Giriş Tarihi: 22.1.2022

Modanın bir biyo-devrime ihtiyacı var

Yaklaşık beş yıldır biyomateryaller üzerine çalışan moda tasarımcısı Ece Gözen Akın’ın laboratuvar ortamında geliştirdiği biyomateryal geçtiğimiz günlerde Paris’teki Hello Tomorrow Zirvesi’nde binlerce çalışma arasından teknoloji öncüsü seçildi. Akın ile buluşup 86.9 milyar doları bulması beklenen vegan deri pazarında Türkiye’nin de yer almasını sağlayacak projesini ve moda dünyasına bakışını konuştuk

Ece Gözen Akın ile 2019 yılında vegan deri projelerinin ilk meyvelerini toplamaya başladığı zaman bir araya gelmiştik. O zaman moda dünyasında etkili olan doğal, çevreci, vegan ürünler şimdi olduğu kadar popüler değildi. Akın bu konuda çalışmalar yapan ilk Türk tasarımcıydı. 1989 doğumlu Ece Gözen Akın, röportajımızın ardından daha da çok duyulan ve Türkiye'de kendisine sayısız ödül kazandıran bu projesinin geçtiğimiz üç yıl içinde bambaşka bir boyuta taşıdı.
Akın'ın Xylozen ismini verdiği sürdürülebilir deri inovasyonu birkaç hafta önce Paris'te düzenlenen Hello Tomorrow isimli zirvede dört bin başvuru arasından teknoloji öncüsü seçildi. Biz de tüm bu gelişmeler üzerine Akın'ın bir kez daha kapısını çaldık. Şimdiden keyifli okumalar...

- Bize kısaca birkaç hafta önce Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen Hello Tomorrow isimli zirveni öneminden bahsedebilir misiniz?
- Dünyayı değiştiren start-upların çığır açan teknolojilerini ve geleceği şekillendirecek olan iş modellerini dünyanın dört bir yanından gelen ekosistemin kilit oyuncuları ile paylaştığı bir organizasyon Hello Tomorrow Global Summit. Bu ekosistem ağında daha iyi ve sürdürülebilir bir gelecek için biraraya gelen yüksek teknoloji alanındaki girişimciler, yatırımcılar, kurumsal ortaklar ve mentorlar var. Buraya seçilen girişimler 'eko-sistemin aktörleri' olarak ve Birleşmiş Milletler'in sürdürülebilirlik kalkınma hedefleri ile uyumlu olan ve geliştirdikleri buluşlarla iklim krizi ile birçok global krize çözüm olarak insanlığa hizmet vermekte.
- Xylozen yani sürdürülebilir vegan deri inovasyonunuz bu zirvede büyük ilgi çekti. 150 ülkeden 4 bin başvuru arasından teknoloji öncüsü seçildi. Bize biraz anlatır mısınız bu materyali?
- Xylozen isimli sürdürülebilir vegan deri inovasyonumuzun uzun zamandır üzerinde çalışıyorduk. Fiziksel olarak ilk kez Paris'te Hello Tomorrow Global Summit'te gösterdik tüm dünyaya. Ayrıca bu yenilikçi next-gen materyalimiz Deep Tech Museum'da da sergileniyor. Kısaca anlatmam gerekirse Xylozen, canlı organizmalarla işbilirliği sonucunda laboratuvar ortamında geliştirdiğimiz bu biyomateryal. Yani kısaca hayvan derisi ve suni derinin yerine geçebilecek sürdürülebilir bir vegan deri. Giyimden, ayakkabıya ve aksesuvara, otomotiv sektöründen paketlemeye kadar bir çok farklı sektörde kullanım alanı bulunuyor. Bu materyal ömrünü tamamladığında biyolojik olarak çözünüyor ve toprağa atıldığında doğaya kaynak olarak tekrar dönüyor.

