Cumartesi 30.04.2022

Mümkünse uzayda bile tanınmak isterim

İlay Erkök yeni nesil oyuncular arasında öne çıkan isimlerden biri. Namı Türkiye’nin dışına bile taştı. Doğallığı ve samimiyeti ona farklı kapılar açtı. Erkök ile bir araya geldik. Oyuncu “Mümkünse uzayda bile tanınmak isterim. Bir yerlerde biliniyor olmak, doğru bir şey yaptığımı hissettiriyor bana” diyor

Enerjisi, doğallığı, güzelliği, yeteneği, eğitimi, bakış açısı ile adından sıkça söz ettiren bir oyuncu İlay Erkök. Yer aldığı projelerdeki başarısı ve oyunculuk üzerine aldığı ödüller ile yeni dönemde star ışığı ile dikkat çeken Erkök, Fransa'nın en büyük dermokozmetik firmalarından birisi olan Pierre Fabre'nin saç ve cilt bakım markası Klorane'nin yüzü oldu. İlay Erkök ile hem Klorane markası hem oyunculuk hem de hayata dair keyifli bir söyleşi gerçekleştirdik.
-Klorane markası ile yolunuz nasıl kesişti?
- Pierre Fabre'nin başka ürünleri de var ve yaz aylarında bu ürünlerle Eau Thermale Avene'nin davetine katılmıştım. Orada şirket yöneticileri ile tanıştık ve süreç öyle başladı.
- Klorane'nin niye sizi seçtiğinizi biliyor musunuz, sizce niye sizi tercih ettiler?
- Bu soruyu kendilerine sordum. Şöyle tanımladılar; Klorane son derece doğal içeriklerden, bitkilerden elde edilen doğal samimi bir marka. Beni de doğal ve samimi bulduklarını, özellikle saç üzerine bir marka olduğu ve benim de saçlarımın doğallığından etkilendikleri için bu seçimi yaptıklarını söylediler. Ben de aynı sebepten Klorane ile çalışmayı çok istedim.

- Klorane markasını yeterince tanıyor
muydunuz, ürünlerini kullanıyor muydunuz?
- Önce Pierre Fabre markasını tanıdım aslında ve firma beni çok etkiledi. İlk katıldığım davette Pierre Fabre'nin sosyal sorumluluk projelerini anlatmışlardı. Bir eczacı tarafından kuruluyor ve bitkilerden geliştirdiği ürünlerle birlikte çeşitli markalar oluşturuyor, büyüyor ve sonrasında bir vakfa dönüştürülüyor. Bu vakıfda Afrika'daki Albino çocuklar ile çalışıyorlarmış. Onların güneşten korunmalarına destek oluyorlar. Çünkü bu çocuklar cilt kanseri oluyorlar sonrasında. Böylece cilt kanseri olup ölmelerinin önüne geçiyorlar. Cilt kanserinden ölüm oranlarını anlamlı derecede azaltmışlar. Bu hikaye beni çok etkilemişti. Aynı zamanda bir hikaye daha anlatmışlardı. Nobel barış ödülü alan Denis Mukwege'nin yaptığı çalışmaların, ki Demokratik Kongo Cumhuriyeti'ndeki cinsel şiddete maruz kalmış kadınların jinekolojik operasyonlarını yapmıştı Mukwege ve Pierre Fabre sponsoruymuş... Ben bunu da bilmiyordum. Bu öykü de beni çok etkiledi. İnanılmaz doğa dostu bir firma, içerikleri bio çözünür. Doğal içerikleri var. Doğayı korumak için ağaç ekiyorlar. Sürdürülebilir tarımı destekliyorlar. Pierre Fabre Vakfı dünyanın çeşitli yerlerinde botanik bahçeleri kuruyor. Nesli tükenmekte olan bitkileri koruma altına alıyor. Klorane ürünlerini satın alıp kullandığımızda buradan elde edilen gelir doğaya geri dönüyor.
- Bu iş birliğinin kariyerinize nasıl bir yansıması olacağını düşünüyorsunuz?
- Bu iş birliğinin öncesinde de çok sosyal sorumluluk projelerinde yer alıyordum.
Klorane markasının benim için ekstra bir basamak olduğunu düşünüyorum. Kendimi globalde de sosyal sorumluluk projelerinde daha fazla gösterebileceğim, kendimi daha fazla tanıtabileceğimi düşünüyorum.
Kim bilir belki de Klorane'nin dünyadaki yüzü olurum.
KRALİÇEYE MEKTUP YAZDIM
- İstanbul Devlet Konservatuarı'ndan Kraliyet ailesi bursuyla İngiltere'ye gitme hikayeniz çok etkileyici. Bahseder misiniz?
- İngiltere Kraliyet Akademisi'nden burs almıştım. Bu burs için de İstanbul Üniversitesi'ndeki okulumu dondurmam gerekiyordu. Bunu dondurduğum zaman bir vizeyle alakalı sıkıntı çıkmıştı, okulla arasında denklik sistemini yapamamışlardı. Bu yüzden vizemden red yemiştim. Öyle olunca da ben bir süre İngiltere'ye gidemeyecek oldum. Kendimi evlilik programları izlerken ve bulaşık yıkarken buldum. Çünkü okula gidemiyordum İstanbul'da. Sonra bir cumartesi gecesi rüyamda kraliçeyi gördüm. Kraliçe dedi ki "Yavrum ben senin ninen sayılırım bana yaz." Ailem de ben bugün uzaya çıkacağım desem her zaman desteklerler. Neden diye sorular sorup beni geriye döndürmezler. İngilizce hocam ve abimle birlikte kraliçeye mektup yazdık. 15 gün içerisinde cevap geldi. Böylelikle İskoçya Kraliyet Akademisi serüvenim başlamış oldu.

