Popüler olmak isteyen modacılığa soyunuyor
Tekstil tasarım yarışmasının koçluğuna soyunan Tuvana Büyükçınar Demir ve Özlem Süer ile bir araya geldik. Modayı, modaya yaklaşımı, sektörü ve gençliği konuştuk
- Yaklaşık 30 yıldır Mimar Sinan Üniversitesi'nde eğitim veriyorsunuz. Bu tür yarışmalarlada gençlerle çok iç içesiniz. Nasıl görüyorsunuz gençliği şu an?
- Özlem Süer: Gençler birçok konuda bizden çok ileride. Dijitalin de etkisiyle dünyanın öbür ucundaki bir başka kişiyle aynı anda bir şeyler yapabileceklerinin farkındalar. Çok büyük projeler yapan ve sessiz kalan bir nüfus var karşımızda. Çağ yüksek teknoloji dönemi bir yandan ama bir yandan da iletişimin eksik olduğu, gençlerin bu konuda zorlandığı bir dönem. Gençlerin bu konuda desteklenmesi şart.
- Artık sadece moda tasarımından bahsetmiyoruz. Bir tasarımcının başka alanlarda da donanımlı olması şart. Kumaş da bu konudaki en önemli noktalardan...
- Ö. S: Tekstil ve moda sektörünün merkezi kumaş. Artık tekstil mühendisliği kavramını tasarım mühendisliğine döndürme dönemi. Tekstil üreticileri Ar-Ge departmanları ve laboratuvarlarıyla bu konuda çok ileri gitmiş durumda. Yaratıcı fikirlerle ve doğru iletişimle bu konuda çok daha ileri bir noktaya gelebilir ülkemiz.
- Konu gençlik olunca, hep nesiller arası iletişim konusu gündeme geliyor. Tasarımcı olarak siz nasıl görüyorsunuz bu konuyu?
- Tuvana Büyükçınar Demir: Ne yazık ki gençlerle iletişim kurarken zorluklar yaşıyoruz. Üniversiteleri gezdik tek tek bu organizasyon için. Çoğu genç söz almaktan bile çekiniyor. Soru sormaya korkuyorlar. Ne yazık ki iletişim konusunda bastırılmış bir gençlik var karşımızda. Yüzyüze iletişim kurmaktan çekinen ama sonra sorularını Instagram üzerinden atan bir gençlik... Bu tarz yarışmalar aslında böyle gençlerin de gerçek hayatla yüzyüze gelmesi için bir vesile.
- Tasarım ve moda tasarımcılığı hep çok popüler. Herkesin gözü bu meslekte siz nasıl yorumluyorsunuz bu durumu?
- T. B. D: Servis verdiğimiz kesimde yer alan herkes ne yazık ki bu işi bizden daha iyi yapabileceğine inanıyor. Moda tasarımı işine hepimizde daha iyi yapabileceklerine dair bir inançları var ne yazık ki. Daha çok alışveriş yaparak, ünlü modaevlerinden giyinerek, kendi vücuduna uygun giyinebiliyor olarak ne yazık ki moda tasarımcısı olmak mümkün değil. Bu trend devam edecek. İnsanların içinde popüler olma isteği var. Bunu da en güzel, en keyife yapabileceklerini düşündükleri alan moda tasarımı.
TASARIM VE YEMEK EN KEYİFLİ ÜRETİM SÜRECİ
Moda dünyasının önemli isimlerinden Simay Bülbül, aile büyüklerinden kalan yemek tariflerini bir kitapta topluyor
- Daha önce verdiğiniz bir röporajda "Tasarımı yemek yapmaya benzetiyorum. Hep yeni keşifler yeni lezzetler yeni doyumlar ve paylaştıkça zenginleşiyor" demiştiniz, nedir sizce tasarımın ve yemek yapmanın benzer yanları?
- Tasarım da, yemek de aslında en keyifli üretim süreci. Yeni lezzetleri üretmek, yeni tasarımları üretmek en haz verici keyiflerden. Ve paylaşıldıkça zenginleşiyor. Yemekler sofralarda dostlarla paylaşılınca, tasarımlar evlerde güzel yerini buldukça...
- Kısa bir süre önce bir yemek kitabı üzerinde çalışmaya başladığınızı öğrendim. Bahseder misiniz bize biraz bu projeden?
- Aslında bu kitap projesi beş yıl önce doğdu. Babamın vefatından sonra onun adına düşündüğüm bir hediyeydi. Bu kitap sadece bir yemek kitabı değil, bir aile hikayesi, İzmir hikayesi, sofra hikayesi, Girit hikayesi... Annanemden, babanemden kalan tarifleri biriktirdiğim bir hayal defteri gibi benim için... Birçok konuk tasarımcı ve sanatçı dostumun da katılacağı bu projenin tüm geliri Kırmızı Çocuklar Derneği'ne bağışlanacak.
- Nereden geliyor yemek yapmaya olan merakınız, ilginiz?
- Tamamen aileden. Kardeşim ve benim tüm çocukluğumuz upuzun sofralarda geçti. Annem ve babam her zaman tüm aileyi harika sofralarda birleştirdi. Babaannem de bir Girit göçmeni..
