Cumartesi 26.09.2009
Son Güncelleme: Cuma 25.09.2009

Babam yıllar sonra, benim şarkımla, arkadaşıma âşık oldu!

"Hayat bir kere yaşandığı için yargılanamaz." Zeki Alasya'yla konuşurken Milan Kundera'nın bu sözü geldi aklıma...O kadar güzel bir şeyi başarmış ki bu hayatta, asla yan yana gelemez diye düşündüğümüz insanları bir araya toplamış. Onlar da hiçbir zorlanma hissetmeden, birbirleriyle arkadaş olmayı başarmış... Kapıdan girince beni Zeki Alasya'nın geçen yıl evlendiği eşi Jülide Hanım karşıladı. Bahçeye çıktığımda küçük torununun yanında başka bir hanımefendi vardı. O da Zeki Alasya'nın ilk eşi Oya Alasya. Jülide Hanım'la araları çok iyi. Sohbete daldık. Yanımızda Zeynep Alasya'nın eşi Alpay Bey de vardı. Derken kapıda yakışıklı başka bir adam belirdi. Zeynep Alasya, "Tanıştırayım. O da benim ilk eşim Süleyman," dedi. Bu sohbette daha şaşıracağınız çok şey var.
Zeki Alasya
* İlk evliliğimde yaşadıklarımı bir daha yaşamayacağım, evlenmeyeceğim,' dedim. Sonra kızımın arkadaşı Jülide'yi tanıdım. Çok sakin bir liman çıktı karşıma. Geçen sene evlendik. Giderek şunu gördüm ki, bu kadın sabrını zekâsıyla birleştirerek beni idare edebilir.
* Yaptığım iş süresince kalabalıklarla uğraştım. Hani çok klasik bir laftır söylenir, ama ben de yaşadım bunu. Kalabalıklar arasında yalnızlıklar çektim.
* Şöhretli olanların çocukları çoğunlukla başarısız oluyor. Ruhi yapıları çok sağlıklı olmuyor. Bu babanın ya da ananın şöhreti altında ezilmek midir, onu geçememe endişesi midir, bilmiyorum... Çok şanslıyım ki Zeynep'te olmadı bu.
Zeynep Alasya
* Babam yıllar sonra benim şarkımla âşık oldu. Jülide benim arkadaşımdı. Aralarını ben yaptım. Şarkının adı Uçurtma... O gün o şarkıyı dinlerken, babamla resmen birbirlerine âşık oldular.
* Babam kadar hoşgörülü değilim. Hiç anlaşamadığım, bana kötülük yapan bir insanla asla görüşmem. Yanıma yaklaşmasına da izin vermem.
* Bebeklikten itibaren, o alkışlar tüylerimi diken diken ederdi. Ondan da istemiş olabilirim şarkı söylemeyi... Böyle yavaş yavaş çıkmayı seviyorum merdivenleri. Babamın karakteri bende de var.
- Çok şaşırdım. Babanızı yıllar sonra kendi ellerinizle evlendirmişsiniz...
- Zeynep A
: Evet. Jülide benim arkadaşımdı. Benim şarkımla âşık oldular. Albümde yer alan bir şarkım var, adı Uçurtma. O şarkıyı dinlerken, babamla resmen birbirlerine âşık oldular. Biz sohbet ederken az önce biri geldi ya, o da benim eski eşimdi mesela.
- Z.A: Zeynep, eski eşinden ayrılmaya karar verdiği zaman şunu koydum ortaya: Hem Zeynep'e hem annesine, 'Bu adam benim arkadaşım, senin eşin, senin de damadın. Sen ayrılıyorsun, ben ayrılmıyorum. Ben anlaşmazlığa düşerim, kavga ederim, o zaman ayrılırım, o başka. Ama sen ayrılıyorsun, ben ayrılmıyorum,' dedim. Bir süre sonra şunu fark ettik ki, herkes birbiriyle karşılaşmaktan bile çekiniyor. Bu olmayacak diye herkese birden fetva verdim. Yaş günümde bir araya gelinecek ve o insanlar birbirlerine tahammül etmeyi öğrenecek.
- Yıllar sonra ikinci kez evlenme kararı almak zor olmadı mı?
- Z:A
1987 senesinde boşandım. 21 sene içinde beni evlenmeye zorlayan kişiler ve durumlar oldu. Ben mütemadiyen 'Hayır,' dedim. Kimseyi de suçlamam, müesseseyi suçlarım, 'İlk evliliğimde yaşadıklarımı bir daha yaşamayacağım, evlenmeyeceğim,' dedim. Sonra hanımefendiyi, Jülide'yi tanıdım. Fırtınalı, gürültülü patırtılı yaşamdan sonra çok sakin bir liman çıktı karşıma. Yaklaşık dört sene birbirimizi tanıdık. Geçen sene evlendik. Giderek şunu gördüm ki, bu kadın, sabrını zekâsıyla birleştirerek beni idare edebilir. Yani laf olsun diye alınmış bir karar değil bizimki. Aklı başında, ayakları yere basan bir karar... Ayrıca, benim evlilik müessesesi karşısındaki durumum artık belli bir şey.
- Zeki Alasya'nın herkesin üzerinde farklı bir otoritesi var, anladığım kadarıyla...
- Z.A:
Ben demokrat geçinen bir adam olmakla beraber belirli kuralları koydum. 'Bu böyle olacak,' dedim. Birinci eşimle de görüşüyorum. Hatta şimdiki eşimle iyi arkadaşlar.
- Şöhretli babanın kızı olma sendromu yaşandı mı aranızda?
