Giriş Tarihi: 25.7.2009

Telepatik aşk

Aşkta ve ilişkilerde telepatik bağ kurmak ile ilgili birkaç haftalık bir yazı dizisi hazırlamaya karar verdim. Bu çok merak edilen konu ile ilgili sorularınız olursa, seda@lotuskadinlarklubu.com adresinden bana mail yoluyla ulaşabilirsiniz. Eminim sizin de başınıza sık sık geliyordur. Sevdiğiniz bir arkadaşınız durup dururken aklınıza gelir. Uzun zamandır görüşmemişsinizdir. Nasıl olduğunu merak ederken bir anda telefon çalar. O arkadaşınız arıyordur. Şaşırırsınız. 'Kalp kalbe karşıymış' diye düşünürsünüz. Oysa aslında dünya böyle kurulmuştur. Sadece biz bunun aslında her gün yaptığımız bir şey olduğunun farkında değiliz. Bunun bilimkurgu hikâyelerine yakıştığını düşünüyoruz. Sevdiğimiz bir kişiye ulaştırmak istediğimiz mesajı yollayabilmek için derin translar gerektiğini sanıyoruz. Hatta telepatik bağ kurmaktan korkuyoruz. Neticede karşımızdaki insanı kukla haline getirmek istemeyiz, öyle değil mi? Yoksa ister miyiz? İnsanlık bu bağı, farkında bile olmadan birbiriyle kuruyor zaten. Peki ama nasıl?

BENİ HİÇ Mİ SEVMEDİ?

Şimdi sıkı durun. Bu bağın en tipik örneklerinden birini, ayrılık acısı yaşarken kuruyoruz. İlişkiler bittiğinde taraflardan biri diğerini bırakmak istemez ya... Onun içindeki duygular henüz tam bitmemiştir. Son dönemde giderek yaygınlaşan ilişki modelinde, genelde acı çeken taraf kadınlar oluyor. İstisnalar var tabii. Ama genelde ilişki sona erdiğinde, kadın cep telefonu ile baş başa kalıyor. Sabah kalktığında, gün içinde iş yaparken, hatta kız arkadaşları ile buluştuğunda bile, gözü cep telefonundaki SMS mesajlarına takılıyor. 'O'ndan cevapsız çağrı almış mıdır diye kontrol etmek istiyor. Gece yatarken, kalbimizin derinliklerindeki acılar yüzeye çıkar. Çünkü beyin dalgaları belirli bir frekansın altına düşmeye başlar. İşte o dönemde kadınlar ayrılık acısını iliklerinde hissetmeye başlıyor. 'Hiç mi beni özlemiyor, hiç mi sevmedi?' gibi soruların cevaplarını belki de bin kez düşünüp mutsuz oluyorlar. İşte bu dönem, ayrılıp giden taraf için çok parlak bir dönem oluyor. Bunu hiç düşünmüş müydünüz? Hissettikleriniz ve düşündükleriniz, beyin dalgalarınız belli bir frekansa ulaştığında karşı tarafa iletiliyor. Bunun için özel bir şey yapmanıza gerek yok. Sadece sistem böyle kurulmuş. Hepsi bu. Düşündüğünüz kişi, bunu algılıyor. Ve sizi özlemiyor bile. Ne zaman ki, onu tam olarak unutuyorsunuz, işte erkek tam o dönemde, bir anda mucizevi bir şekilde sizinle iletişim kuruyor. Pek çok kadın bunu muhakkak yaşamıştır. Ne oluyor da, erkekler sanki biliyormuş gibi, tam da sizin onu düşünmeyi kestiğiniz dönemde kendilerini hatırlatabiliyorlar? Ayrılık acısı üzerine birlikte çalıştığım pek çok kadın, bu deneyimi yaşadı ve onların hikâyelerini merak edenler benim web sitemden okuyabilirler. Bu konuyu ilerde daha detaylı şekilde ele alacağım. Ama şimdilik farkına varmamız gereken tek şey bu: Telepatik bağ sayesinde, gerçek ve derindeki duygularımız ve inançlarımız, olduğu gibi düşündüğümüz, sevgiyle bağlı olduğumuz kişilere iletiliyor. Ayrılan erkekler de, terk ettikleri kadının kendisini düşünüp düşünmediğini içgüdüsel olarak hissedebiliyor. Bunu zihniyle bilmesine gerek yok. Sadece içsel bir boşluk duygusu ile birlikte o kadın akıllarına geliyor hepsi bu. Ve aramaya başlıyorlar.
KARŞINIZDAKİ, MESAJI ALGILAR
Nasıl yani? Pek çok kişi soruyor: "İyi de Seda Hanım, eğer telepatik bağ denen şey varsa, bu karşımızdaki kişiyi köle haline getirmez mi? Ayıptır. Günahtır. Böyle bir şey varsa bile kullanmamalıyız." Hiç korkmayın, çünkü zaten var olan bir şey bu. İnsanlar doğuştan bu yetenekle ve bedenle doğuyor. Beyniniz ve bilinçaltınız bunu otomatik yapıyor. Sadece, istem dışı olarak, bilinçaltınızdaki korkuları yolladığınız için, bunu kontrol altına almak ve pozitif mesajlar yollamak yeterli. Telepatik bağ kurduğunuzda, karşınızdaki kişi yolladığınız mesajı algılar, ama kendi zekâsının ve zihninin süzgecinden geçirir. Dolayısıyla asla Hollywood filmlerindeki gibi korkutucu, köleleştirici bir şey değildir. Kişi yine kendi istediğini yapmakta serbesttir. Günlerden bir gün eşimden telepatik yolla bir buket kırmızı gül istemiştim. O akşam gelirken elleri bomboştu. Hiç soruşturmadım. Daha sonra bana kendiliğinden anlattı. "Akşam sana gelirken, yolda Çingeneler bir buket kırmızı lale satıyorlardı. Almak için yanaştım ama park edecek yer bulamadığım için vazgeçtim." Sevdiklerinize yapıcı ve aşk dolu mesajlar
göndermeniz dileğiyle..

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.