Cumartesi 26.12.2020

Köyümde şenlik var köyümde sinema

Ümmiye Koçak’ın kendi köyünde çektiği Yün Bebek filmiyle New York Avrasya Film Festivali’nde ödül alması takdire şayan. Peki o sinemamızda kendi köyünde film çeken tek örnek mi? Değil…

Ümmiye Koçak ile Pelin Esmer'in Oyun belgeseli sayesinde tanışmıştık. Belgeselde yaşadığı Arslanköy'de, Arslanköy Kadınlar Tiyatro Topluluğu'nu kuran, köy kadınlarının sorunlarını anlatan Kadının Feryadı oyununu sahnelemeye çalışan Koçak ve arkadaşlarının hikayesini izlemiştik. Koçak ve arkadaşlarının bu çabası çok çarpıcıydı. Sanat üretiminin sınır, sınıf, coğrafya tanımadığını gösterdiği gibi sanatın insanların hayatını nasıl değiştirebileceğinin de somut bir örneğiydi.
Ümmiye Koçak yıllar içinde toplumda tanınan bir kadın oldu. Sonrasında da oyunlar sahnelemeye devam etti. Ve bir süre önce de sinema yönetmeni olarak karşımıza çıktı. Kadına yönelik şiddeti konu alan Yün Bebek adlı bir film çekti. Yine yaşadığı köyde. Ve bu film geçtiğimiz günlerde New York Avrasya Film Festivali'nde Sinemada En İyi Avrasyalı Kadın Sanatçı Ödülü'nü aldı. Şimdilerde bu filmin devamını çekmeyi planlıyor.
İnsanın kendi yaşadığı yerde, kendi şahit olduğu sorunları anlatması yeni değil elbette. Ama köy yerinde tiyatro, sinema alanında üretim yapmak da hiç kolay değil. Üstelik bu üretimler daha özgün ve yaratıcı eserlerin ortaya çıkması da sağlayabiliyor.

ULUÇAY'IN SEVDASI
Rahmetli Ahmet Uluçay'ı düşünün. Yaşadığı Kütahya'nın Tepecik Köyü'nden nasıl da sahici ve kalıcı filmler bıraktı bize. Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak ya da kısa metraj filmleri, "Sinemayı neden severiz?" sorusuna verilen en yalın ve şiirsel bir cevaptır. Köy yerinde sinema yaptığı için örselense de, "Sana mı kaldı bu işler?" denilse de o film çekmekten vazgeçmedi. Erken yaşta aramızdan ayrılana kadar hep sinema üzerine düşündü, film çekti.

TAŞKESTİ KÖYLÜLERİNİN KAYIP FİLMİ
Ahmet Uluçay köyde film çeken ilk yönetmen değildi. Sinema tarihimizde pek bilinmez ama Bolu'nun Taşkesti Köyü'nde, yine burada yaşayan köylülerin çektiği Sarsılmaz Kuvvet diye bir film vardır. Almanya'dan hemşehrilerinin gönderdiği bir kamerayla köylüler 1974'te Nihat Uslay'ın yönetiminde bir film çeker. Film, Taşkesti Köyü'nün Milli Mücadele sırasındaki kahramanlık öyküsünü anlatır. Köyde gala yapıldığını, hatta İstanbul'da birkaç kere özel gösterimle seyirci karşısına çıktığını bilsek de filmin akıbeti şimdilerde belirsiz. Kayıp olduğu düşünülüyor.


TÜRKİYE'NİN OSCAR ADAYI OLMUŞTU
Dordurmam Gaymak, köy yerinde çekilmedi ama Yüksel Aksu'nun memleketi Muğla'da, Muğlalılarla çektiği bu filmi, insanın kendi taşrasında kendi olanaklarıyla film çekmesinin en güzel örneklerinden biri olarak anmak gerekir. Türkiye'nin Oscar adayı da olan filmde köy köy dolaşarak dondurma satmaya çalışan bir seyyar dondurmacının hikayesini izleriz. Başrol oyuncusu rahmetli Turan Özdemir dışındaki bütün oyuncular yöre insanıdır. Turan'ın uğradığı köylerdeki insanlar o yöredeki köylerde yaşayan sakinlerdir. Onlar filmdeki birçok oyuncu gibi hayatlarında ilk defa kamera karşısına geçerler ve şahane performanslar sergilerler.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.