Cumartesi 22.08.2009
Son Güncelleme: Cuma 21.08.2009

Macera peşindeki gezgin çift

Bir kaplan köpekbalığı ile birlikte yüzebilmek için Güney Afrika yollarına düşen, yanardağ patlaması izlemek için İtalya'da tepelere tırmanan bir çift, İlsu Dirgin ve Emrah Özgöktürk. Maceracı çiftle, dünyayı gezip yaptıklarını ve az da olsa yapamadıklarını konuştuk

Yanardağ tırmanışı yapıyorlar, dünyanın en derin vadisinden atlıyorlar, dalıyorlar, dev köpekbalıklarıyla yan yana yüzüyorlar, yelken yapıyorlar, motorlarına atlayıp uzun seyahatlere çıkıyorlar, dünyayı adeta bir avuç toprak gibi görüp, kafalarına koydukları her yere gidiyor ve mutlaka bir 'macera' yaşıyorlar... İlsu Dirgin ve Emrah Özgöktürk çiftinden söz ediyoruz. Şimdi siz onları kafanızda gezgin bir çift olarak canlandırdınız muhtemelen ancak durum öyle de değil. İkisinin de İstanbul'da düzenli işleri var ve onlar bütün bunları yıllık izinlerini bayramlarla birleştirmeyi ince ince hesap ederek yapıyor. Üstelik İlsu Dirgin, aylakilsu.com adlı sitesinde, tüm gezilerine ve yaşadıkları maceralara yazı, fotoğraf ve videolarla yer veriyor. Örneğin '10 Fotoğrafta' başlıklı köşede pek çok yeri 10 fotoğrafla tanıtıyor. Bunun dışında sitede 'Kamboçya ve Vietnam'dan bir tutam', 'Güney Afrika'da yaşam', 'Köpekbalığı nasıl beslenir?', 'Kaplan köpekbalığı ve ben', 'Oribi: Dünyanın en yüksek vadi atlayışı' gibi başlıklarla karşılaşabilirsiniz.
- Yılda kaç hafta izniniz olduğunu sorabilir miyim?
- İlsu Dirgin:
Dört. Ama genellikle bayram tatilleriyle de birleştirip, iki haftalığına gidebiliyoruz gittiğimiz yerlere. Bir sonraki senenin tüm bayramlarını biliriz mesela.
- Nasıl başladı bu geziler?
- İ.D:
Ruhen gezmeyi seven tipleriz zaten ama ikimizin de dalışa meraklı olmasıyla başladı maceralarımız. Ben 94'te dalmaya başladım. Seyahat etmeyi de severdim ve hep seyahat notu tutardım. Üniversitede bile her sene mutlaka bir yerlere gittim. Anketörlük, fuar hostesliği gibi işler yapar, oradan kazandığım paralarla ucuz uçak bileti kovalardım.
- Emrah Özgöktürk: Benim daha çok spor odaklı bir yaşantım oldu. Şu an hobi olarak dalış eğitmenliği de yapıyorum. Bizim şöyle bir anlaşmamız var; bir kere kara tatili yapıyorsak, bir kere deniz tatili yapıyoruz.
- Birlikte ilk nereye gittiniz?
- İ.D:
Yurtdışında ilk Malezya'ya, Spadan Adası'na dalmaya gittik, 2002'de. Her sene atlası açarız önümüze, 'Nereye gitsek bu yıl?' diye plan yaparız.
- Dalmak için nerelere gittiniz?
- İ.D:
Malezya, Maldivler, Küba, Sudan, Kızıldeniz, Güney Afrika... Ama daha çok yer var gidilecek. -
E.Ö:
Genelde ne görmek istiyorsak ona göre yer seçiyoruz. Mesela kaplan köpekbalığı dalışı yapmak için Güney Afrika'ya gittik. Kafessiz dalış yaptık. Dünyadaki en tehlikeli köpekbalığı.
- İ.D: Eylülde de Mozambik'e gidiyoruz. Balina köpekbalığı ve kambur balina için.
- Gitmeden önce birileriyle irtibata geçiyor musunuz?
- İ.D:
Tabii, mesela o kaplan köpekbalığı dalışı çok teferruatlı bir iş, öyle elini kolunu sallayarak gidip yapamıyorsun. Biz daha önce yapan bir arkadaşımız aracılığıyla organize ettik. Bir zodiac'la açık denize çıkıyorsunuz. Orada bir çamaşır makinesi tamburunun içine sardalya, balık kanı ve balık yağı döküyorlar. Onu suya atıyorlar. Köpekbalıkları gelip dönmeye başlıyor. Korku filmlerindeki gibi bir sürü yüzgeç görüyorsunuz. Kaplan köpekbalığı da gelince atlıyorsunuz ortalarına.
