Cumartesi 17.10.2009
Son Güncelleme: Cuma 16.10.2009

Blogger, gazeteci sayılabilir mi?

Bloglar güçleniyor, önemleri artıyor, bazıları gazetelerle bile yarışmaya başlıyor. Ama bloggerların 'gazeteci' sayılmadan önce, öğrenmeleri gereken şeyler var

Bir şeyi ilk kez tecrübe etmemiz, onun dünyada da ilk olduğu anlamına gelmez. Kelebek yazarı Cengiz Semercioğlu geçen hafta bir basın gezisinde bloggerlarla karşılaştığında bu yanılgıya düşmüş belli ki. Ben de bir blogger, hatta gazetecibloggerların ilklerinden olduğum için iyi biliyorum: Markalar bizleri keşfedeli uzun zaman oldu. Türkiye'de de bloggerlar birkaç yıldır lansmanlara davet ediliyor; hem yurt içinde, hem de yurt dışındaki etkinliklere çağırılıyorlar. Turkcell, Nokia ve Microsoft, bloggerları uzun zamandır bağrına basan markaların başını çekiyor.
FİKİR HIRSIZLIĞI DURDURULMALI
Blogların yayıncılığın çehresini değiştirmekte olduğu doğru. Gazetecilerin 'bloggerları işi gücü olmayan internetkolikler ordusu' olarak gördüğü ise yanlış. Öyle olsa, gazetelerimizde bloglardan alınıp kaynak gösterilmeden yayınlanan bu kadar çok haber ve yazıyla karşılaşmazdık. Ama blogları gazetelerle bir saymak yayıncılığın yozlaşmasını hızlandırmaktan başka bir işe yaramaz. Çünkü gazetelerin bloglardan aparttığı kadar, bloglar da gazetelerden sık sık copy-paste yapıyor. Ve evet, onlar da çoğu zaman kaynak göstermiyor. Öyle ki, bazıları bunun 'fikir hırsızlığı' olduğunun farkında bile değil. Geçen hafta beni bloguna yönlendirmeye çalışan bir okur maili aldım. Bloga girdiğimde, bu zekâ küpü arkadaşın, gazetede yayımlanan moda yazılarımdan birini kendine göre kesip biçerek yepyeni bir yazı yarattığını fark ettim. Uyardığımda ise bu tuhaf, hibrid yazıya benim imzamı eklemeye kalkıştı! Emin olun, hem dünyada hem de Türkiye'deki milyonlarca blogun büyük bir kısmı, böyle cahil kişiler tarafından yazılıyor. O yüzden bu konuyla ilgili Amerika'da bir kanun bile çıktı. Çalar çırparsanız, kaynak göstermezseniz, cezayı yiyorsunuz, anlayacağınız.
MARKALARA MESAFELİ DURMALILAR
Amerika'daki diğer yeni kanun ise, markaları ilgilendiriyor. Çünkü blogların okuyucular tarafından 'samimi' bulunduğunu, tüketim eğilimlerini etkilediğini keşfeden markalar, blog yazarlarını hediye yağmuruna tutmaya başladı. Ama daha hediyeyi göndermeden önce bile alenen, "Bu ürün hakkında iyi bir yazı yaz" diyorlar. Gazetecilere diyemedikleri şeyi alenen söyleyebiliyorlar yani. Bloggerlar da ihya oluyor bu hediyelerle. Bilmem ne markası onu adam yerine koyuyor, daha ne istesin! Sonra da okuyun minnacık bir ruj için düzülen methiyeleri. Bu durum Türkiye'de devam ediyor. Amerika'da ise, eğer bir ürün hakkında yazılıyorsa, onun hediye olup olmadığını veya bahsi geçen markadan para alınıp alınmadığını açıklamak zorundalar artık. Blogların hem önemi hem de gücü gün geçtikçe artıyor. Ama gazetecilik ile blog yazarlığı arasındaki çizgi inceldikçe, yapmak gereken onlara bol keseden sarı basın kartı dağıtmak değil, onları eğitmek; etik ve dilbilgisi öğretmek olmalı. www.trendometre.com

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.