Cumartesi 11.07.2009
Son Güncelleme: Cuma 04.09.2009

Gelinliğim bir tişört, bir keten pantolondu

Bahar Korçan ve Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Cem Görk, magazin basınından uzak tutmayı başardıkları dört yıllık evliliklerini anlattı

Bahar Korçan
* Ben, Cem'den 12 yaş büyüğüm. Bizim hayatımızda, bununla ilgili ne bir konuşmamız, ne bir sorunumuz oldu.
* Kızımın babasından boşanalı 6 ay olmuştu. Mutsuz olduğum bir dönemdi. Zordu tek başına bir anne olarak hayatta durabilmek ve bütün o duygusal pozisyonları atlatabilmek. Cem'i o dönemde tanıdım. Bir lütuf gibi, varlığına inanamadım.
* Kızım Lal istedi evlenmemizi. Lal bunu söylediğinde, Bodrum'da bir akşam hep birlikte yemek yiyorduk. 'Peki hadi evlenelim,' dedik. Herkes heyecanlandı masada.
* Hayalim deniz kenarında ve yalınayak evlenmekti. Yanımda bir tane beyaz keten pantolon vardı. Üstüne, beyaz T-Shirt aldım. Annem, Lal ve ben Bodrum'da, pazarda, gelin duvağı yapmak için beyaz tül arıyoruz. Taç Perde'ye girdim. Son rulo perdelik tülü aldım. Annem, ölüyor gülmekten...
* Cem, ilk günden itibaren bana 'Senin için geldim,' der. Ben de O'na, 'Sana inandım,' derim. Birbirimize verdiğimiz söz bu. Şuna inanıyoruz. Bundan evvelki yaşamda da beraberdik, bu ilk beraber oluşumuz değil.
Cem Görk
* Askerdeyken Bahar beni ziyarete geldi. Beyaz bir Mustang sabahın dokuzunda tugaya girdi. Siyah gözlüklü, siyah saçlı bir kadın arabadan aşağı indi. Bütün Tugay bakıyor; kim bu diye.
* Bahar hayatta takı sevmez, takmaz. Bende de öyle bir alışkanlık yok. Evlenirken 'Tek taş hayatımda takmadım,' dedi. Böyle hortum kelepçeleri vardır bilir misiniz, nalburda satılır. Bahar, bir seneye yakın onu yüzük diye taktı.
* Yıllar sonra Bahar'ın arkadaşları itiraf etti: 'Biz senin böyle bir baba, böyle bir eş olacağını hiç düşünmemiştik.'
* Evliliğine bir Bonzai ağacına bakar gibi ilgi göstermen lazım: Güneş çok gelmeyecek, güneş az gelmeyecek, yapraklarını hergün sileceksin. Su çok olmayacak, az olmayacak.
Galata'nın 'en aşık çifti' olabilirler mi? diye düşündüm yanlarından ayrılırken... Ünlü moda tasarımcısı Bahar Korçan ve Devlet Opera ve Balesi sanatçısı Cem Görk, magazin basınından uzak tuttukları beraberliklerini ilk kez anlattılar. 'Birbirimizi bulmamız şans değil, bir hak ediş' diyorlar. Önyargılara, dedikodulara gözlerini kapatarak yola çıkmışlar. Cem Görk, kendisinden 12 yaş büyük olan sevgilisini korumuş, kucaklamış, ona karşı önyargılı duran herkesi şaşırtmış. 'Artık evlenin' diyen küçük kız için evlenmişler. Evliliğe sıradışı adım atmışlar. Yüzükler nalburdan alınmış, gelin duvağı perdeciden. Aynı sıradışılıkla devam ediyor evlilikleri. Hiçbir şeyi saklamadan, olayları eğip bükmeden, hissettikleri ne varsa söyleyerek, çekinmeden.

