Giriş Tarihi: 11.01.2020

Erol Büyükburç'un kızı Jeyan Büyükburç: Babama kırıldım ama onu dinleyince öfkelendim hak verdim

Erol Büyükburç’un kızı Jeyan Büyükburç: Babama kırıldım ama onu dinleyince öfkelendim hak verdim

Erol Büyükburç’un kızı Jeyan Büyükburç da babası gibi bir şarkıcı. Ama neredeyse tüm hayatı onun yokluğu ile geçmiş. O dönemler elinden tutan tek kişi trafik kazasında kaybettiği ablası Ajlan olmuş. Hayat ona acılarıyla baş edebilmeyi, tek başına ayakta kalabilmeyi öğretmiş

Türk pop müziğinin efsane ismi Erol Büyükburç ve ilk eşi Türkan Türker'in kızı olarak 1977 yılında dünyaya geldi Jeyan Büyükburç. Anne ve babası ayrıldığında annesi Jeyan'a altı aylık hamileymiş. Çocukluğu babasının yokluğu ile geçmiş. Düzenli olarak hiç görüşemedikleri için zaman zaman ona kırılmış. Ama babasının vefatından birkaç yıl önce görüşüp onun gerekçelerine hak vermiş.


Jeyan'ın hayatında unutamadığı bir isim daha var. 29 yaşında trafik kazası sonucu hayatını kaybeden müzisyen ablası Ajlan. Jeyan'ı 15 yaşındayken elinden tutup ilk kez sahneye çıkarıyor. Ablasına vokallik yaparak başlıyor sahne macerasına. Tiyatro eğitimi aldıktan sonra Yıldız Teknik Üniversitesi Modern Dans Bölümü'nü kazanıyor. Bir grup kurarak kendi şovlarını yapıyor. Ablasının Ağlayamam şarkısını cover'layarak, babası ile de hologram tekniği ile aynı sahnede düet yaparak onları yaşatmak istiyor. Şu an bir mekanda muhteşem sahnesiyle ve dans gösterileriyle izleyicilere unutulmaz anlar yaşatan Jeyan Büyükburç ile babakız ilişkisinden ablası Ajlan'a ve yeni projelerine kadar pek çok şey konuştuk.

- Çocukluğunuz babanızdan uzak geçmiş. Nasıl bir baba-kız ilişkisi hayal ederdiniz?

- Babamla altı yaşımdan 15 yaşıma kadar çok az görüşebildik. O dönemler yeni eşi ve çocukları ile bir hayat kurmuştu. Yine de orta yolu bulup gelebilirdi. Ama daha çok telefonda görüşüyorduk. Bana "En sevdiğim kızımsın" derdi. Çok fazla birlikte vakit geçirememekten dolayı kırgındım. Eğlenceli bir adamdı. Onunla daha çok gülüp eğlenmeyi isterdim. Annem de "Güler yüzlülüğün, komik olman aynı babana benziyor" der. Kırgınlığım, "Canım kızım" deyip tam olarak hissettirememesinden. Yokluğunu hissettiğim zamanlar çok oldu. Arkadaşlarımın babaları eve gelince onlar da koşarak eve giderlerdi. İşte o anlar da içim burkulurdu.
- Yokluğunu hissederek büyümek sizi nasıl etkiledi? İlgilenseydi her şey daha mı farklı olurdu?
- Bu soruyu ara ara ben de kendime soruyorum. Ama cevabını tam olarak bulmuş değilim. Belki de böyle olması hayata daha erken atılmamı ve daha fazla kendimi geliştirip güçlü durabilmemi sağladı. Tek parçalanan aile bizim ailemiz değil. Zamanında çok ünlü olan bir sanatçının kızları olabilmek kolay değil.


