Giriş Tarihi: 12.12.2020

Sinemada kriz var kriz

Pandemi sürecinde, sinemanın geleceği konusunda yapımcılar ve stüdyolar tek başına karar verici olmak istiyor. Buna yönetmenler ve sinema salonları ise itiraz ediyor. Süreci taraflar birlikte yürütemeyince de kriz baş gösteriyor...

Hatırlayın, pandemi sürecinde sinema dünyasının umut bağladığı filmlerden biriydi Tenet. Bu filmin ticari performansının, sinema endüstrisinin gelecekteki hareket planında belirleyici olacağı sinemanın paydaşları tarafından hep dillendirildi.
205 milyon dolarlık bütçesi olan film sonbaharda vizyona girdi, tüm dünyada 360 milyon dolarlık bir hasılat elde edildi. Film zarar etmediği gibi yapımcısını kâra da geçirmişti. Şu olağanüstü zamanlarda sinema salonlarında bir hareketliliğe neden olmuştu. Seyircilere sinemalarda film izleme keyfini yeniden yaşatmıştı. Az şey değildi bunlar.
Fakat buna rağmen filmin yapımcısı Warner Bros. özellikle Tenet'ın ABD'deki ticari performansından hoşnut olamadı. Bu da Warner Bros.'un çok farklı bir yol haritası çizmesine neden oldu. Warner Bros. 2021'de gösterime sokacağı filmleri, hem sinemalarda hem de dijital bir platformda göstereceğini açıkladı. İşte günlerdir bu karar sinema dünyası tarafından tartışılıyor.
Bu karara itiraz edenlerin başında Tenet'ın yönetmeni Christopher Nolan geliyor. Nolan, stüdyonun birlikte çalıştığı yönetmenlere danışmadan böylesi bir karar almasından hoşnut olmadığını söyleyerek, sinemanın geleceğini etkileyecek bir karar verilirken sadece stüdyoların söz sahibi olamayacağını anlatmaya çalışıyor. Haklı da…

ORTAK BİR KARAR LAZIM
Sinemanın geleceği konusunda sinemanın tüm paydaşlarının söz hakkı var. Kim bu paydaşlar derseniz. Yapımcılar, yönetmenler, sinema salonu sahipleri, seyirciler… Pandeminin oluşturduğu olumsuz koşullardan hepsi de etkileniyor. Ve düze çıkmak için de hepsinin ortak bir kararla yola devam etmesi gerekiyor.
Ama şu durumda yapımcılar kendi kar zarar hesabına bakarak, bir yol haritası çizmeye çalışıyor. Warner Bros.'un aldığı bu karar sinemaları, yönetmenleri ve seyirciyi de etkileyecek. İşte tartışmanın çekirdeğinde bu durum var.
Bizde de aslında sonbahardan beri alttan alta yaşanan durum benzer. Sinema salonları açıkken pekçok yapımcı filmlerini salonlarda göstermek yerine online platformları tercih ettiler. Sinemalarda seyirciyi salonlara çekme ihtimali olan filmler gösterilemedi ve seyirciler sinemaya gitmeme eğilimine girdiler. Ve sonunda sinema salonları zarar edince pandemi nedeniyle devletin kapatma kararı vermesi için devreye girdiler. Şimdi salonlar yıl sonuna kadar kapalı. Bazı sinemalar bir daha hiç açılmayacak. Özellikle butik sinemalar. Çünkü iflas etti sahipleri… Sinema Salonu Yatırımcıları Derneği kaç zamandır bunu anlatmaya çalışıyor. Sinema bu krizden nasıl çıkar diye tüm paydaşların bir araya gelip karar vermesi ve bu olağanüstü dönemin zararının hep birlikte göğüslenmesi gerekirken bu yapılamıyor. Bir araya gelememenin sonuçlarını ise tahmin etmek zor değil. Mesela daha fazla sinema salonu kapanacak. O zaman merak ediyorum yazılarımızda beyazperde tabiri yerine dijital ekran falan mı diyeceğiz?


MUTLU YILLAR YONCALAR
Yıllar önce Emek Sineması'nda bir SİYAD töreninde Hülya Koçyiğit ve Fatma Girik'i yan yana görmüştüm. Töreni birlikte izliyorlardı. Tören sonrası yanlarına gittim. Hülya Koçyiğit "Uzun zaman oldu, bir ara görüşelim, böyle olmuyor" diyordu. Fatma Girik de "Özleştik, tabii görüşelim" diye karşılık veriyordu. Bilmezdim ikisinin yakın arkadaş olduklarını. Böylece öğrenmiş oldum. Onlar sinemamızın dört yapraklı yoncasının iki yaprağı. Bir başka ortak özellikleri ise ikisinin aynı gün 12 Aralık'ta dünyaya gelmeleri. Koçyiğit 12 Aralık 1947 doğumlu. Fatma Girik ise 1942. Öncelikle ikisinin ve tabii tüm 12 Aralık'ta doğanların doğum günü kutlu olsun.

İKİ RABİA
Sinema maceraları, beyazperdedeki izdüşümleri farklı iki ayrı star onlar. Fakat sinema kariyerlerinde özel bir ortak noktaları daha var: Rabia. 1973 yılında ikisi de ayrı ayrı Hz. Rabia'nın hayatını konu alan iki filmde başrol oynarlar. Hülya Koçyiğit yıllar sonra bu kesişmeyi bir söyleşinde şöyle anlatır: "Ben Rabia'ya başlamadan önce Fatma'nın (Girik) da bu filmi çektiğini bilmiyordum. Benim için fark etmedi. Fatma'nınki de benimki de bir Arap filmin taklidiydi zaten. Onun için Fatma çekmiş Hülya çekmiş çok da önemli değil."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.