- Bir tasarımcı olarak bu coğrafyaya ait her detayın peşindesiniz tabiri caizse... Tasarımlarınızda, projelerinizde, mimari çalışmalarınızda, ev ve sofra için hazırladığınız koleksiyonlarda da bunu sıklıkla görüyoruz. Bu aşkı, neler üzerinde çalıştığınızı bize anlatır mısınız?
- Ben kendimi sadece bir moda tasarımcısı olarak görmüyorum artık. Hayatın her noktası çok zengin ve değerli. Ev tasarlamak, peçete tasarlamak, sofra tasarlamak, davet tasarlamak, yemek tasarlamak hepside benim hayatımın vazgeçilmezi.
- Sizin verdiğiniz yemek davetleri de çok meşhur, onları da anlatır mısınız?
- Biz ailecek davet vermeyi çok seviyoruz. Yeni evimizde bunun içinde 300 metrekare özel bir alan tasarladık ve tabii ki upuzun bir masayı da mekana yerleştirdik. Davetlerimiz bazen 10 kişi bazen 100 kişi. Önümüzdeki günlerde de Lezzet Düşleri adındaki davet yemeklerimiz başlayacak. Her seferinde lezzet eşleşmeleri ile düzenlenecek sofraların birde konuk seramik tasarımcısı olacak.
- Hiçbir mekan açma fikriniz oldu mu?
- Mekan benim hep en büyük hayalim. Pandemimin başında kurduğumuz Perveran Restaurant'ı önümüzdeki yıllarda bir çiftlik haline getirip tekrar açacağız. Her sebzesini kendi üreten, kendi mandrası olan, zanaat atölyeleri olan bir mekan olacak.
Moda kazanı
YENİ POP-UP MAĞAZA
Son birkaç haftadır Türk tasarımcıların arka arkaya açtıkları mağazalarla ilgili haberler almaya başladık. Bu isimlerden sonuncusu TAGG kurucusu ve kreatif direktörü Gökay Gündoğdu oldu. Gündoğdu, Galata Port Paket Postanesi'nde iddialı bir dekorasyona sahip bir pop-up mağazası açtı. Mağazada markanın ilkbahar-yaz sezonunu modasseverlerin beğenisine sunuluyor.
HİNDİSTAN CEVİZİ GÜZELLİĞİ
Yaz demek güneş ve denizden kuruyan saçlar demek ne yazık ki... Ancak içinde bulunan Hindistan cevizi ektresi saçları derinlemesine nemlendirirken sağlıklı bir parlaklığa kavuşturuyor. İsmini Hawaii'deki egzotik Maui Adası'ndan alan markanın üünlerinde Hindistan cevizi sütü, guava yağı mango yağı bulunuyor. Şampuan ve saç kreminden oluşan seri, hafif yapısı ve sülfat ve silikon içermeyen temiz formülasyonuyla saçlara ihtiyacı olan günlük yenileyici bakımı sunuyor.
SÜRDÜRÜLEBİLİR LÜKS
Çağdaş ve sürdürülebilir triko markası Knitss, arka arkaya açtığı yeni mağazalarıyla dikkat çekiyor. Marka kısa süre önce İstanbul Emaar Square ve Bodrum Midtown Alışveriş Merkezi'nde yeni mağazalarını açtı. Marka, doğallık, yalınlık, uyum ve samimiyet hissinin bir arada yaşanacağı eşsiz alışveriş deneyimi için müşterilerini yeni mağazalarına bekliyor. Sürdürülebilirlik felsefesini lüks alışveriş deneyimiyle bir araya getiren marka bu duruşunu mağaza dekorasyonunda da yansıtıyor.
SADELİK VE TEKNOLOJİ
Ünlü saat markası Longines, müşterilerinin beğenisine sunduğu The Longines Elegant Collection ile tasarımda sadeliğe ve teknolojiye vurguda bulunuyor. Saatler,bir ilke imza atarak bitkisel materyalden kayışla üretildi. Kadranı oluşturan Roma rakamları ve diğer elementler, yalın ve modern bir görünüm elde etmek amacıyla tasarlandı.
PARLAK VE BAKIMLI DUDAKLAR
Bu ilkbahar-yaz sezonunda iddialı renkler ve ışıltı trendi makyaj ürünlerinde de kendisini gösteriyor. Nars markası parlak dudaklar için tasarlanan The Afterglow Collection ile bu trende göz kırpıyor. Sınırlı sayıda satışa sunulan ürünün renk paletinde 10 farklı ton bulunuyor.
EN SON HABERLER
- 1 Yavuz Bingöl halk ozanı olan annesi 'Şahsenem Bacı'yı anlattı: Yanlış giden kariyerime şekil verdi...
- 2 Dört ünlü aktör ile erkek modasını konuştuk: Giyinirken eşlerimizin fikrini alırız
- 3 Ayrılık hayatın gerçeği aslolan yaşamın kendisi
- 4 Annem Alzheimer’dı en son beni unuttu
- 5 Kronik inflamasyonu doğal beslenmeyle yenin
- 6 Çocuklar için güneş kremi ve gözlük vakti geldi
- 7 İlham kaynağım İstanbul
- 8 7/24 şehirde yaşam
- 9 Sanal dünya çocuklara okuldan tatlı geliyor
- 10 Öğrendiğinizde şaşıracağınız 4 önemli beslenme bilgisi