ÇEVRE İÇİN VEGAN DERİ ÇOK ÖNEMLİ
- "Gerçek deri varken neden vegan
deri. Vegan derinin suni deriden farkı nedir?" diyen soranlar oluyordur. Nedir sizin cevabınız?
- Kısaca bahsetmek gerekirse hayvancılık sektörü dünyadaki sera gazı emisyonlarının yüzde 18'inden ve Amazon ormanlarındaki yıkımın yüzde 91'inden sorumlu. Tüm bu negatif etkiler nedeniyle ekolojik, biyo-bazlı deri alternatifleri üzerine çalışılıyor tüm dünyada son birkaç yıldır. Geleneksel deri ve suni derinin çevre üzerindeki olumsuz etkileri nedeniyle vegan deri son yıllarda üzerinde ağırlıkla çalışılan bir konu. Biliyorsunuz ki suni deri petrol bazlı yani onun da doğaya çok büyük olumsuz etkileri var. Doğayla iş birliğimiz sayesinde yüzde 100 ekolojik ve vegan, kimyasalsız, üretiminde yüzbinlerce litre suya gerek duymayan, çevreyi kirletmeyen ve doğanın döngüsüne uyumlu biyomateryaller yetiştirebiliyoruz.
- İsmi duyulan, popüler olan bir tasarımcının bu kadar farklı bir yola girmesinin nedeni neydi?
- Kariyerime 12 sene önce moda tasarımcısı olarak başladım. Bulunduğum sektördeki ümitsiz gözüken tablo, global krizler beni doğaya yöneltti. Sektördeki probleme en derin kaynağından; yani materyalden başlayarak yayılan bir çözüm modeli üzerine çalışıyorum. Yaklaşık beş yıl önce başladığım tüm araştırmalarım moda, iklim krizi ve hayvancılık gibi konular üzerine yoğunlaştı. Bu araştırmalar tek bir sonuca çıkıyordu: Tekstil ve moda endüstrisinin ham madde olarak bir biyo devrime ihtiyacı var. Ben de bu bilinçle bu zamana kadar bilime olan ilgimi ve yatkınlığımı yaratıcı kimliğimle birleştirdim.
- Yerli ve milli proje, bir yandan üzerinde çalıştığınız proje...
- Vegan deri pazarının 2025 yılında yüzde 49.9 büyümeyle 89.6 milyar dolara ulaşılacağı ön görülüyor. Biz bu çalışma sayesinde; belki yurtdışından ithal etmek zorunda kalacağımız bu gibi sürdürülebilir materyalleri yerli ve milli imkanlarla üretiyoruz. Ülkemize katma değer sağlayacak olmanın motivasyonu ile çalışmalarımıza aralıksız devam ediyoruz.

GELECEĞİ RESMEDEN PROJELER YAPIYORUZ
- Enstitünüzün çalışmalarını iç yapısını, ekibinizi, nerede bulunduğunu bize detaylı olarak anlatabilir misiniz?
- Gozen Institute; biyoteknoloji, moda, tasarım ve sanat odağında çalışmalar gerçekleştiren Türkiye'deki ilk ve tek multidisipliner kurum. İstanbul merkezliyiz. Bünyemizde sürdürülebilir biyomateryal üretimiyle birlikte biyotasarım ve biyosanat projelerine de imza atarak multidisipliner yapımızı giderek güçlendiriyoruz. Bu alanda yaptığı bütün çalışmalar Morphozen markamız altında toplanarak, sürdürülebilir bir dünya inşa etmenin felsefesini ve geleceğini resmeden projeler gerçekleştiriyoruz. Ekibimiz; inovasyon ve teknoloji, moda ve tekstil endüstrisinde 15 yılı aşkın deneyim olan yöneticilerden, moleküler biyologlardan, tasarımcı, sanatçı ve araştırmacılardan ve bizi engin tecrübeleriyle her anlamdan destekleyen ve yönlendiren mentörlarımızdan oluşuyor.
TÜRKİYE'Yİ DIŞARIDA GURURLA TEMSİL EDİYORUZ
- 2019 yılının başında yine sizinle bir röportaj yapmıştık. Pandemiden önce, dünyanın bile çok az noktasında vegan deri üzerine çalışmalar yapılırken siz laboratuvar ortamında bu konu üzerine çalışmaya başlamış, ilk numuneleri üretmeye başlamıştınız bile...
- 2017 yılında bir akademik araştırma projesi olarak başladım. O dönemde geliştirdiğim biyomateryallerin potansiyelini ve çevreye pozitif etkilerini gördükçe bu konuya daha da ağırlıklı olarak eğildim. Hemen akabinde buluşlarımın patentleri, şirketleşme, ekip kurma, laboratuvar oluşturma gibi bir çok konu üzerinde çalışmalarım başladı. Şu an birçok global markayla başlattığımız işbirliği ve organizasyonlarda ülkemizi bu konuda ekip olarak başarıyla temsil ediyoruz.

