Cumartesi 28.05.2022

Bir nesli kaybetmek üzereyiz

Dijital çağa hızlı bir giriş yaptık ve yeni kavramlarla tanıştık. Bunlardan biri yeni medya... Bu hıza ayak uydurmaya çalışırken, en büyük hatayı çocuklarımızı bu yeni düzenle tanıştırırken yaptık. Dijital çağda ebeveyn olmak, bu neslin anne babalarının en büyük sınavı. Ama uzmanlara göre bu hızla gidersek sınıfta kalacağız

Araştırmalar gösteriyor ki, günde altı saatimiz yeni medya kanallarında geçiyor. Ama dijital çağın hayatımıza soktuğu kavram yeni medya o kadar da masum değil. Ele avuca sığmaz, kontrolsüz bir çocuk gibi... Yetişkinlerin yolunu şaşırdığı, kendini kaybettiği bu alanda, çocuklar tam anlamıyla savunmasız.
İş öyle bir hal aldı ki, sadece izleyici olarak değil, birer aktörü olarak da çocuklar yeni medyanın kurbanı. Geçtiğimiz hafta bu konuda çok ilginç bir sempozyum düzenlendi. Aile Vakfı tarafından düzenlenen sempozyumda, dijital çağda ebeveyn olmak konusu masaya yatırıldı.
Sempozyuma katılan iki ismin sunumu konuyu iki yönüyle incelemek için olanak tanıyordu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Haldun Narmanlıoğlu ile yeni medya ve çocuk konusunuj farklı disiplinlerin nasıl ele aldığını, aile danışmanı Saliha Erdim'le bu çağda çocukla ilişkiyi yönetebilme yollarını konuştuk.