- Peki sizi niye yemiyorlar?
- E.Ö:
Köpekbalığı aslında o kadar gözü kara bir hayvan değil. Eğer kendisine zarar gelmeyeceğinden emin olmazsa saldırmıyor. Dolayısıyla ilk başta gelip ortamı kolaçan ediyor. Biz de ortalama bir buçuk-iki metre boyunda yaratıklarız, hava kabarcıkları çıkıyor. O da ürküyor. Sadece gruptan ayrı kalmamak gerekiyor. Bir de köpekbalığıyla tambur arasına girip, engel teşkil etmemek lazım. Zaten dalışı bir saatte kesiyorlar, çünkü artık köpekbalığı ortama alışmış oluyor ve daha pervasızca davranabiliyor. Gelip bana kuyruk attı işte bir tanesi.
- Gidemediğiniz bir yer var mı peki?
- İ.D:
Bir kere Burma'ya gitmeye karar verdik. Türkiye'den Bangkok'a uçup, oradan vize almanız gerekiyor. 'Oraya gitmişken civar birkaç ülkeyi de gezeriz,' deyip iki haftalık detaylı bir plan yaptık. Biz gitmeden üç gün önce Tayland'da başbakanı devirmek isteyen bir isyancı grup Bangkok havaalanını bastı. Başbakan kaçmasın diye ikinci büyük havaalanını da kapadılar. Ülke kapandı yani. Turistler orada mahsur kaldı. Biz bekledik açılır diye. Açılmadı. Ve gidemedik. Biletimizi Singapur'la değiştirdik ve Kamboçya, Vietnam yapmaya karar verdik. Ama Burma içimizde kaldı, Bagan'a mutlaka gitmek istiyorduk. Onun dışında Güney Amerika'da pek çok yere gitmek istiyoruz.
- Avrupa?
-E.Ö:
Avrupa'da çok yere gittik zaten. Gitsek yine zevk alırız ama vakit ve nakit sıkıntısı olan insanlar olarak, görmediğimiz yerleri görmek istiyoruz daha çok.
- Sizi en çok heyecanlandıran yer?
- İ.D:
Ben Güney Afrika'da yaptığımız dalışları bir numaraya koyarım. Kamboçya'da tapınak bölgesi Angkor'dan da çok etkilendim.
- E.D: Sudan'da bir batığa yaptığımız gece dalışından çok etkilendim. Devasa bir gemi yan yatmıştı.
'Annecim' diye kaçtık
Yaşadığınız en heyecan verici şeylere bir örnek verir misiniz?
- İ.D: İtalya'da, Stromboli diye bir ada var. Adada da bir yanardağ. Orada bir tur şirketi yanardağa çıkarıyor isteyenleri. Her gün yukarıya belli sayıda insan çıkabiliyor. Patlamaları iyi seyredebilmek için de hava karardıktan sonra yukarıda olmanız lazım. Yaklaşık üç saat sürüyor tırmanmak. Çıkarken hiçbir şey görmüyorsunuz. Yukarı çıkınca betondan, yedek kulübesi gibi bir yere oturduk. Karşı tarafta da dumanlar görüyorsun. Baktık pek bir şey yok, 'Bu mudur yani?' derken bir patladı. 'Anneciiim' diye kaçtık. Bir saat filan patlamaları seyrettik. Sonra biraz daha tırmandık, bir tepeye çıktık. Tepenin kenarından aşağı bakıyorsun, beş tane yanardağ ağzı var, siz onların üzerindesiniz ve bunlar sürekli patlıyor. Biri şampanya gibi, biri petrol kuyusu gibi farklı şekillerde, 10 dakikada bir patlıyorlar. Her seferinde yerinden fırlıyorsun. Hipnotize edici bir şey, yanardağ patlaması seyretmek.
İlsu Dirgin ve Emrah Özgöktürk kimdir?
İlsu Dirgin 35 yaşında, Marmara Üniversitesi Almanca İşletme mezunu. İstanbul Modern'de pazarlama direktörü. Emrah Özgöktürk ise 32 yaşında, İTÜ'de makine mühendisliği okudu. Bir beyaz eşya firmasında yönetici. Dokuz senedir beraberler ve 2005'te, motorlarıyla gittikleri bir kır düğünüyle evlendiler. Davetiyeleri sualtında çektikleri bir filmin DVD'si idi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.