Giriş Tarihi: 28.11.2009

Genelde annemin sözünü dinlerim

Karşımda iki çift göz... Kocaman. Anne-oğulun bakışları birbirine benziyor. Yoğun ve derin... İkisi de gözleriyle anlatıyor, sözler anlamsız kalıyor. Boğaz'ın en güzel göründüğü yerlerden birinde, küçük bir dairede yaşıyor Yavuz Bingöl. Annesi Şahsenem Bacı, 72. Koğuş'un galası için gelmiş, gelmişken biraz da oğluyla ilgilenmeye karar vermiş. 'Azalt şu sigarayı,' diyor. Ama konuştukça, birini söndürmeden diğerini yakıyor, Yavuz Bingöl. Yanlarında biraz daha kalmayı, Şahsenem Bacı'yı yakından tanımayı çok isterdim. Güçlü ve kararlı bir kadın . Aynı zamanda duygusal... Aynen oğlu gibi... Dokunduğu şeyi şiire, türküye çevirebilen, Türkiye'nin sevilen halk ozanlarından biri... Oğluyla ilgili bir saptaması var ki, hoşuma gitti...'Yavuz suskun ama içinden çıkmayı bekleyen çok söz var, bilin,' dedi...
YAVUZ BİNGÖL
Gecekondu mahallesinde büyüdüm. Mesela akranlarımız tatil yaparken ben tamirci çıraklığı yapıyordum, kardeşim simit satıyordu. Bu bizim hayatımızın zenginliğidir. Gecekonduyu bize annem yaptı. Hatta hiç unutmam, dört duvarı kapatmıştık. İlk yattığımız gece çatı ve pencereler yoktu. Annem ve biz üç kardeş, yattığımız yerden yıldızları sayıyorduk. Sabaha karşı yağmurla uyandık. Annem tam bir Osmanlı kadınıdır. Çocuğuz, barikatlarda nöbet tutuyorsun, devrimcisin, elimizde silah, eve giderdik, annem bizi görünce 'Ulan ben sizi bugün giydirdim, ne bu üstünüz!' diye bizi döverdi. Hayatımda pahalı şeyler almayı hiç sevmedim. Ben 10 çift gömlek alırım, bu 10 çift gömleği de 150 liraya alırım. Pazardan giyiniriz yani.
BİNGÖL'ÜN ANNESİ ŞAHSENEM BACI
Yavuz'un hayatından uzaklaşmam gerekirdi. Pencere diplerinde yol gözleyen bir anne olmak istemedim. Her şeyine karışan bir anne olmak istemedim. Eğer onun yanında olursam bunları yapacağımı biliyordum. Mutlu bir evlilik yaşamadığım için ikincisini düşünmedim. Biz çok enteresan şeyler yaşadık ama hiçbir zaman sızlanmadık. Bunları hep olağanmış gibi karşıladık. Tencereyi ocağa koyardım, içinde su var. Çocukları çağırırdım, 'Gelin yemek hazır,' diye. Çocuklar gelirdi tencerenin içinde sadece su var. Yavuz'la karşılıklı çalar söyleriz. Mızraplarımız birbirini tutmuyor ama. O ustaca atıyor, ben ozanca...
- Yavuz Bingöl sizinle çok dertleşir mi?
- Ş.B:
Yavuz çocukken de içine kapanık bir çocuktu ama sokakta çocukların en yaramazı, en hareketlisiydi. Ben hâlâ Yavuz'da o suskunluğu görüyorum. O da biraz baba baskısından geliyor. Babası hakkında bir şey konuşmak istemiyorum. Çok oldu boşanalı. Yavuz 15 yaşındaydı, o gün bugündür beraberiz.
- Neden İstanbul yerine İzmir'de yaşıyorsunuz?