SALİHA ERDİM (UZMAN AİLE DANIŞMANI/ YAZAR)
ÇOCUKLARIN RUHUNU BESLEYEMİYORUZ

Yazar ve danışman Saliha Erdim, Aile Vakfı'nın düzenlediği, Dijital Çağda Ebeveyn Olmak konulu sempozyumda, Aile Psikolojisinin Medya ile İmtihanı başlıklı bir oturumda konuşma yaptı. Özellikle sosyal medya ile ilişkimizi sorgulayan bu bölümde çarpıcı detaylar vardı. Biz de sempozyum sonrası Erdim'le sohbet ettik.
- Dijital çağ diye adlandırdığımız bu dönem aile için bir tehlike mi?
- Dijital çağdan ziyade en büyük tehlike, aile huzurunun olmaması, çocuklarının kendilerini ailelerine ait hissetmemeleri... Anne ve baba arasındaki sıkıntıların aklı başında iki yetişkinin çözmesi gerektiği gibi değil; tartışmalı, kavgalı çözülmeye çalışılması çocukların mutlu olmadıkları aile ortamından uzaklaşıp, kendilerini daha iyi, mutlu hissedecekleri ortam arayışına itiyor. Sosyal medya bunu o kadar hızlı, çarpıcı özelliklerle, insan zihninin bunların cazibesine kapılacağı, albenili biçimde sunuyor. Üstelik kontrolsüz. Küçük yaştaki çocuklar, yaşlarının gerektirdiğinin ötesinde şeyleri duyuyor, görüyor. Sosyal medya artık çocukların arkadaşlarıyla ya da arkadaşı olmayan kişilerle kolayca etkileşime geçtiği bir mecra.
- Ebeveynler hazırlıklı mı?
- Anne babalar buna hazırlıksız çünkü, onlar da sosyal medyanın içinde kaybolmuş durumda. Ekranın dışından hayata bakıyoruz. Anne babanın elinden telefon düşmüyor. Ebeveynler, yemek yediremiyorum, iş yapacağım o oyalansın mantığıyla çocuğunu olmayacak yaşta tablet ve telefonla baş başa bırakıyor. Çocuklar artık oyunu, eğlenceyi buradan keşfediyor. İçine çeken bir yapılanma var orada. Sürekli değişen, cazip, eğlence sunan ortamda mutlu oluyor, kendini unutuyor, saatlerin farkına varamıyor.
- Asıl sorun farklı mı diyorsunuz yani...
- Asıl sorun dijital medyadan ziyade, varoluş gayemizi unutarak yaşamamız. Rollerimizi günübirlik aktivitelerle, çalışma hayatıyla unutmamız. Çocuk dünyaya getirip, onları anneanneye, bakıcıya emanet ediyoruz. Bana telefonun, bilgisayarın başından alamıyoruz diye getirilen çocukların anne babalarına baktığımda asıl bağımlının onlar olduğunu görüyorum. Çocuğun oradan kurtulabilmesinin yolu, anne babayla zaman geçirmesi, ailede mutlu, huzurlu olmasıyla mümkün. Diğer türlü çocuğu oradan vinçle çekseniz çıkaramazsınız. Ailenin çocuğun şekillenmesindeki rolünü unutmaması gerekiyor.
- Ne yapılması gerekiyor peki?
- Arkadaşlarıyla, okuluyla, çevresiyle ilgilenmesi, çocuğa insan muamelesi yapılması gerekiyor. Bu sadece çocukların dijitalizme kapılması değil. Aile içindeki boşluklar tamamlanmadan sorun çözülmez. Bugün adı dijital medya olur, yarın başka bir şey. Çocukların ruhunu beslemiyoruz. Çocuk anne babayla bağ kurarak ruhunu beslemek ister. Aile içinde beraber olunması aile olunduğu anlamına gelmiyor. Sevgiyi ailede görmeyen dışarıda arar, paylaşımı ailede hissedemeyen dışarıda arar. Bunlar bir çocuğun en acil ihtiyacı. Ailenin anlamı ne, bunu sorgulamak gerekiyor. Kaç tane anne baba çocuklarıyla ortak aktivite yapıyor? Bana gelen her danışan, "Çok yoğunuz" diyor. Ne zaman bu yoğunluğuzu bitireceksiniz de, bir aile olduğunuzu hatırlayacaksınız? Çocukların en pahalı ayakkabıya ihtiyacı yok. Anne babasıyla hoş sohbete, ilgi ve sevgiye ihtiyacı var. Şurası bir gerçek, para odaklı yaşıyoruz, rahat odaklı yaşıyoruz. Çocuklarımızın ruhsal, manevi, duygusal gelişimi bizim teknik telaşımızın arasında un ufak olup, kayboluyor. Çocuğun sanal ortama duyduğu faaliyetleri onun hayatına sokmak anne babanın görevi. Günde yedi saatlere varan bir sosyal medya kullanımdan söz ediliyor. Giderek izlediğimiz videolardaki, dizilerdeki karakterlere benziyoruz. Onların repliklerini kullanıyoruz, onların hayatlarına özeniyoruz. Onlar gibi güzel olmak, bakımlı olmak, lüks içinde yaşamak istiyoruz. Oysa o bir film. Gerçek hayat asla böyle değil. Önlem almazsak bu bir neslin kaybedilmesi anlamına gelir.
- Size danışanlar ne sorunlarla kapınızı çalıyor?
- Danışanlar bana sosyal medya bağımlılığı için gelmiyor, dikkatsizlik, geçimsizlik, ilgisizlik gibi nedenlerle geliyor ama altından sosyal medya bağımlılığı çıkıyor. Anne babalar çocuklarını, sosyal medyadan alamıyorum diye getirdiği zaman, orada sorun kendilerinde çıkıyor. Birlikte vakit geçireceksin, yemek masasında birbirinin gözlerinin içine bakıp sohbet edeceksin. Bu çocuklar bunu görüp büyümedikleri zaman ailenin bu olduğunu sanıyor, dejenere oluyor. Bakın tehlike o kadar büyük ki, bugün dejenere aile tablosu dediğimiz şey, ileride arayacağımız şey olabilir.
DEĞER LİSTESİ OLUŞTURUN
Bunun çözümü sansür, yasaklama değil. Çözümü çocuğumuzla savaşarak bulamayız. Bunu kullanacağız ama hayatı onun içinden yönetmeyeceğiz.
Elbette çocuklar sosyal medyada olacak, iletişim kuracak ama saatlerinin ve mecranın çok iyi tespit edilmesi gerekiyor.
Bilgisayarların ailenin ortak alanlarında bulunması da bir çözüm. Odalarda değil, salonlarda kullanmak teşvik edilmeli.
Çocuğa alternatifler oluşturmak zorundayız. Çocuğa bilgisayarda az vakit geçir, telefonu elinden bırak dedik. Alternatif sunmazsak bu bir çözüm olmaz.
Çocuğumuza değerli olduğunu hissettireceğiz. Değersiz birey gibi hissettiği için ebeveynle bağ kuramayan çocuklar, sosyal medyanın sunduğu değerleri benimsiyor. Çocuk sevdiğini modeller!
Çocuklarınıza vereceğiniz değerleri listeleyin ve ona göre davranın. Bunun öncesinde çocuğunuzla yürek bağı oluşturun.

