Son Güncelleme: Cuma 16.10.2009
Beyaz Adam'ın İstanbul macerası
IMF eylemlerinde bembeyaz giyinmiş, herkesten dayak yiyen bir eylemci dikkat çekti. Bir haftada ünlenen Belçikalı dansçı Luk Sips ile İstanbul macerasını konuştuk
- Türkiye'ye yedi kez gelmişsiniz. Nasıl tanıştınız ülkemizle?
- Dört yıl önce Belçika'da Türkiye hakkında '0090' adlı bir sanat festivali vardı. Bu, Belçika'dan Türkiye'yi aramak istediğinizde kodlayacağınız numara. Organizasyonunu da Mesut Arslan adında bir arkadaşım yapıyordu. Baklava ve halk oyunlarının ötesinde olan bu festivalde gönüllü oldum ve Türkiye hakkında çok şey öğrendim. Sonra sufizm, sema hakkında okudum İslam'la ilişkisini biliyordum ama daha fazla öğrenmem gerekiyordu. Aralık 2006'da ilk kez İstanbul'a geldim ve bu şehre âşık oldum. Birçok dansçıyla tanıştım. Garajistanbul ve Kargart'ta gösterimlerim oldu.
- İstanbul'da başınıza neler geldi?
- İstanbul'a yedi kez geldim ve bunun dördünde eşyalarım çalındı. Üç kez İstiklal'de, bir kez de Üsküdar'da... Şu anda hiçbir şeyim kalmadı; tüm param, pasaportum, banka kartlarım, kimliğim gitti.
- IMF karşıtı gösterilere katılmaya nasıl karar verdiniz?
- Direnistanbul'la tanıştım. Onlarda her gruptan birileri vardı: Feminist, öğrenci, gay haklarını destekleyenler, ekolojistler, sosyalistler.Verdikleri eylem broşüründe sakin bir eylem olacağına dair bilgiler vardı. Benim IMF'e karşıtlığım ise onların büyük silah şirketlerini desteklemelerinden ve onlar tarafından desteklenmelerinden kaynaklanıyor.
- O bembeyaz kıyafet, güller ve 'Gül güçtür' sloganı neyi temsil ediyordu?
- Ben yaratıcı eylemleri destekliyorum, bembeyaz boyanmış ve giyinmiş bir adamın ne kadar dikkat çekici olacağını tahmin etmiştim. IMF gücüne karşın gülün gücünü savunmaya çalıştım.
- Cumhurbaşkanımızın soyisminin de Gül olduğundan haberiniz var mıydı?
- Elbette, gülün 'gülmek, çiçek ve politikacı' anlamlarını biliyorum. Ama kendisi ile hiçbir alıp veremediğim yok. Onun isminin Gül olmasının sorun yaratmayacağını, belki sadece bir espri olarak anlaşılacağını düşündüm. Ben pasifist bir ekolojistim, hepsi bu.
- Sonra neler oldu?
- Aktivistlerin arasında arkadaşlarımı arıyordum ve bir aktivist sloganı anlamadı, bana vurmaya başladı. Sonra özür diledi. Ardından İstiklal'e dönmeye çalıştım, o sırada da su yedim. İstiklal üzerinde bir adam bana saldırdı. Sanırım camı kırılan dükkân sahiplerinden biriydi, beni de onlardan biri sandı. Camların indirilmesine tamamen karşıyım. Ben, ancak kimseye şiddet uygulanmayan eylemlere varım. IMF'e karşı olmamın sebebi de zaten şiddete karşı olmam.
EN SON HABERLER
- 1 Evet aşk mümkün hâlâ
- 2 Toplu taşıma araçlarında hayatta kalma rehberi
- 3 Hem yiyin, hem basketbol oynayın
- 4 Onlara yeni bir hayat verin
- 5 Medya sırları ve Acun'un kapışmacası
- 6 Dışarı çıkmadan önce
- 7 Bağırarak dikkat çektim
- 8 Türk filmlerine taş çıkartacak hayat!
- 9 Sezen önemli
- 10 Levent Yüksel'in 'en'leri