- Sizi ayrı ayrı tanıyorum ama karı-koca olduğunuzu bilmiyordum. Üstelik dört yıldır evliymişsiniz..
- C.G:
İlk yıllar Lal'i korumak için birlikte görünmedik. Siz bir şey yaptığınız zaman, ertesi gün bu gazetelerde okunuyor. Sadece aileler değil, arkadaş çevresi de okuyor. Ben Ankara Devlet Konservatuvarı mezunuyum, Devlet Opera ve Balesi sanatçısıyım. Ait olduğum kurum, çalıştığım yer bu tür haberleri kaldırmaz. Bahar da özel hayatını hep korudu. İşiyle ilgili zaten çıkıyor, konuşuyor, anlatıyor kendi fikirlerini.
- B.K.: Hiçbir zaman evimizde röportaj vermedik. Orası bizim yuvamız çünkü. Hayret ediyorum. 'İşte benim yatak odam,' diye çekimler yapılıyor ya, bunu ayıp buluyorum. Orası ev, orası aile. Özel hayat da öyle. Zaten, benim duruşum hiçbir zaman magazinsel bir duruş değil. Bunu bilhassa yıllarca dengelemeye çok dikkat ettim.
- Ankara-İstanbul arası mekik dokuyarak geçmiş ilk yıllar. Öyle mi, nasıl tanıştınız?
- C.G:
Ankara'da tanıştık. Modern Dans Topluğu'nda dans ediyordum. Tanışmamızın sebebi, bir kadındır aslında. Sahneye çıkan ilk müslüman kadın Afife Jale. 'Bahar Korçan, Afife Jale balesinin kostümlerini yapmaya geliyor,' dediler. Beyhan Murphy rica etmiş, Bahar Ankara'ya kostümleri tasarlamak için geldi. Yıl 1998.
AŞKIMIZIN İLK ŞAHİDİ YONCA EVCİMİK
- B.K:
Aşk hayatında mutsuz bir kadın, bize çok büyük bir mutluluk verdi. Afife Jale, bizim hayatımızda çok önemli. Kızımın babasından boşanalı 6 ay olmuştu. Mutsuz olduğum bir dönemdi. Tek başına bir anne olarak hayatta durabilmek ve bütün o duygusal pozisyonları atlatabilmek çabasında olduğum bir dönemdi. Cem'i o dönem tanıdım. Bir lütuf gibi, varlığına inanamadım. Geçmişe dönüp baktığımda, hep onu beklediğimi fark ettim. Sonra hayatımızda. birbirimizi bulmamızla başlayan mucizeler oldu. Gerçekten bir sürü mucize var hayatımızda. Bazen görürüz, bazen görmeyiz. Cem de benim için bu mucizelerden biri. Biri kızım Lal, biri Cem. Yonca Evcimik, benim çok yakın arkadaşım. Aynı sene o da boşanmıştı. Beraber yaşadık o zor zamanları. Bana çok destek oluyordu. 'Nasıl gitti Ankara?' diye sordu. Birini gördüm orada, adı Cem,' dedim. 'Çok tuhaf,' dedim. 'Ateş çıkıyordu gözlerimden,' diye anlattım Yonca'ya. Aşkımın ilk şahidi Yonca'dır.

