Cumartesi 20.02.2021

Yüz yüze eğitimde iş birliği önemli

15 Şubat’ta köy okullarında başlayan yüz yüze eğitim mart ayı itibariyle ilkokullar, 8’inci ve 12’inci sınıflarla da başlayacak. Uzun süredir evde uzaktan eğitim gören çocuklar, bu düzene alışan veli ve öğretmenler geçiş dönemine adapte olabilecek mi? Ortaya ne gibi sorunlar çıkabilir? Uzmanlarla konuştuk...

Mart ayı itibariyle normalleşme sürecine gireceğiz. Bu sürecin içinde okulların kademeli olarak açılması da var. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, 1 Mart itibari ile ilkokullar ile 8'inci 12'inci sınıfların yüz yüze eğitime başlayacağını açıkladı. Bu açıklama öğrenci, öğretmen ve ebeveynleri endişelendirmeye başladı. Çünkü uzun süredir evde bir eğitim düzeni kurmuş olanlar, virüsün devam ettiği ortamda yeni bir düzeni nasıl kuracakları konusunda kaygılılar.
Aslına bakarsanız, evde uzaktan eğitime geçilirken de benzer kaygılar yaşanmıştı. Peki, pandemi ortamında yüz yüze eğitim yapılırken nelere dikkat etmek gerekiyor? Ortaya ne gibi sorunlar çıkabilir? Bu soruların peşine düştük ve alanında uzman psikolog, sosyolog ve eğitimcilerle konuştuk. Ortak fikir; okul yönetimi, öğretmen ve veliler arasında iş birliğinin şart olduğu yönünde...
OKULDA REHBERLİK SERVİSİNE İHTİYAÇ ARTABİLİR
Eğitimci Emine Çaşkurlu ile sosyolog Erol Erdoğan'ın ortak tespitleri var. Pandemi döneminin eğitimde ortaya çıkardığı sorunların okul yönetimi, öğretmen ve veliler arasında iş birliğinin sağlanarak çözülebileceğini söylüyorlar.
Çaşkurlu: "Ailelere ve eğitim kurumlarına çok iş düşüyor. Karar alma ve uygulama mekanizmalarının hızlı ve keskin olması önemli. Ailelere geçirilen süreci değerlendirmelerini yeni kararlar almalarını öneririm. Belki de sözleşmeler yaparlar; ev işlerinde paylaşım, yatma kalkma, sanat, spor, kişisel bakım ve ders çalışma planlamaları aile içi kurallar gözden geçirilerek yeniden belirlenebilir. Eğitim kurumlarının ve eğitmenlerin uzaktan eğitime yönelik düşünmeye devam etmesi gerekir.
KENDİNİZE KARŞI DÜRÜST OLUN
Yüz yüze eğitim öğretim sürecinde, temel konulara yoğunlaşmak, öğrenciyi hem bilgi hem de duygusal olarak sarmalamak, adaptasyonu kolaylaştıracaktır. Öğrencilere gelince kendilerine karşı dürüst olmalarını tavsiye edeceğim. Okul varken 'Okul olmasa', okul uzaktan olunca 'Okulumu isterim' cümlelerini hangi motivasyona dayandırdıklarını düşünmeliler.

