Cumartesi 16.05.2009
Son Güncelleme: Cuma 15.05.2009

Sayın Bakanım, evlenmek istiyorum!

Adalet Bakanlığı’na ‘Beni Deniz Seki’yle evlendirin,’ diye müracaat eden arkadaş, Bakanlığı bir çeşit devlet üretme çiftliği sanıyor olabilir mi?

Efendim, bizim memleketi Lost'un senaristleri görse, diziyi en az beş sezon uzatacak ve iyice içinden çıkılmaz hale getirecek malzeme bulurlar, emin olun. Takip edenler, söz konusu dizinin, beşinci sezon itibarıyla, özellikle iştahı açık kardeşim Hurley tarafından gündeme getirilen zaman/mekân sorularıyla iyice içinden çıkılmaz hale geldiğini takdir edecektir. İşte bizim memleketteki kimi insan davranışları da böyle karmaşık ve izan sınırlarını zorlar niteliktedir kıymetli okurlar. Neden mi söz ediyorum? İzah edeyim efendim... Allah kurtarsın, Deniz Seki hâlâ cezaevinde. Bunu bir talihsizlik telakki etmekteyim ve şahsen kendisini pek beğenen bir kimseyim. Hatta aşırı beğenirim. Daha evvel de belirttiğim üzere, bir yandan izdivaç vakti çoktan gelmiş de geçmekte olan yetişkin bir erkeğim. Geliniz ve görünüz ki, 40 yıl düşünsem, Adalet Bakanlığı'na müracaat edip, "Beni Deniz Seki'yle evlendirin," demek aklıma gelmezdi. Evet efendim, kendisini 'asker kökenli, erkek güzeli bir manken' olarak tanıtan ve üsteğmen olduğu belirtilen bir zat, evraklarını hazırladığını bildirerek, Adalet Bakanlığı'ndan Seki'nin kendisiyle evlendirilmesini istemiş. Seki için, "O bir leydi, o bir tane," ifadelerini kullanan kıymetli subayımız, "Deniz Seki çok güzel bir Türk. Bence affedilmeli. Affederseniz iyi bir eş ve iyi bir Türk annesi olacağına eminim. Kefilim. Beni araştırın," demiş.
ALLAH TAMAMINA ERDİRSİN
Arkadaşın Adalet Bakanlığı'nı bir çeşit devlet üretme çiftliği zannediyor olma ihtimalini lütfen ciddiye alalım. Daha da acayibi, olayı bir çeşit 'ırk ıslahı' olarak ele alıyor olma ihtimalidir ki, söz konusu zatın Deniz Seki'yi 'çok güzel bir Türk' olarak tanımlaması bu ihtimali güçlendirmektedir. Beni görse, muhtemelen 'çirkin ve tombul bir Türk' diyecek, şarkı sözü yazıyor olsa 'Huysuz ve Tatlı Türk' diye güftelere imza atacak kapasitede bir vatan evladıyla karşı karşıyayız. Ne diyelim, Allah tamamına erdirsin. "Bu türden vatan evlatlarına nüktedan yaklaşıyorsun da, siz medya mensupları çok mu matahsınız?" diyen okurlarımız olur diye tahmin ediyorum, hemen belirteyim, medyamız toplumun çok önünde gidiyor. Sürekli kendini yenileyen Türk medyasının son köşe yazarlarından Didem Uzel, köşesinde memleketin en mühim sorunlarından 'öpüşme ve sevişme' üzerine tezler geliştirmiş mesela. "Hoşlandığınız kadını mutluluktan çıldırtabilir ya da yalınayak kaçmasına neden olabilirsiniz. Kadınların yarısından çoğu, daha ilk öpüşmede yapış yapış öpen erkeklerden kaçar. Hafif, küçük öpücükler kondurun," diye yazıyor. Şahsen faydalandım. Tecrübe başka bir şey tabii. Ben de hanımlar niye sürekli benden kaçıyor diye merak ediyordum. Halbuki hoşlandığım hanımlara hafif hafif öpücükler kondursam olacakmış bu iş!..

FİKİR HAYATIMIZDAKİ ZENGİNLİK

Didem Uzel'in köşe yazarlığına başladığı memleketimizde Kenan Doğulu'nun laiklik çağrıları yapması gayet doğaldır. Ya da 'protest rock' icra ettiğini belirten ve fakat iki adet gözyaşı dövmesi, bir tutam dudak altı sakalıyla daha ziyade kenar mahalle birahane işletmecisine benzeyen bir arkadaşımızın Serdar Ortaç'ı, "Milliyetçilik sana mı kaldı?" diye dövmesi hep aynı denklemin parçalarıdır. Memlekette siyaset acayipleşmiştir ama manken dünyası köşe yazarı ve yorumcular üretmeye başlamış, pop âlemi siyasetteki boşluğu doldurmaya namzet hale gelmiştir. Fikir hayatımızdaki şu zenginleşmeye bakın!.. Geçenlerde bir akşam, o şuh kahkahaları ve cilvekâr halleriyle beni derinden etkileyen bir başka hanım olan Saba Tümer'in Oray Eğin'i konuk ettiği programı izledim ve geleceğe olan güvenim pekişti. Genç köşe yazarı, jüri üyesi, romancı ve eleştirmen Oray Eğin, yazmayı planladığı roman ve inceleme kitaplarından söz ediyordu. "İşte," dedim kendi kendime, "Gençlikte bu fikri canlılık varken sırtımız yere mi gelirmiş?!" Ben mi? Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'na beni evlendirmeleri için başvurmaktan başka bir şey düşünemiyorum şu sıralar... Ne yapayım, vizyonum bu kadar...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.