Annemle başa çıkmak çok zordu

- Sizin için en özel şarkı hangisidir, bu 300 şarkı arasında?
- F.Ş: 84 tanesini Ajda'ya verdim. Benim için en özel olanı ise Sensiz Yıllarda şarkısı: Kemal Bey'le ilk ayrılışımızdı. Hem ağladım hem yazdım. Yıllar sonra, söz yazmayı bırakma kararı aldığım gece, Sezen'i aradım. 'Atla gel,' dedim. Ne kadar notum varsa ona verdim. Gecenin bir vakti bana geldi. Türkiye'de en iyi söz yazanlardandır Sezen. İyi de bir hafızası var. Bayılırım ona. Sonra komplike işlere girdi, olmaz işte...
- C.Ç: Annemi mutlu ettiği ettiği sürece Kemal Bey'in başımızın üzerinde yeri vardı. Ama annem içinde fırtınalar yaşayan bir kadındı ve onunla başa çıkmak zordu. Kemal Bey de annemle başa çıkamadı. Annemin ilham kaynağı keşke Kemal Bey yerine biz olsaydık.
- F.Ş: Sevgi ilaç gibidir, dozajını ayarlayacaksın. Fazla gelirse kaşınma hissi verir, zararı olur, ama ölçüsüyle verilirse o zaman fevkalade yararlı ilaç olur.
- Ajda arıyor mu sizi?
- F.Ş: Arar sorar.
- C.Ç: Gençken çok kıskandım Ajda'yı. Annem evlatlarından biri gibi severdi. Halen kızı gibi görür. Ajda'yı kıskanır, annemin bizim sevgimizden çaldığını düşünürdük. - F.Ş: Sevgi paylaşılmazsa sevgi olmaz ki! Ama değeri olan kişilere... Bazen konsere davet ediyor Ajda ama kalabalığa çıkamıyorum, nefesim daralıyor.
- Aşkla ilgili ne öğrendiniz hayatta?
- F.Ş: Çok fazla şey isterseniz, hiçbir şey bulamazsınız. Onun için insanları değiştiremezsiniz, olduğu gibi sevecekseniz, sabredin sevin. Sevemeyecekseniz de bu işe hiç girişmeyin. Aşk diyorum ama, yapış yapış aşk da sevmiyorum. Her öngördüğüm çıkar. İleriyi gören bir medyum gibiyim.
- İhanet?
- F.Ş: Onu bana sorma. Çünkü çok kıskanç, hasta ruhlu bir kadınım. Bir Fransız şarkısı vardı. Tıpkı bir tavuğun yumurtanın üstüne oturması gibi birini sahiplenmekten bahseder. Yani sahip olmak istiyorum, bu da çok yanlış.