NBA efsanesi haydari aşığı çıktı

Miami'de üniversitede okuduğum yıllarda eski bir basketbolcu olan babamın beni ziyarete gelmeden önce tek bir isteği olurdu. Miami Heat maçına bilet almam. Efsane kadro vardı... NBA'in 'en ağır' oyuncuları arasında olan Shaquille O'Neal Miami Heat takımına transfer olmuştu. Kısacası bu maçlar kaçmazdı... Bazen arenada kimi zaman ise ekranların başında nefes kesen maçları ve efsane oyuncuyu izleme fırsatım olmuştu. Ama bu hafta içerisinde ilk kez Orlando'da hem de bir Türk mekanında Cafe 34 ve iLounge Istanbul'da karşı karşıya geldik. Aslında o yakın arkadaşı Gökhan Oral'ın sahibi olduğu bu mekanların müdavimleri arasında. Orlando'ya her gelişinde mutlaka buralara uğruyor. Ama bu benim ilk rastlayışım. Ve ilk kez cesaretimi toplayıp birkaç dakikalık röportaj için adım atışım... Mekandan içeri tek başına girdi O'Neal... Yanında ne bir koruma ne de kalabalık arkadaş gurubu. Kafenin sahibi Gökhan Oral'a soruyorum "Genelde tek başına ya da bir arkadaşıyla gelir ama asla koruma taşımaz" diyor. Hayranları hemen etrafını sarmaya başlıyor. İri yarı görüntüsünün aksine hep güleç bir yüzü var. Kimseyi de kırmıyor, fotoğraf isteklerini geri çevirmiyor. Kalmasına yakın ben yaklaşıyorum ve kendimi tanıtıp kısa bir söyleşi talebinde bulunuyorum. Beni de geri çevirmiyor. Yıllarca hayranlıkla izlediğim başarılı sporcu ile sadece fotoğraf değil aynı zamanda kısa bir de sohbet imkanı yakalamışım... Hem de menajerler, sözleşmeler, süre kısıtlamaları ya da saçma kurallar da yok. O halde "Yaşasın spontane buluşmalar" diyorum ve hemen sorularımı sormaya başlıyorum.

AKILLI İNSANLARLA ÇALIŞTIM
İlk sorum başarısının sırrı oluyor. Cevabı kısa ve net: "Akıllı insanlarla çalışıyorum ve akıllı insanları yanımda bulunduruyorum" diyor ve ekliyor "Herkese buradan tavsiyem olsun. Başarı için akıllı fikirler önemli." İkinci sorum ise basketbolu bıraktıktan sonra neler yaptığı oluyor. Malum 2011 yılında kendi çektiği bir video ile Twitter üzerinden basketbolu bıraktığını açıklamıştı. "Çok hobim yok, öyle golf falan oynamıyorum. Arabalara ilgi duyuyorum bir de nargile içmeyi seviyorum" diyor. Portakal ve nane karışımlı nargileyi çok sevdiğini de ekliyor. Ama yatırımları yeme-içme sektörü üzerine devam ediyor. ABD'nin en büyük pizza zincirlerinden biri olan Papa John's Pizza'ya yatırım yapıyor. Markanın aynı zamanda yüzü ve yönetim kurulu üyesi olduğunu da anlatıyor. Bir dönem Shaquille O'Neal yine ABD'nin ünlü hamburger zinciri Five Guys'a yatırım yapmıştı. Belli ki pizza ve hamburgeri seviyor. Peki ama Türk yemekleri ile arası nasıl?

Efsane futbolcu Maradona’dan Mahmud Abbas’a “Ben Filistinliyim”

BİLDİĞİM 11 KIZIM VAR
Tavuk ve et döneri çok sevdiğini anlatıyor. Bu arada sos olarak ketçap değil haydari sevdiğini öğreniyorum. Kızarmış tavuk, patates kızartması ve kızarmış karides de favori yiyecekleri arasındaymış. Bir de karpuzu çok seviyor. Yanında hiçbir şey olmadan sulu karpuzu ne kadar sevdiğini anlatıyor. Basketboldan tamamen kopmuş durumda değil. NBA'de yorumculuk yapmaya da devam ediyor. Normal hayatında oldukça yavaş, tane tane konuşan ve hep gülümseyen biri. En azından bizim mini röportajımız boyunca böyleydi. Yeni yatırımları ve gündeminde çoğunlukla yiyecek sektörü var. "Zaten iyi bir sporcu iyi yemekten anlar ve yapar" desem de olumsuz yanıt alıyorum. "Kız kardeşlerim ve evde şefim var, yemek yapmak bana düşmüyor" diye gülerek yanıtlıyor. Madem söz kız kardeşlerine ve evine geldi biraz da aile hayatından bahsedelim. Örneğin kaç çocuğu olduğundan... "Bildiğim 11 kızım var" diyor samimi bir tebessümle... Orlando'daki malikanesini ise 28 milyon dolara satışa çıkarmış. (Bu bilgiyi elbette yerel gazetelerden okumuştum.) İçinde basketbol sahası bir de DJ'lik odası varmış evin.

TÜRKİYE'Yİ GÖRMEK İSTİYOR
Hobileri arasında Dj'lik de olduğunu ekliyor. Zaten sinema ve müzik de basketbol kariyerinin yanı sıra yaptıkları arasında. Dört tane rap albümü olduğu bilgisini de ekleyeyim. Bu kez soru O'Neal'dan geliyor. Orlando Magic'in eski yıldızlarından namı diğer Hido, Hidayet Türkoğlu'nu soruyor. Daha önce hiç Türkiye'ye gelmemiş. Ama yakın dostu ve rastlaştığımız kafenin sahibi Gökhan Oral'dan Türkiye'yi çok dinlemiş. "En kısa zamanda gelmek istiyorum" diye belirtiyor. En çok Çin'e, (daha çok iş anlaşmaları ve yatırımlar için) Bahama Adaları'na, Toronto'ya gittiğini anlatıyor. Bu arada dikkatimi çeken hususlardan biri de polis teşkilatıyla olan ilişkisi. Gece 24.00'ten sonra mekanı denetlemek için uğrayan polislerle yakın iletişim içinde. Dertlerini dinliyor, tek tek sohbet ediyor. O kadar lüksün içinde son derece içten ve mütevazi biri anlayacağınız. Benim Shaquille O'Neal buluşmamdan aktaracaklarım bunlar olabilir. Sanırım sporculuğun verdiği centilmenlik tam da bu olsa gerek...