- Ş.B:
Yavuz'un babasından ayrıldıktan sonra İzmir'e geldik. İşe girdim. Hasbelkader 35 yaşından sonra memur oldum. İşçi olarak girdim, şansım yaver gitti. İhtilal oldu, ihtilal bizi memur etti. Orada emekli oldum. Yavuz, Yavuz Bingöl olduktan sonra geldim yanına; Moda'da oturduk, Harem'de oturduk. Benim Yavuz'un hayatından uzaklaşmam gerekirdi çünkü özel yaşantısı var, gece geç gelmeleri var, ben pencere diplerinde yol gözleyen bir anne olmak istemedim. Her şeyine karışan bir anne olmak istemedim. Eğer onun yanında olursam bunları yapacağımı biliyordum. Yavuz'a dedim ki 'Sen evine, ben evime...' Kolay olmadı.
YAPTIĞIM İŞLERLE KONUŞMAYI SEVİYORUM
- Yavuz Bingöl'ün annesi olmaktan öte, Türkiye'nin ender kadın halk ozanlarından birisiniz. Hâlâ üretken misiniz?
- Ş.B:
Çok duygusalım, zaman zaman bu zarar veriyor. Çok yazıyorum. Şiirlerim yakında çıkacak kitap olarak.
- Bu yetenek oğlunuza sizden geçmiş belli ki...
- Y.B:
Evet. Annem dört buçuk yaşında sazı kucağıma vermiş. Yedi yaşımda Aşık Veysel'in türküsünü öğretmişti bana. Mutfakta iş yapıyordu, hatırlıyorum. Gittim, 'Anne bak biraz çıkarıyorum,' dedim.
- Anneniz 'Yavuz'un içinde çıkaramadığı bir suskunluk var,' dedi, içeride, odada...
- Y:B:
Dinlemeyi severim. Belki de o yüzden. Arkadaş ortamında da az konuşan bir kişiyim, daha çok yaptığım işlerle konuşmayı seviyorum. Ama konuşulması gereken yerlerde de konuşurum.
- Kolay geçmeyen bir çocukluğunuz olmuş...
- Y.B:
Gecekondu mahallesinde büyüdüm. Ama yaşadığım çocukluktan hiç mutsuz değilim. Çok güzel arkadaşlıklarım vardı, annem başımızdaydı. Babam annemden ayrılmadan önce, yaz tatillerinde akranlarımız tatil yaparken bizi çalıştırırdı. İyi ki de çalıştırmış. Bu bizim hayatımıza zenginlik kattı bence. Mesela bizim akranlarımız tatil yaparken ben tamirci çıraklığı yapıyordum, kardeşim simit satıyordu, su satıyorduk... Bu, bizim hayatımızın zenginliği, iyi ki yapmış diyorum babam bunu. Biz böyle pasif çocuklar olsaydık hayata tutunamayabilirdik. Gecekondu mahallesindeki iki göz evimizi şimdi arıyorum yani.
- Nasıl bir evdi sizinki?
- Y.B:
Kapımız açıktı. Işık en son bizim evimizde sönerdi. Gelen giden çoktu. Yedirmeyi, içirmeyi severiz. Sazlı sözlü muhabbetimiz çoktur.
- Bütün kardeşler saz çalıyor muydu?
- Ş.B:
Yok, sadece Yavuz çalıyordu. O yetenek sadece Yavuz'da vardı. Diğerlerinde yoktu. İzmir Gültepe'de yaşadık yıllarca. 16-17 yıl kaldık. Orada bir gecekondu yaptım. İşe girdiğim zaman 38 yaşımdaydım.
- Y.B: Annem 70'li yıllarda siyasi bir ozandı ve Aydın Okan annemin iş aradığını duymuş. O zaman cezaevindeydi. Hemen cezaevinden talimat veriyor, 'O bizim bacımız, onu işe alın' diye. Hemen işbaşı yaptı ve oradaki arazilerden birini bize verdiler. Annem bize bir gecekondu yaptı. O gecekondu annemin ve bizlerin sırtından geçmiştir. Hatta hiç unutmam, dört duvarı kapatmıştık; ilk yattığımız gece pencereler ve çatı yoktu. Yıldızları sayıyorduk üç kardeş. Sabaha karşı yağmurla uyandık.
- Ş.S: Biz çok enteresan şeyler yaşadık ama hiçbir zaman ağlayıp sızlanmadık. Bunları hep olağanmış gibi karşıladık. Ben çocuklarıma hiçbir zaman zayıf yanımı belli etmedim. Belki de benden cesaret aldılar.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.