Cumartesi 22.08.2020

Çiftlik hayatında huzur var Doğa iyileştirir

Şehre yakın ama şehir hayatından uzak, doğayla iç içe, enfes yemekler sunan çiftlik hayatına ses vermeye ne dersiniz? O halde bu yazıyı es geçmeyiniz!

Yasakların kalkmasıyla kimileri kendini eğlence mekanlarına, restoranlara attı. Kimileri ise geçen günlerin izlerini doğada siliyor. Uzun yürüyüşler yapıp, bol bol oksijen alıp, lezzetli yemekler tadıyor. İşte bu ikinci gruba dahil olanalar için şehre yakın ideal adresleri kaleme aldım.
Her biri yüzlerce dönüm arazi içinde. Bu mekanlar sadece doğa hayatını sunmuyor ziyaretçilerine; spa'sı, yemekleri ve hatta etkinlikleriyle hiç sıkılmadan tatil imkanı vaat ediyor. Biraz kafa dinlemek, yeni yerler keşfetmek, doğayla bütünleşmek için birebir destinasyonlar bunlar...
TABİAT VE SANATIN BULUŞMA NOKTASI
Eceabat'a gitmek için muhteşem bir neden Caeli Hotel... Sanatseverlerin, doğa düşkünlerinin ve hatta konfor ve lüks sevenlerin bile kaçırmaması gereken bir yer. Eşsiz üzüm bağları ile çevrili otel Gelibolu Yarımadası'nın Kumköy mevkiinde hizmet veriyor. Ahmet ve Zafer Toksöz kardeşlere ait otel kar amaçlı değil; ailenin toprak ve yaşam felsefesini yansıtmak üzere açılmış. Otelin neredeyse her yerinde sizi başyapıt olarak nitelendirebileceğimiz sanat eserleri karşılıyor. Seçkin Pirim'e ait dev heykel hemen girişte göze çarpıyor.

21 FARKLI ODA
İsmini dünyanın seçkin üzümlerinden alan 21 farklı oda var otelde. Ve tabii her birinin içinde farklı sanat eserleri. Özel tasarım 700 metrekare spa bölümünde bile dünyaca ünlü sanatçılara ait heykeller unutulmamış. Türk hamamı, macera duşları, şok havuzu gibi farklı alanlar bulunuyor spa bölümünde. Gelelim en lezzetli bölüme yani mutfağa. Oteldeki tüm yemekler kendi bostanlarında yetişen sebze-meyvelerle hazırlanıyor. Bahçede ise sadece yerli tohumdan meyve ve sebzelere yer veriliyor. Bahçeden toplanan sebzeler, aynı gün Çanakkale Boğazı'ndan tutulan balıklarla birleşiyor ve ortaya enfes sonuçlar çıkıyor. Bu arada müşteriler de dilerlerse bostandan kendi malzemelerini toplayabiliyor.
GEZİLECEK ÇOK YER VAR
Hotel Caeli'de kalırken bölgede keşfedecek pek çok yer olduğu bilgisini de unutmayın derim. Aynalı Çarşı, Çimenlik Kalesi, Gelibolu Yarımadası Tarihi Milli Parkı bu yerlerden sadece birkaçı. Gökçeada ya da Bozcaada'ya devam etmek isteyenler için de enfes bir durak noktası. Ayrıca otelde sık sık farklı atölyeler ve etkinlikler düzenlendiği bilgisini de vermeliyim. Mevsimlik değişen yemeklerin ise hepsi enfes.
AYLIK YA DA YILLIK KİRALAMA İMKANI
Palivor Çiftliği'nin enfes ürünlerine İstinye Park mağaza ve restoranından aşina olabilirsiniz. Köfteleri, kokoreçi, burgerleri ve peynirleri... Hepsi çiftlikte yetişen ürünlerle hazırlanıyor. Kafe bölümünde oturup yiyebilir ya da satın alıp evde mükellef sofranızı kurabilirsiniz. Palivor'un Kırklareli Demirköy'deki çiftliği ise sessiz, doğada tatil kaçamağı düşünenler için ideal. Demirköy İlçesi'nin Avcılar Köyü'ne bağlı adını aldığı Palivor Mahallesi'nde yer alıyor. Toplam 140 dönüm arazi üzerine kurulu çiftlik denizi ve plajlarıyla tatilcilerin ilgisini çeken İğneada'ya sadece 11 kilometre uzaklıkta. Çiftlikte her biri kendine ait altı ile 20 dönüm arazisi olan 10 ayrı müstakil çiftlik evi bulunuyor. Bunları dilerseniz günlük ya da aylık hatta yıllık olarak kiralayabiliyorsunuz.
1700'LÜ YILLARA DAYANIYOR
Çiftliğin tarihçesi 1700-1800'lü yıllara dayanıyor. İçerisinde hayvan yetiştirilen, genellikle Bulgar ve Rum kökenli insanların yaşadığı çiftlik yörede Polihor, Paliman ya da Papaz'ın Yeri olarak anılırmış. Eski ihtişamına kavuşması ise 2011 yılında oluyor. Çiftliğin ürünleri bazı market zincirlerinde de satılıyor. Bu arada çiftlikte bulunan evlerin oda sayıları ve boyutları da farklılık gösteriyor. Kalabalık aileler ya da çiftler tarafından da tercih ediliyor.