Öğrenmeye olan ihtiyaçlarını sorgulamalı ve döndüklerinde eksiklerini tamamlamaya odaklanmalılar" diyor.
Sosyolog Erol Erdoğan da salgın dönemi oluşan kaygıların okula taşınacağını söylüyor ve devam ediyor: "Salgın döneminde edinilen alışkanlıklar ve kazanımlarla ilgili sürdürülecekler, iyileştirilecekler ve terk edilecekler listesinin yapılması gerekir.
PEDAGOJİK ALAN YETİLERİNİ GELİŞTİRİN
Bu listeyi MEB'in yanı sıra öğretmen, aile ve öğrenci de yapmalı. Öğrenci ve öğretmenlerden bazıları salgın dönemi kaygılarını okula taşıyacaklardır. Okulun rehberlik servisi günün gereklerine göre donanımını yenilemeli, gerekirse ayrıca psikolojik destek alınmalıdır. Sınıf geçme yöntemleri gözden geçirilebilir. Mesela ilkokul ve ortaokulda 2020-21 birinci dönemi sınavsız tamamlandı. Fakat lisede yüz yüze sınavların yapılması bekleniyor. Öğretmenler, bir yıl öncesine nazaran teknolojiyi daha iyi kullanan öğrencilerle karşılaşacakları için sanal gerçeklik ve arttırılmış gerçeklik teknolojileri ile teknolojik alan bilgilerini ve pedagojik alan yetilerini geliştirmelidirler."
CANSU İVECEN / Psikolog
Arkadaş
özlemi derse dikkati azaltabilir
Uzaktan eğitim sürecinde derslerin ev ortamında yapılıyor olması, ders saatlerinin ve kurallarının zaman zaman esnemesine neden oldu. Yüz yüze eğitime geçilmesiyle beraber okul ortamında kural ve zaman yönetimi ile derse odaklanma öğrencilerin ve ebeveynlerin zorlanabilecekleri bir diğer konu.
Ev içerisinde özellikle küçük yaş grubu çocuklarının bakım veren kişiler tarafından ihtiyaçlarının karşılanıyor olması kimi çocuklar için bir alışkanlığa dönüştü. Bu alışkanlıklar yüz yüze eğitimde çocuğun ihtiyaçlarını kendisi karşılayacak olmasından dolayı üzerinde çalışılması ve değiştirilmesi gereken önemli noktalardan biri.
Yüz yüze eğitime verilen bu uzun ara aynı zamanda çocukların sosyal çevrelerini de etkiledi. Uzun süre arkadaş çevrelerinden uzak kalan çocuklar için sosyal ve duygusal bir takım ihtiyaçlar doğdu. Bu sebeple okulların açılacağı bu dönemde arkadaşlarıyla yaşayacakları hızlı ve ani kaynaşma çocukların derse olan dikkatini ve motivasyonunu etkileyebilir.
Özlenilen okul ve arkadaş ortamı, çocukların aklında okul ile ilgili düşüncelerini idealize etmesine neden olabilir. Yüz yüze eğitime geçişle beraber bu yüksek beklentilerinin karşılanmaması halinde oluşacak hayal kırıklığı okula uyum noktasında güçlükler yaşanmasına sebep olabilir.
Yine küçük yaş grubunun sosyal uyum konusunda becerilerinin eksik olması okul sürecinde arkadaş ve okul ortamına uyumunu etkileyerek oryantasyon sürecinin uzamasına neden olabilir. Yaş grupları, bilişsel beceriler, ailelerin tutumları ve yetiştirme biçimleri arasındaki farklılıklar okulda kişisel hijyen konseptinin oturtulmasında güçlüklere yol açabilir.
Her bir yeniliğin yaşamımıza getirdiği belirsizlikle beraber hissettirdiği bir takım olumsuz duygular bulunmaktadır. Tıpkı uzaktan eğitime geçiş sürecinde duyumsanan kaygılar gibi, yüz yüze eğitim noktasında okul sürecinin nasıl devam edeceği konusundaki bilinmezlik, pandeminin devam etmesinden ötürü sağlık ile ilgili oluşan kaygılar, çocuklarının okula uyum sürecinin nasıl olacağıyla ilgili belirsizlikler ailelerin yaşadığı endişeler arasında yer almaktadır.
Yüz yüze eğitime geçiş sürecinde yaşanılabilecek tüm bu güçlüklerle beraber, uzaktan eğitim sürecinde büyük emekleri geçen öğretmenlerin de yüz yüze eğitimde öğrencilerin okul içerisinde yaşayabileceği olumsuzluklara karşı endişelerinin artmasına neden olabilmektedir. Tüm bu süreci sınıf ortamında bire bir yaşayacak olmalarından dolayı sorumluluk hisseden eğitimciler, yüz yüze eğitimde öğrencilerin sağlık durumlarının yanı sıra davranışları ve akademik gelişimleri hakkında da endişe yaşayabilmektedir.
Çocukların uyumu kadar veli ve öğretmenlerin de yeni düzene uyumu, uzun bir aradan sonra başlayacak yüz yüze eğitim sürecini kolaylaştıracak etkenlerden biri olacaktır. Çocukların duygu düzenleme becerileri henüz yeterince gelişmediğinden, yaşadığımız olumsuz duygular ve baş etme noktasında onlara birer örnek olduğumuz unutmamalıdır.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.