Cumartesi 20.04.2019
Son Güncelleme: Cumartesi 20.04.2019

Engel ne ki hepsi aşılır

Erol Afşin’i Homeland ’da oynayan Türk oyuncu olarak tanıdık ama onun hikayesi başlı başına filmlere konu olacak türden. Almanca bilmeden Almanya’ya giden, ekmek fabrikasında çalışıp sınava hazırlanan, engelleri aşıp konservatuvar okuyan Afşin, vizyondaki Türk filmi Saf’ta karşımızda. Oyuncu ilham verici hikayesini anlattı

Sekiz yaşında, bir bayram günü, cebinde harçlığı, yaşadığı köyden Adana'ya gelip ilk defa sinemanın kapısından içeri girerek Eşkıya'yı izlediği zaman, ona günün birinde senin de filmlerin sinemalarda gösterilecek deseler inanmazdı herhalde. Çünkü aklında yoktu oyuncu olmak... Yıllarca da olmadı.

Kardeşleri arasında okumaya hevesli olan bir tek oydu. Gözüne İstanbul'u kestirmişti. Adana'dan İstanbul'a gelmenin yolu da üniversite okumaktan geçiyordu. Turizm ve Otelcilik bölümü kazanıp İstanbul'a geldi. Oyunculuk merakı da burada düştü içine. Ama şeytanın bacağını kıramadı bir türlü. Kadıköy Moda'da abisiyle açtıkları markette çalışırken müşterilerinden Müfit Can Saçıntı'nın "İmkanın varsa yurt dışına git" demesiyle kendi macerasını çizmek için zorlu bir yola kapı araladı. Almanca bilmeden Almanya'ya gitti, çalıştı çabaladı ve orada ülkenin en iyi konservatuvarlarından biri olan Folkwang Universitaet der Künste'de okudu...

30 yaşındaki Erol Afşin'den bahsediyorum. Siz onu popüler dizi Homeland'de oynayan Türk oyuncu olarak tanıyor olabilirsiniz. Ama aslında bir başarı ve azim öyküsünün başrol oyuncusu o...
Erol Afşin bu hafta vizyona giren Ali Vatansever'in yönettiği Saf filmiyle karşımıza çıktı. Film için Türkiye'ye gelen oyuncuya "Hazır buralara kadar gelmişken biraz muhabbet edelim" dedim. "Tamam" dedi ve kendi yolunu nasıl çizdiğini anlattı.
- Tam bir başarı öyküsü seninkisi...
- Evet yaşadıklarıma bakınca böyle söylenebilir. Ama sanki su aktı ve yolunu buldu gibi geliyor bana. Aslında hayatta insanların önüne engeller çıkıyor. O engelleri aşma kararlılığı benimkisi. Her engeli aşarken yeni şeyler öğreniyor insan. O engeller senin kendini geliştirmene neden oluyor.


'TEKRAR DENEYECEĞİM' DEDİM
- Ama tek kelime bilmeden Almanya'ya gidip orada konservatuvar okumak azbuz bir şey değil.

- Konservatuvar sınavına hazırlanırken bir yıl boyunca hem ekmek fabrikasında çalıştım hem de Almanca öğrendim. Sınava girdim. Kurul bana "Senin oyuncu olarak enerjini beğendik ama büyük bir dil sıkıntın var" dedi. Teşekkür ettim. Tam kapıdan çıkarken okulun bölüm başkanı olan Johannes Klaus "Seni kabul etmedik. Şimdi ne yapmayı düşünüyorsun" dedi. O zaman da Haiti'de deprem olmuştu. Ben de "Haiti'de insanlar ölüyor. Şu an sadece bir sınavı geçemedim, benim için dünyanın sonu değil. Tekrar deneyeceğim" dedim. Johannes Klaus hikayemi dinlemek istedi, anlattım çat pat Almancam ile. Sonra bana asistanlık teklif etti. Kabul ettim. Tiyatro dünyasına böylece girdim. Bir yıl sonra konservatuvar sınavını geçtim ve okula başladım.


- Tüm bunlar olurken ailen arkanda mıydı?

