Sadece geçmişin değil, geleceğin de şehri Kahramanmaraş

6 Şubat’taki deprem felaketinin ardından yalnızca taşları değil, kültürel belleğini de onaran Kahramanmaraş; Ashab-ı Kehf Külliyesi’nin mistik sessizliğinden Germenicia’nın gizemli mozaiklerine, Başkonuş Yaylası’nın serin rüzgârına geçmişle geleceği buluşturan bir diriliş hikâyesi sunuyor. Bu şehir artık sadece bir hatıra değil, yaşayan kültür atlası...
Depremin ardından yeniden şekillenen Kahramanmaraş, sadece kayıplarını değil, aynı zamanda köklü geçmişini ve kültürel değerlerini de onarıyor. Her köşesinde bir hikâye, her durağında bir umut barındıran bu şehir, ziyaretçilerine yaşadığı acının ötesinde bir diriliş hikayesi sunuyor. Kahramanmaraş, hâlâ anlatılacak, gezilecek ve tadına varılacak birçok eşsiz güzelliğin şehri... 6 Şubat 2023 sabahı, Türkiye'yi derinden sarsan depremlerin merkez üssü olan Kahramanmaraş, yaşadığı büyük yıkıma rağmen bugün kültürel zenginliği ve turistik değerleriyle yeniden ayağa kalkma mücadelesi veriyor. İki yıl önce yaşanan felaketin izleri hâlâ hissedilse de, şehirde yaralar sarılıyor, yaşam yeniden şekilleniyor ve geçmişin köklü mirası geleceğe taşınıyor. Bu zorlu sürecin ortasında, Kahramanmaraş kültür ve turizm alanında hâlâ dikkat çeken duraklardan biri olmayı sürdürüyor. Doğası, tarihi dokusu, efsaneleri ve edebiyat mirasıyla şehir, ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunuyor.
İNANÇ VE EFSANE ARASINDA BİR NEFES
Şehrin en çok merak edilen noktalarından biri, Afşin ilçesinde yer alan inanç turizminin en önemli durakları arasındaki 7 Uyurlar Mağarası ve onunla özdeşleşmiş UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'ndeki Ashab-ı Kehf Külliyesi. Bu iki nokta hem tarihi hem de dini önemiyle ziyaretçilerin ilgisini çekmeye devam ediyor. Efsanelere konu olan bu iki kutsal mekân, sadece İslam dünyasında değil, Hristiyanlık ve Yahudilik inançlarında da yer edinen ortak bir mirasın simgesi konumunda. Kur'an-ı Kerim'de de geçen yedi gencin hikayesine ev sahipliği yaptığına inanılan bu mağara, hem dini hem kültürel bir sembol niteliğinde. Külliye, Selçuklu ve Osmanlı izleri taşıyan mimarisiyle ziyaretçilerini zaman yolculuğuna çıkarıyor.
DOĞA İLE İÇ İÇE MACERA VE HUZUR
Kahramanmaraş'ın doğası ise tam anlamıyla bir açık hava cenneti. Başkonuş Yaylası, şehir merkezine yaklaşık 50 kilometre uzaklıkta, yemyeşil bitki örtüsüyle nefes aldıran bir kaçış noktası. Doğa turizminde parlayan yıldızlarından biri olan ve dört mevsim ziyaretçilerine huzuru vadeden bu yaylada at binme etkinliği, ATV turları ve doğa yürüyüşleri gibi aktivitelerle adrenalin ve huzur bir arada sunuluyor. Yöreye özgü tırşık çorbası yapımına katılmak da, yerel tatları deneyimlemek isteyenler için eşsiz bir fırsat. Diğer bir durak ise Ali Kayası Cam Teras. Şehrin panoramik manzarasını izlemek isteyenler için benzersiz bir deneyim sunuyor. Sert kayalıkların üzerine kurulu bu yapı, ziyaretçilerine hem doğal hem de ruhsal bir dinginlik vadediyor. Kahramanmaraş'ın yeniden yükselişine bir de buradan bakmak, adeta bir umut fotoğrafı gibi.
GİZEMLİ MOZAİKLER
Tarihin izlerini sürmek isteyenler için bir diğer durak ise Germenicia Mozaikleri. Pazarcık ilçesinde bulunan bu antik kent kalıntıları, erken Hristiyanlık dönemine ait zengin mozaiklerle süslü. Henüz tam anlamıyla gün yüzüne çıkarılmamış olsa da, bölge arkeoloji tutkunlarının ilgisini fazlasıyla hak ediyor.
OSMANLI'DAN MİRAS KAPALI ÇARŞISI
Şehri gezerken mutlaka uğranması gereken noktalardan biri de Kahramanmaraş Kapalı Çarşısı. Osmanlı döneminden kalma bu tarihi çarşı, halen yaşayan bir kültürel miras niteliğinde. Dar sokaklarında bakırcıların çekiç sesleri yankılanırken, bir yanda maraş işi telkâri ustaları göz alıcı takılar işlerken görülebilir. Ahşap kokusu, kahve dumanı ve baharat tezgâhlarından yayılan mis kokularla birlikte çarşı adeta zamanın dışında bir atmosfere bürünür. Kapalı Çarşı, sadece alışverişin değil, kültürel bir etkileşimin merkezidir. Maraş dondurması, tarhana, pul biber, el yapımı bıçaklar ve geleneksel tekstil ürünleri, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin ilgisini çekiyor. Çarşı içindeki küçük çay ocaklarında oturup esnafla sohbet etmek, şehrin ruhunu daha yakından hissetmek için bulunmaz bir fırsat.
NENEME MİNNETTARIM
Bu bölge, Kahramanmaraş'ın ticaret ve zanaat kültürünü yaşatan canlı bir müze gibi... Her dükkân, her sokak bir hikâye anlatır; kimi yüz yıllık bir ustalığın izlerini, kimi dededen toruna geçen bir geleneği taşır. Unutulmaya yüz tutmuş mesleklerden birini günümüzde halen yaşatmaya çalışan isimlerden biri de çarşının içerisinde yer alan Taş Han'ın tek 'gülşefdeli' yemeni ustası 72 yaşındaki Abidin Saçmalı. 8 yaşında çırak olarak başladığı işin rızkını kazanmak için tek yolu olduğunu belirten Abidin usta, "Annem ben yaklaşık 1 yaşlarındayken hayatını kaybetti. Bize de nenemiz baktı. O dönemlerde ağabeyimi de beni de yarım gün zanaata verdi. Bu işi de orada öğrendim. Daha sonları çıraktan ustalığa kadar yükseldim. Buradan kazandığımla iki evlat büyüttüm. Okudular evlendiler." dedi. Çocuklarının dahi yapmak istemediği bu işi yıllardır severek yapan Abidin Saçmalı, çırak bulamamaktan ve kendisinden sonra bunu devam ettirecek kişilerin olmamasından üzülerek bahsediyor
EN SON HABERLER
- 1 Sınav kaygısının azı karar çoğu zarar
- 2 Kokpitte umut, direnç ve cesaret var
- 3 Düzenli kahve içmek fiziksel performansı artırıyor
- 4 Gerçekten seviliyor muyum?
- 5 Dolaplarımız çiçek açacak
- 6 Modern aşkın yeni krizi ghosting tazminatı
- 7 7/24 şehirde yaşam
- 8 Her şey yolundayken içim neden huzursuz?
- 9 ‘Ben de yapabilirim’ diyen herkes için yarışıyorum
- 10 Müzelerle dolu üç gün