- Bu yüzden hiç öfke duyduğunuz oldu mu?
- Küçükken öfkeliydim. Ama büyüyünce kırgınlığa dönüştü. Tek başıma kadınlarla dolu bir ailede büyüdüm. Hangi kız çocuğu istemez babasıyla birlikte vakit geçirsin, kocaman bir ailesi olsun. Her şeyi algılayabileceğim, hem yaş olarak hem de ruhen olgun hissettiğim zaman babamla konuşmak istedim. Konuştuktan sonra hiçbir kırgınlığım kalmadı.
- Görüşmeniz nasıl oldu, neler konuştunuz?
- Vefat etmeden birkaç sene önce görüştük. Babamın o zamanki eşi Ute Hanım babamla görüşmek istediğimi biliyordu. Babam da istiyormuş. Görüşme ayarladı. Onların birlikte çocukları yok ama babamın kızları ile görüşmesini istiyordu. Çok minnettarım ve hâlâ görüşürüz. Sayesinde bir araya gelmiş olduk. Yoksa içimde kalırdı. Babam çok hatalar yaptığını, her şeye yetişemediğini ve insanın tam anlamıyla mükemmel olamadığını söyledi. Anlattığı şeylerden sonra oturup düşündüm. O zamanlar çok popülerdi. Hepimizin o an gerektiren öncelikleri olabiliyor. Bu yüzden hak verdim.


- Diğer kardeşlerinizle görüşüyor musunuz?
- Özlem ve Evren ikisi de çok değerli hocalar. Özlem'le görüşüyorum. Evren ile özel sebeplerden dolayı görüşemiyoruz. Ama karşılaştığımız zaman saygı çerçevesinde konuşuyoruz. Hiçbir zaman bağırış çağırış içinde olmadık.
HOLOGRAM TEKNİĞİ İLE DÜET YAPACAK
- Şu an çeşitli mekânlarda sahne alıyor, şovlarınızla dikkat çekiyorsunuz. Kariyer planlarınız nelerdir?
- Türkiye'de ilk olan çok güzel bir projeye imza attık. En basit anlatımı ile sahnede ben yokken sanki varmışım gibi bir düzen olacak. Hologramlar yapıldığı oldu ama yaşayan birinin daha önce hologramı yapılmamıştı. Beni tercih ettikleri için çok mutlu oldum. Albümden daha kıymetli benim için. Bu teknikle babamla bir düet yapacağım. Gerçekte de olsun isterdim. Ablamla da ilerleyen zamanlarda bu teknikle aynı sahnede olmak istiyorum. Babamın ve ablamın izinden şarkı söyleyerek gideceğim.


MİRAS SÜRECİ BENİ YORDU
- Babanızın vefatından sonra bazı tatsız durumlar yaşadınız. Bu süreçte nasıl hissettiniz?
- Yaşanan olumsuz olaylar yüzünden haksızlığa uğramış ve yok sayılmış gibi hissettim. İçinde olmaktan mutlu olmadığım durumlar yaşadım. Ama ülkemizde miras davası açan tek kişiler biz değiliz. Uzun yıllar devam eden süreç bizi çok yordu. Bazen keşke bu durumun içinde olmasaydım diyorum. Çok eleştiriye maruz kaldık ve acımasızca davranıldı.
AJLAN HEPİMİZİN ABLASIYDI
- Ablanız Ajlan da başarılı bir müzisyendi. Hayatınızdaki yeri nedir?
- Bütün kardeşlerim benim için çok kıymetli. Ama Ajlan çok başkaydı, hepimizin ablasıydı. Herkesin tanımasını isterdim. Yaşasaydı çok güzel yerlerde olurdu. Bana hâlâ güç veriyor. Beni sahneye ilk ablam çıkardı. 15 yaşımda çekingen bir çocuktum. Beni çalıştığı yere götürdü. Müziğe ablama vokal yaparak başladım. Babamdan daha çok ablamın desteğini gördüm. Ablamı yeni nesle tanıtmak için Ağlamam şarkısını cover'ladım. Ablamla "Keşke diğer kardeşlerimiz de gelse, hep birlikte olsak" diye konuşurduk. Bunu sağlayabilecek tek kişi babamdı.


- Ajlan'ın babanızla küs olduğu söylenirdi. Böyle bir durum var mıydı?
- Öyle söylentiler vardı ama küs değillerdi. En büyük kızı olduğu için sorumluluğu hep o aldı. Abla gibi davranıp bize bir şey çaktırmadan arayı bulmaya çalıştı. Yoksa babam ablama da müzik hayatında çok destek olmuştur. Aramızda bir köprü olmak istediği için sanki tartışma yaşıyorlarmış gibi bir algı oluştu. Sadece beni değil bütün kardeşlerini korumak istedi.