- Aileme Almanya'da ekonomi okuyorum demiştim. Uzun yıllar öyle bildiler. Sonra öğrendiler, baktılar ben mutluyum, çalışıyorum sıkıntı çıkarmadılar. Mesela yıllar sonra Homeland'de oynayınca bir Türk kanalına canlı yayına bağlandım. Bağlantı öncesi babamı aradım "Bir Amerikan dizisinde oynadım artık bundan sonra işler değişebilir. Akşam da TV'ye çıkacağım izleyin" dedim. Babam bana "Nasılsın oğlum param var mı, yoksa göndereyim" dedi. Sonradan öğrendim. Söyleşiyi izlememişler. Tabii oyunculuk falan onlar için yabancı bir dünya. Bilmiyorlar. Ben mutluysam onlar da mutlu. Ama eğer Almanya'da başarısız olsaydım büyük sıkıntılar yaşayabilirdim ailemle.
- Homeland maceran nasıl oldu?

- Bir gün evde otururken telefon geldi Homeland için deneme çekimine davet edildim. Gittim. İki hafta sonra aradılar seçildin dediler. Tabii büyük bir deneyimdi. Üç buçuk ay sürdü. Düşün Yüzüklerin Efendisi'nin prensesi Miranda Otto ile Oscar'lı F. Murray Abraham ile aynı settesin. Bu insanlar inanılmaz şekilde mütevazı. Aslında bizim işimizin bir parçasının samimiyet ve mütevazılık olduğunu anladım bu sette.


ŞENER ŞEN İLE TANIŞINCA SANKİ LÂL OLDUM
- Sekiz yaşında sinemada Şener Şen'i gördün o zaman izleyici koltuğundaydın. Saf'ta oynadın. Şimdi sen perdedesin. Nasıl hissediyorsun?

- Evet, koltukla perde arası normalde kısa bir mesafedir ama benim yolculuğum uzun oldu. Saf sevdiğim bir film. Kentsel dönüşümle, Suriyelilere olan yaklaşımla, işsizlikle ilgili bir film. İnsanlar için 500 TL'nin ne kadar büyük bir para olduğunu anladım. Çok zor hayatlar yaşıyor insanlar. Büyük sorunların üstesinden gelmeye çalışıyorlar, bazen çıkamıyorlar işin içinden. Tabii bir Türk filminde başrol oynamak önemliydi. Ama bir isteğim var Şener Şen ile oynamak.
- Sinemada ilk izlediğin aktör Şener Şen hiç karşılaştın mı?

- Tanıştık. "Merhaba ben Şener" deyince lâl oldum resmen. Tuncel Kurtiz'i de çok seviyordum ona yetişemedim. Ama Şener Şen'e yetiştim. Umarım bir gün kendisiyle karşılıklı oynayabilirim.


FİLİSTİN'DE İNSANLIĞIN AYAKLAR ALTINA ALINDIĞINI GÖRDÜM
- Bir ara Filistin'e gitmişsin.

- Evet, biz konservatuvarda okurken Filistin'de bir tiyatro okulu kuruldu. Kardeş okul olduk ve biz kalkıp Filistin'e oyun sahnelemeye gittik. Filistinlilerin mücadelesini biliyordum tabii ama oraya gidince tam olarak neler yaşadıklarını anladım. İnsanlık onuru nasıl ayaklar altına alınıyor bire bir yaşıyor, görüyorsunuz orada. Gördüklerimden çok etkilendim. Bir oyun yazdım hatta. Şunu söyleyebilirim. Bizim oyunculuğa yüklendiğimiz anlam daha kişisel olabiliyor. Ama Filistin'de tiyatro yapmak, oyuncu olmak hayatta kalmanın bir yolu. Sadece yapanlar için değil. O tiyatrocular kamplara gidiyor çocukları rehabilite ediyor, gençlere alan açıyor. Daha kolektif, toplumsal bir yanı var orada tiyatrocu ya da oyuncu olmanın. Önemli dostluklar kurdum oradaki insanlarla...
- İlişkin devam ediyor mu?

- Tabii. Hatta iki arkadaşımızın Almanya'ya gelmesini sağladık. Biri bizim okulda okuyor. Diğeri Viyana'da. Onlar okul bitince tekrar Filistin'e dönmek istiyor. Ben de fırsat yaratırsam tekrar gitmek istiyorum Filistin'e.

FOTOĞRAFLAR: MURAT ŞENGÜL

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.