bir geceliğine ertesi gün İstanbul'a dönmem gerekiyor ki filme başlayayım. Ankara'da havalimanında eşimle tanıştım. O da bir haftalığına Amerika'dan gelmişti. Orada Dünya Bankası'nda çalışıyordu. Uçaktan indim, filmin başrol oyuncusunun beni istemediğini söylediler. Film iptal oldu benim için. Hayatımın en büyük şokuydu. Kendimi yedim bitirdim, günlerce ağladım. İstanbul'a da dönmedim. O sırada eşim aradı yemek yemek için. Aramızda bir şeyler oldu... Amerika'ya gitti, beni oraya davet etti, 40 gün içinde evlendik. Biz evlendiğimiz zaman anladım ki, o erkek oyuncu beni reddetmeseydi biz evlenemezdik. Hayatımın en büyük dersidir. Kelebeğin Kaderi kitabını bu duyguları anlatmak için yazdım.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.