***

ESKİŞEHİR'DE GURUR VEREN BİR BULUŞMA
Son dönemde tam bir tekstil devi olan Türkiye'nin dört bir yanında moda ve tasarım yarışmaları düzenleniyor. Pandemi sonrası artan bu organizasyonlar moda dünyasında kendisine bir yol açmaya çalışan genç moda tasarımcılarına yurt dışı eğitim desteği ve kariyerlerini sürdürebilmeleri için para ödülü verilmesi nedeniyle de çok kıymetli. Ben de geçtiğimiz hafta sonu Fashion Eskişehir Moda Tasarım Yarışması'nın final jürisinde yer almak için Eskişehir'deydim.
Organizasyonun her detayı öyle güzel hazırlanılmış ki, gurur duymamak ve her anından keyif almamak imkansızdı. Son dönemde modern sanat ve tasarım konusundaki atılımlarıyla her geçen gün daha da popüler olan şehir modayla da popülaritesini artırmak niyetinde belli ki. Bu yıl ilki düzenlenen bu önemli moda buluşması da bunun bir ispatı olsa gerek. Yarışmanın bu kadar iddialı olmasının önemli bir nedeni; şehirde yer alan büyük atölyeler, üretim tesisleri ve ticaret hayatına Eskişehir'de başlayan Sarar Group gibi önemli markalar... Uzun lafın kısası Ticaret Bakanlığı'nın desteğiyle, Eskişehir Ticaret Odası tarafından düzenlenen yarışma; muhteşem bir defile ile final yaptı desem abartmış olmam. Vehbi Koç Kongre Merkezi'nde gerçekleştirilen final gecesine Türkiye'nin dört bir yanından iş dünyası, protokol, moda camiasının önde gelen isimleri katıldı.

JÜRİ ÜYELERİ ÖZENLE SEÇİLMİŞ
Ece Vahapoğlu Alpay'ın sunuculuğunu üstlendiği ödül töreninde Eskişehir Ticaret Odası Başkanı Metin Güler, Eskişehir'in moda sektörüne katkı sağlayacak önemli bir adım atmaktan dolayı heyecan ve gurur duyduklarını dile getirdi ve bu yarışmaya Türkiye'nin dört bir yanından 340 genç moda tasarımcısının başvuru yaptığının altını çizdi. 15 finalistin tasarımları da ödül gecesinde Asil Çağıl'ın koreografisini üstlendiği bir defileyle modaseverlerin beğenisine sunuldu. Yarışmada üç kategoride ödül verildi. Ve dokuz genç moda tasarımcısı dereceye girdi. Yarışmada ilk üçe girenler para ödülünün yanı sıra yurt dışında staj ve eğitim almaya da hak kazandı. Jürisinde yer aldığım bu önemli yarışmada gündelik kıyafet kategorisinde ikinciliğe layık görülen Gamze Şahin'in ödülünü de moda tasarımcısı Emre Erdemoğlu ile birlikte vermenin heyecanını yaşadık.
Yarışmanın jüri üyeleri de özenle seçilmişti. Jüride moda tasarımcıları Erol Albayrak, Cihan Nacar, Emre Erdemoğlu, Nilgün Okutan, sosyal medyanın son dönemki popüler isimlerinden Sibil Çetinkaya, moda ve şov dünyasının popüler isimleri Emel Yıldırım, Nefise Karatay, Didem Taslan, kareograf Uğurkan Erez ve akademisyenler Prof. Dr. Cafer Arslan, Prof. Dr. Sedefhan Oğuz gibi kendi sektörlerinde son derece kıymetli isimler yer alıyordu. Tekstil dünyasının önemli isimlerini bir araya getiren gece, özel bir şovla son buldu.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.