- Bahar Korçan'ı görür görmez aynı şeyleri siz de yaşadınız mı?
- C.G:
Hayranlıkla beklediğimiz bir dizaynır geliyor. Ve o lütuf etti bizim için bir şey yapıyor. Etkilenmiştim. 'Hoş geldiniz, ne içerisiniz?' diye sordum. İlk konuşmamızdır. Bahar her gelişinde Beyhan'ın evine kapanıyorlar, çalışıyorlar. Dedim 'Bir gün gel ben seni kaçırayım.' 'Tamam,' dedi. Çok iyi hatırlıyorum; Galatasaray'la Neuchatel'in maçı var. Ankara sokaklarında kimse yok. Arabada gidiyoruz. Beyhan'la Bahar arkada. Biz Bahar'la indik, onlar devam ettiler. Bütün gece boş sokaklarda gezdik, dolaştık, sohbet ettik.
- Yani, Galatasaray'ın Neuchatel'i yendiği maçın tadı sizin için bambaşka... -
C.G:
Evet. Prömiyeri Ankara'da yaptıktan sonra İstanbul'a geldik. Bir şeyler alevlendi ve biz orada başladık. 'Alev sardı etrafımızı ne oluyor?' diye soruyorum. Yavaş yavaş İstanbul'da gözümün önünde açıldı her şey. Bir sürü zorluk, Bahar'ın ünü, ikimizin birlikte olmaya başlaması, hep başkaları tarafından konu edildi. Hiçbirinden de çekinmedim. O andan itibaren, Bahar'la kendimizi dışarıya, dış dünyaya kapattık. Kimseyi dinlemedik, kimseye takılmadık.
- Neden problem oldu bu ilişki en başta?
- B.K:
Problem şu. Aramızda yaş farkı var. Ben, Cem'den 12 yaş büyüğüm. Aramızda 12 yaş farkı var. Bizim hayatımızda, bununla ilgili ne bir konuşmamız, ne bir sorunumuz oldu. Ama toplum normlarında olmayacak bir şey. Boşanmışım ve bir kızım var. Cem benden küçük, hiç evlenmemiş. Cem'in babasının yaklaşımı olağanüstü idi. İlk öğrendiği günden itibaren, aynı bizim gibi davrandı. 'Sevmişsiniz birbirinizi önemli olan bu,' dedi ve yürüdü.
- Peki, evlilik kararı nasıl oldu?
- B.K:
Evlenmemizi kızım Lal istedi.
- C.G: 'Ben lisedeyim. Siz, kaç yıldır berabersiniz; Ne yapıyorsunuz? Ne olacak?' dedi.
- B.K: Zaten aynı evi paylaşıyor, birlikte yaşıyorduk. Lal bunu söylediğinde hep birlikte yemek yiyorduk. Bodrum'daydık. 'Hadi yarın evlenelim,' dedik. Herkes heyecanlandı, arkadaşlarımız organizasyonun bir köşesinden tuttu.
- C.G: Gece saat 02.00.
- B.K: Bodrumlu arkadaşımız Mahmut'u aradım, 'Cem ile evlenmeye karar verdik, teknelerinden birini versene,' dedim. Zannetmiş ki, sarhoşum ve hiç ciddiye almamış. Yarım saat sonra Cem'i aradı. Cem de evet deyince herkes ayağa kalktı. Yonca'yı aradım hemen. 'Benim şahidim sen ol,' diye.
- C.G:
Sabah hastaneden sağlık raporu aldık. Mahmut'la buluştuk, işlemlerimizi saat 13.00'e kadar hallettik. O gün ailelerimize haber verdik. Uçakla geldiler. Hayatımın en hızlı organizasyonuydu. 29 Ağustos 2005.
- B.K: Hayalim deniz kenarında ve yalınayak evlenmekti. Yanımda bir tane beyaz keten pantolon var. Üstüne, beyaz bir T-Shirt aldım. Atölye tatilde. 'Bana gönderin,' diyeceğim biri yok. Annem, Lal ve ben Bodrum pazarında duvak için tül aramaya başladık. Taç Perde'ye girdik. Son top kalmış. Beyaz perdelik tülü satın aldım.. Annem, ölüyor gülmekten. Beyaz tokalar satın aldım. Onlardan kendime bir havai kolyesi yaptım. Babam da bahçeden begonyaları topladı. Harika bir kıyafet oldu.
- C.G: İki önemli şey hâlâ yok. Biri yüzükler. Diğeri damatlık. Kendime bermuda bakıyorum. Bulduğum tek şortu bir adam deniyor, alacak yani. 'Bugün evleniyorum bu şorta ihtiyacım var,' dedim, adamın ayağından aldım. Bahar hayatta takı sevmez, takmaz. 'Bugün özel, gidelim alalım tek taş,' dedim. 'Ben, tek taş hayatımda takmadım,' dedi. Böyle hortum kelepçeleri vardır bilir misiniz, ayarlamalı... Yani nikâh yüzüklerimizi nalburdan aldık.