- Zeynep A:
Babam benim için öğreten adamdı. Çok küçük yaştan itibaren onun bir çalışma odası vardı. Adamcağız zaten çekimden üçte gelirdi, ben sekizde 'Hadi baba kalk, bir şey merak ediyorum,' derdim. İnanılmaz bir kütüphanesi vardır. Bilgi deryası bir adam.
- Z.A: Şöhretli olan kişilerin çocukları çoğunlukla başarısız oluyor. Bu babanın ya da ananın isminin şöhreti altında ezilmek midir, onu geçememe endişesi midir, bir şeyler var. Çok şanslıyım ki Zeynep'te bu olmadı. Kızım için özel bir çaba asla sarf etmedim. Çünkü şöhretli insanlar gibi davranmıyorum. Ben etrafımda bir şoför, iki koruma, üç bakıcı, dört tane koruyucu gibi garip, iğreti bir dünyada yaşasaydım bu kadar rahat olmayabilirdim. Eski yaşamımı, eski arkadaşlarımla ilişkilerimi bozmadan sürdürdüm. Zaman zaman kendi dışıma çıkarak baktım kendime ve bunda hep başarılı oldum. Zeynep'in üzerindeki olumlu etkilerden bir tanesi budur diye düşünüyorum.
- 66 yaşına bastınız. Bunu keşke böyle yapmasaydım dediğiniz ne var ?
-Z.A:
Ben yaptığım iş süresince çok kalabalıklarla uğraştım. Hani çok klasik bir laftır ama ben de yaşadım bunu: Kalabalıklar arasında yalnızlıklar çektim. Bir zaman geçtikten sonra, belli bir yaşı geçtikten sonra şöyle bir karar vermeniz gerekiyor: Yanlışlar oldu, bana kazık atmayı aklından geçiren ya da kazık atanlar oldu, ama bütün bunlara çok olumsuz bir tavırla cevap verir ve canınızı sıkarsanız, o zaman dağ başında yaşamanız gerekir.
ZEYNEP'İN MELANKOLİK BİR YAPISI VARDIR
- Hangi kelimeler hayatınızda daha çok var artık?
- Z.A
: Sabır ve hoşgörü! Bu kolay değil, ama eğitiyorsunuz kendinizi. Birileri size yanlış yaparsa amiyane tabir kullanmak istemiyorum ama, kazık atarsa da tahammül etmek zorundasınız. Benim işim kolektif bir iş. Affetmeyi öğreneceksiniz. Verdiğim en büyük ceza, bir insanı görünmez adam ilan etmek. Merhaba derse merhaba derim, soru sorarsa cevap veririm ama o adam benim için artık görünmez adamdır. Bundan dönüş pek yok.
- Zeynep A: Babam kadar hoşgörülü değilim. Hiç anlaşamadığım, bana da kötülük yapan bir insanla asla görüşmem, yanıma yaklaşmasına izin vermem.
- Baba kız hiç mi benzemezsiniz?
- Zeynep A: Annem devamlı 'Aynı baban gibisin,' der. Biraz unutkanızdır ikimiz de... Hatırlayıp da aramamak değil, iş temposu, ihmalciyiz. Özellikle sevgili eşi Jülide bana, 'Ay gene baban gibi oldun,' diyor. Çekinirim insanları aramaktan, bir kere ararım ikinci kez arayamam. Babam da öyle. Belki zamanında çok yırtmış parçalamış olabilir, ama şu anda Zeki Alaysa olduğu halde bir aradığını bir daha zor arar.
- Z.A: Zeynep'in melankolik bir yapısı vardır.
- Zeynep.A: Babam bana 'Dram Zeynep' der. Her şeye ağlarım. Şimdi TRT için Bahar Dalları adlı dizinin müziklerini yapıyoruz. Başrollerinde Sumru Yavrucuk ve Altan Erkekli var. Evladını kaybetmiş bir anne, ben her seyrettiğimde hüngür şakır ağlarken, müziğini seslendiriyorum.
- Eşiniz de iş ortağınız, ne güzel...
- Zeynep A:
İlk evliliğimi 22 yaşımdayken yaptım. İkinci evliliğimi 2004 yılında. Babam 'Evlenmeyin, birlikte yaşayın,' dedi! - Z.A: Bir baba düşünün ki, çevreden bu eleştirilere bile uğradı. Dedim ki 'Evlenmeyin, birlikte yaşayın, acele etmeyin.' Evlilik müessesesinin insan yapısına çok aykırı bir müessese olduğunu kızıma anlattım. Gazetelerde okuyoruz ya; beş buçuk yıl flört edip iki yıl da nişanlı kaldıktan sonra evlenip ertesi gün boşanmış! Evlilikte bir terslik var. Evlilik zor bir meslektir, sürdürülmesi zordur: Evlenip, bir de çocuk yapıp ayrılırsan çocuğa ayıp oluyor. Yani "yazık olur"u bırak, ayıp oluyor çocuğa. Bu sadece evliliklerle ilgili de değil. 37 yıl sonra biz Metin'le ayrıldık.
- Hâlâ devam ediyor mu küskünlük?
- Z.A:
Yok canım. Bir dönem sadece kırıklığım çok tepedeydi, üzülüyordum. Dün beraber röportaj yaptık. Ben konuşmamı bitirdim, arkadan Metin konuştu. İnsanlar zamanında bunları birbirine söyleseler evliliklerde bile boşanmanın önüne geçilebilir.
- Sizin için görünmez adam değil miydi bir dönem Metin Akpınar?
- Z.A:
Hayır, Metin Akpınar görünmez bir adam olamayacak kadar önemli bir adamdır. Herkesi görünmez adam ilan ediyorum derken o kadar da ölçüsüz, küstah bir adam değilim.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.