PEK ÇOK DİZİYE SET OLMUŞ
Yine direksiyonu yakınlara Çatalca'ya kırıyoruz. Bu kez istikamet Vill Fe. Siz keşfetmemiş olabilirsiniz ama iyi yemekten anlayan ve doğa tutkunu birçok tanıdık isim buranın müdavimi. Zaten burası aynı zamanda Aşk-ı Memnu dizisinin çekildiği halanın çiftlik evi. Ayrıca daha pek çok ünlü diziye ve filme de ev sahipliği yapmış. Uçsuz bucaksız tarla içinde oldukça karakterli bir mimariye sahip bir malikane burası. 150 dönümlük fidanlığın içinde Akdeniz mimarisiyle inşa edilmiş ve çoğu antika eşya ile döşenmiş bir otel aynı zamanda. Suit odaları dahil toplam 50 kişiyi ağırlıyor. Covid 19 nedeniyle kapalıydı ama temmuz ayında yeniden açıldı. İçinde Türk hamamı ve saunası da var. Sıcak günlerde serinlemek isteyenler havuza atlayabilir. Havuza bakan restoranda hazırlanan yemekler bostandan toplanan ya da yöresel pazardan alınan ürünlerle yapılıyor. Sabah kahvaltısında taze pişen ekmek kokusuna uyanıyorsunuz. Köy yumurtası, tereyağı, peynir ve reçel çeşitleri insanı acıktırıyor. Ayrıca sık sık kişisel gelişim ile ilgili atölye çalışmaları yapılıyor. Burası özel kutlama günleri için de biçilmiş kaftan.

KENDİ ÇİFTLİĞİNİZDEYMİŞ GİBİ
Kısa bir yola gidiyoruz... Hatta Beylikdüzü tarafında oturanlar için oldukça kısa... Silivri'de zamanın yavaş aktığı bir çiftlik istikametimiz: Grandma's Wonderland. Silivri'nin Akören Köyü'ne giden yol üstündeki çiftlik Akbayır Ailesi'nin binbir emekle oluşturdukları bir yer. Eş, dost, gelen gidenin ısrarı ile kurmuşlar burayı. Her bir metrekaresinde tasarım var. Çoğunluk Fransa'dan, yurt dışından ya da antika pazarlarından alınan mobilyalarla dekore edilmiş.
Bahçede çam, meyve ağaçları, gölet, üzüm bağları... 40 bin metrekareye yayılan çiftlikte her an horoz, ördek, kaz ve sülünlerden oluşan bir kanatlı ailesine denk gelebilirsiniz.

Yedi farklı odası var çiftliğin. İster günübirlik gidip mükellef bir yemek yedikten sonra dönebilirsiniz. İsterseniz yedi odasından birinde konaklayabilirsiniz. Benim kaldığım odanın içinde minik bir de hamam vardı. Ne yalan söyleyeyim akşam yemek öncesi hamam keyfi yapmak çok iyi hissettirdi. Bu arada 12 yaş altı çocuklar, konaklamada sadece bayramlarda kabul ediliyor. Ama yemek rezervasyonu için konuşabilirsiniz. Grandma's Wonderland'e enfes çiftlik hayatı dışında restoranındaki yemekleri tatmak için de gitmenizi öneririm. Eskiden ahır olan The Barn'ın mutfağı Bülent Akkızoğlu'na emanet.
Pazar brunch'ları enfes. Saat 10.00-14.00 arası servis ediliyor. Maksimum 50 kişilik rezervasyon alıyorlar. Yanık kremalı mini pasta, tatlı ekşi peşmelba gibi tatları ise tatlı sevmeyenlerin bile kanına giren cinsten.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.