BAHAR SAKARDIR, CAMI KAPATIRKEN DAMARINI KESTİ
- Kocası Bahar Korçan'ı nasıl anlatır?
- C.G:
Bahar komiktir. Her duyguyu kocaman kocaman yaşar. Belgesel izlerken hüngür hüngür ağlar yani. Bir de çok sakardır Bahar. Camı kapatırken atardamarını kesti. Ölüyordu. Bacakları, çocuk bacağı gibi böyle vura vura. Ama şöyle bir şey var. İşiyle ilgili çok titizdir. Ne kadar bunun delilik olduğunu söylesem de, O'nu bir inanç olarak algılıyor. Bahar kolayı sevmez. Üşenme duygusu yoktur. Moda Tasarımcıları Derneği'ni kurdu, o kadar iş arasında. Liderlik özelliği var. Galata'ya taşındık, 'burayı soho yapmak gerek' dedi. Bu mahalledeki tasarımcılar, fotoğrafçılar falan hep bizim arkadaşlarımız.
- Cem neye tahammül edemez?
- B.K:
Israrcılık, takip edilmek, kıskançlıktan nefret eder.
- C.G: İlk gün açık açık konuştuk. 'Ben, bundan rahatsız olmam, sen bundan rahatsız olma'. Çok ortalarda olmak istemediğimi de açıkça söyledim.
- Evlilikle hayatınızda ne değişti?
- B.K:
Mesela; saat kaçta geleceksin? çöpü çıkar, gibi ritüeller giriyor. Ama yaşantımızda, hızlı dönen bir çark var. Bundan şikayet etsem de, bizi diri tutuyor. Durağanlık insanın içindeki seksi de aşkı da her şeyi öldürür. Cem'e ilk günkü kadar aşığım, sonuna kadar beraberiz ama, Allah korusun, hayatın neler götüreceği hiç belli değil ki. Her an, her şey olabilir gibi sarılıyorum aileme.
- Kıskançlık oldu mu?
- B.K:
İnsana ait hiçbir şey yabancı değil. Bazen kadınlığın getirdiği tuhaf kuytular var, oraya çekiliyorsun falan. Eskiden daha zor çıkıyordum. Biliyorum ki yarın birine aşık olsam, söylerim Cem'e. O da bana söyler. Birbirimize çok açığız. Çünkü ben, reenkarnasyona inanıyorum, evrende farklı şeylerin döndüğüne inanıyorum. Bu anlamda baktığımız da bence, bu yaşamımızda biz, birbirimizi hak ettik. Beraber oluşturduğumuz bazı şeyler var. Bu bir hak ediş.
GEÇMİŞ HAYATTA DA BİRLİKTEYDİK!
- Birbirinize verdiğiniz söz var mı?
- B.K:
Cem, ilk günden itibaren hep bana, 'senin için geldim' der. Ben de O'na, 'Sana inandım,' derim. Reenkarnasyona inanıyoruz: Bu ilk beraber oluşumuz değil. Bundan evvelki yaşamda da beraberdik.

- Neden çocuk yapmadınız?
- B.K:
Lal çok ufaktı Cem'le tanıştığımda bir sürü kaos yaşıyordum. Yeni bir sisteme giriliyordu. İş ağırdı. Bir daha anne olmanın sorumluluğunu kaldıramayacağımı düşündüm. Sonra da, Cem vazgeçti.
- Lal şimdi kaç yaşında?
- C.G:
18 yaşında. Robert Kolej'de okuyor. İyi yetişti.
- B.K: Cem'e ilk zamanlar çok kötü davrandığı oldu. Ama Cem çok anlayışlıydı. Onun için, Cem'e binlerce teşekkür ediyorum. Çok sabırlı davrandı ve bekledi yani..
- C.G: Lal ile aramız çok iyi şimdi. Bahar'la iletişiminde sıkışınca, benim yanıma geliyor. Arkadaşça konuşuyor, hallediyoruz..Bahar'ın yakın arkadaşları bana yıllar sonra itiraf ettiler: 'Valla biz, senden böyle bir baba, böyle bir eş olacağını hiç düşünmemiştik,' diye.
- B. K: Altıncı hislerim çok güçlüdür. İçten gelen hisle görür görmez Cem'e inandım. Bir an tereddütüm olmadı. Ve hakikaten Cem, çok güzel bir baba oldu. Hakikaten, bir aile olduk
- C.G: Kendimizle dalga geçebiliyoruz. 'Hadi bakalım, üvey babanı bir dinle' diye. Bir gazetede öyle yazmıştı Lal ve cici babası diye.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.