DOÇ. DR. HALDUN NARMANLIOĞLU (MARMARA ÜNİVERSİTESİ İLETİŞİM FAKÜLTESİ ÖĞRETİM ÜYESİ)
YENİ BİR SÖMÜRÜ DÜZENİ KURULDU

Doç. Dr. Haldun Narmanlıoğlu'nun yeni medya ve aile konusunda tespitleri önemli. Sosyal medya içinde YouTube ve ailenin içinden de çocuğu merkeze alarak bize açıklamalar yaptı: "Yeni medya ve aile konusunda akademik dünya çok fazla araştırma yapmış ama çözüm yok. Bu alan tüm disiplinleri, sosyoloji, psikoloji, hukuk, iletişim her alanı ilgilendiriyor neredeyse. Her alan kendi içinde kavram geliştirmiş ama bütüncül görünemiyor sorun. Bu akademik çabanın bir araya getirilmesi gerekiyor. Ve bu alan o kadar hızlı değişiyor ki, incelemeye başladığınız ve bitirdiğiniz noktada birçok şey değişmiş oluyor. Bir çözüm önerim yok, çaba önerim var."
TEKNO KAPİTALİST SİSTEM
"Spesifik bir örnekle başlayalım, iki YouTuber kardeş var dünyaca ünlü, Vlad ve Niki... Yılda 70 milyon dolar para kazanıyorlar. Biz bu çocukların oyun oynadıklarını, uyuduklarını, hayatlarını izliyoruz. Dramatik bir anlatım da var, yani senaryo da var işin içinde. Liberal ve özgürlükçü bir bakış açısıyla bakarsak bu çocuklara sosyal medyanın, internetin çok eşitleştirici, herkese fırsat tanıyan bir yapısı var. Sıradan insanlar 70 milyon dolar para kazanabiliyor. Bu bir sektöre dönüşmüş. Ve çocuk YouTuber sayısı her geçen gün artıyor. Bu bir fırsat! Profesyonel olarak sinema üretenlerden daha fazla bir kitleye ulaşabiliyorlar. Bu iki çocuğun sadece Türkiye'den 7 milyon abonesi var. Ama gelin eleştirel bir taraftan bakalım, bu yeni bir sömürü düzeni. YouTube'un bir stüdyosu, set ekibi, kameramanı yok. Tüm işçiliği biz yapıyoruz. Hepimiz. Bu tekno kapitalist sistem dedikleri bakış açısıyla bakarsak bu yeni bir sömürü düzeni. Empatik işçileriz. Sadece içerik üretenler değil, izleyenler olarak da öyle. Bir içeriği beğenmemiz, paylaşmamız, yorum yapmamız, bunların tamamı bu ekonomiye katkı. YouTube hiçbir prodüksiyon işi yapmadan, dünyanın en fazla yayına sahip olan mecrası."

DİJİTAL EMZİK
"Aile sosyolojisini çok ilgilendiren bir kavram ortaya çıkıyor bir yandan, dijital emzik! Çocuklarımızın önüne bunu açıyoruz, sussunlar diye. Aile kendini bunda haklı görüyor. Ailenin bunu sorumsuzca dijital emzik olarak kullanması olarak açıklayamayız durumu. Kent hayatı, sosyolojik yapı öyle. Dışarıdayız ve çalışıyoruz. Bir şeylerle uğraşıyoruz ve vaktimiz az."

ÇOCUK, ÜCRETSİZ AİLE İŞÇİSİ

"Hukuki olarak bakabiliriz duruma. Amerika'da son dönemde yaşanmaya başladı bu, çocuk yaşta dizilerde oynayan çocuklar ailelerini mahkemeye vermeye başladı. Beni rızam dışında oynattın. Ve velayet davaları var, bu mecradan kazandığım parayı annem almasın, şu kişi alsın türünde. Bu sefer şöyle bir kavram karşımıza çıkıyor, ücretsiz aile işçisi. Çünkü malın sahibi kanal, bunu pazarlayan aile. Çünkü çocuk kanal açacak, bundan para kazanmayı akıl edecek yaşta değil. Bu yeni bir iş modeli. Bu işin sahibi kim? Baba, anne yani ebeveyn. Bu işin çalışanı kim? Çocuk. Ücretsiz aile işçisi diyebilir miyiz? Deriz. Influencer olarak da değerlendiriliyorlar. Biz çocuğu nasıl tanımlayacağız, YouTuber mı, Influencer mı, ücretsiz aile işçisi mi, empatik işçi mi, emeği sömürülen biri mi?"
FETİŞ HAZ UNSURLARI
"İzleyici açısından devam edeyim... İşin içinde pornografi var ama bahsettiğim cinsellik içeren pornografi değil. Sosyal medyada çeşitli içerikler, her an elinin altında bulunmayan, her an herkesin erişip ulaşamayacağı içerikler, fetiş bir tarzda bize haz unsuru olarak sunuluyorsa bunu pornografi olarak değerlendiriyoruz. Herkes yediğini, içtiğini paylaşıyor, tuhaf et kesme ritüelleri, saray gibi evler... İzleyen kitle açısından o zengin çocuk YouTuber'ın hayatı erişilemez, ulaşılamaz. O oyuncaklar, havuzlar, arabalar, aktiviteler..."

SATILAN, İZLEYİCİ ÇOCUKLAR
"Bunları izleyen çocuklar, profil olarak reklamcılara satılıyor. Reklam veren videoya, onun kalitesine, güzelliğine para vermiyor. Aboneye para veriyor. Burada satılan şey, izleyen çocuklar."

HER ŞEY ROL MÜ?
"Psikolojik açıdan düşünürsek, orada anne baba rol yapıyor. Peki izleyen çocuk, anne babayı doğal anne baba olarak mı görüyor yoksa rol yapan birileri olarak mı görüyor? Gerçeklik değişiyor. Oradaki aile hayatını modelliyor kafasında. YouTuber çocuk açısından bakarsak, o her zaman yaşadığı evde, her zaman oynadığı oyun. Acaba o çocuk rol yaptığının farkında mı? Bunun bir kurgu olduğunun farkında mı? O çocuğun psikolojisi açısından da araştırılması gerekiyor."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.