- Eğitimli oyuncu sektörde oldukça az... Bununla ilgili kendinizi yalnız hissediyor musunuz?

- Yalnız değiliz aslında. Çünkü artık bir şekilde bilinçlenmeye başladı toplumumuz. Özellikle Z Kuşağı diyebilirim. Daha bilgili ve donanımlı gelmeye çalıştıklarını düşünüyorum. Kendi dönemimde veya kendi sektörümde de eğitimli olmadan da entelektüel olabiliyorlar. Yalnız hissetmiyorum kendimi ama azınlık olduğumuzu düşünüyorum.
- Oyunculuk, başka karakterlerin hayatlarını üzerine giyinmek, hangi yönlerinizi geliştiriyor?
- Kendim dışında bir karakter yaratmayı seviyorum. Bu bir gün aşçı, bir gün polis veyahut başka bir şey olabiliyorsunuz. Yeni karakter yaratırken de yeni hikayeler kurmak iyi geliyor bana. Benim bilmediğim, düşünmediğim tüm empati tarafımı dört bir yandan kuşatıp canlandırmama sebep oluyor. Her oynadığım dizi veya filmde seyirci farklı bir İlay Erkök görsün istiyorum.
FAZLA EMPATİ KURMAK DA İYİ DEĞİL
- Değiştirmeye çalıştığınız, hoşlanmadığınız bir yönünüz var mı mesela?
- Çok sabırlıyım ve çok empati kuruyorum. İnsanlarla ilgili çok hassasım.
Bu durum bazen bana zarar verici olabiliyor. İnsanların dertleriyle dertlenmek sesimin kısılmasına yol açtı. Bazen dışarı çıktığımda o insanların psikolojik hayatlarını geride bırakmam gerekiyor ama ben yapamıyorum.

Ben her zaman bana anlatılan şeylere yardım etmem gerektiğini d üşündüğüm için onların sorumluluğu ile hayata başlıyorum. Bu da güne yeni başlayan bir insan için pek güzel olmuyor.
- Ünlü olmakla ilgili zaman zaman kabul etmekte zorlandığınız, bunun sıkıntısını yaşadığınız anlar oluyor mu?
- Babam bana " Fazla mütevazı olma inanırlar" diyor. Bazen çizgiyi doğru ayarlayamadığım için herhangi bir insan bu mütevazılığımı art niyetli kullanabiliyor. İnsanların kalbini kırmak gibi bir durumum yok. Ama bazen bu suistimaller çok zorlayıcı olabiliyor.
ANNEMİN HAYAT DERSİNİ UNUTAMAM
- Oyunculuk dışında nelerle ilgilisiniz? Yazmak, çizmek, şarkı söylemek...
- Konservatuar eğitimi, şan eğitimi aldım ama şarkı söylemek konusunda çok iddialı değilim.
Duygularımı şarkı olarak yazıya dökmeyi seviyorum. Özel anılarımı, kendimi özel hissettiğim anıları bir not defterim var oraya yazıyorum. İyi resim çizerim diyemiyorum tabii ama dünyadan kopmak için kendimce yağlı boya çizimler yapıyorum.
Bunlar bana inanılmaz ilham veriyor. Bunun dışında yemek yapmak benim için sanatla alakalı bir şey. Benim çok farklı perspektiften bakmamı sağlıyor. Kafamı boşaltıp alternatif yollar görebileceğim şeyler yapmayı seviyorum.
- Neşeli ve pozitif birisiniz. Hep mi böyleydiniz, yoksa yaş aldıkça gelişen bir şey mi bu?
- Bir gün bayramdı. Ben annemlerin aldığı ayakkabıyı beğenmedim. Sonra annem o aldığı bayram hediyesini benden geri aldı ve "Yarın sabah benimle erken kalkıp geleceksin" dedi. Sonra ben hediyeden oldum ve bir daha bana bayram hediyesi gelmedi. Küçük bir çocuğun gösterdiği bir sitemdi aslında neden diğeri alınmadı diye. Annem o zamanlar engelliler derneğinde görev alıyordu.
Beni bir köye götürdü. O köyde annem bacağı olmayan çocuklara tekerlekli sandalye verdi. Annem beni oraya götürdüğünde o çocuğun tekerlekli sandalye ile ne kadar mutlu olduğunu gördüm. Oradan çıktığımızda annem bana dedi ki; "Senin hayatta her şeyin var. Önce şükretmeyi bilmelisin.
Sen bu ayakkabıya tepki gösterirken o çocuğun bir ayağı bile yok. O yüzden hayata her zaman şükrederek ve iyi bakmalısın". Dört-beş yaşlarında aldığım bir hayat dersiydi bu. O zamandan beri hayatımda her şeye çok daha pozitif ve neşeli bakmaya çalışıyorum.
DOĞRU İŞLER YAPTIĞIMI DÜŞÜNÜYORUM

- Mümkünse uzayda bile tanınmak isterim. Bir şekilde doğru bir şey yaptığımı hissettiriyor bana bir yerlerde biliniyor olmak. Bu duyguyu hissetmek çok güzel. Hatta oradaki kitlelerden ötürü ben şu an tüm seyahat planlamalarımı, yer aldığım projelerin yayınlandığı yerlerde yapmaya çalışıyorum. Hem o insanlarla bir şekilde görüşebilmek hem de görmediğim yerleri keşfetmek istiyorum.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.