Cumartesi 24.04.2010
Son Güncelleme: Cuma 23.04.2010

Bu kitaplar parmak sallamıyor

Loli, Veli, Foli, Peli, Ali, Mali, Dali... Bu çok zeki ama biraz da sorunlu olan yedi kardeş yedi ayrı hikâyeyle çıkıyor çocuk okurların karşısına. Tülin Kozikoğlu'nun yazıp, Banu Taylan'ın resimlediği kitaplar, direkt olarak mesaj vermek yerine çocuklara çözümü hayatın içinden çıkarma fırsatı veriyor

Çocuk kitapları yazarı Tülin Kozikoğlu'nun kaleme aldığı, illüstratör Banu Taylan'ın resmettiği yedi kitaplık çocuk kitabı serisi İletişim Yayınları'ndan çıktı. Yedi çocuklu bir anne olan Lili'nin çocuklarının hikâyelerinin anlatıldığı kitapların ilk üçü, bu yedi çocuktan Peli, Loli ve Ali'yi anlatıyor. İsimleri Dondurma Yok mu, Bu Ne Tatlı Şey Böyle ve Hiç Uykum Yok. 3-5 yaş arası çocuklara tavsiye edilen kitaplar ailelere de günlük hayatta çocuklarıyla ilgili karşılaşabilecekleri sorunlar konusunda faydalı ipuçları veriyor. Seride yer alan, mayıs ve haziran aylarında yayımlanacak diğer dört kitabın adı ise şöyle: Ben Bir Ressamım! Dali, Hayvanları Çoook Seviyorum! Veli, Hepsi Benim! Foli ve Bir Çizgi Film Daha! Mali. Yazar Tülin Kozikoğlu kitapların öyküsünü anlattı.
- Bunlar sizin yayınlanan ilk kitaplarınız. Kitapları hazırlamanız ne kadar zaman aldı?
- Beş yıldır çocuklar için öyküler yazıyorum. Ama bunlar yayımlanan ilk kitaplarım. Beş yıl önce ilk kez yazıya döktüm. Biraz klişe olacak ama kızımla oldu. Kızım Itır, sekiz yaşında. Çok kitap seven bir çocuk. Sekiz aylıkken yaşına uygun bir kitapla 45 dakikasını geçirebilirdi. Hayatımızda hep çok kitap oldu. O hep talep etti, biz de çok okuduk ona. Birlikte kitap okumak çok etkili. Çocukla anne veya babanın çok önemli bir paylaşımı kitap okumak. Çok farklı dünyalara gidiliyor birlikte. Bir de her şeye rağmen kolay bir aktivite. Evcilik oynamak birçok yetişkin için daha zordur. Tekrar çocuk olmak, 'miş' gibi yapmak zor gelir. Kitap okumak en kolayı. Çünkü sınırları da var. Çünkü başka bir oyunu belli bir sürede bitiremiyorsunuz. Çocuk hep biraz daha istiyor. Halbuki kitap bitiyor.
- Hep gece uyumadan önce kitap okunur. Bu doğru mu sizce?
- Uykuya dalmadan önce çocuklarda da yetişkinlerde de bir rahatlama oluyor vücutta. Dolayısıyla okunan kitabın dünyasına daha rahat girebilir çocuk. Kitap okurken anne baba sohbet de ederse, çocuğun iç dünyasını da daha kolay alabilir. Çünkü gevşemiştir. Yatarken okumak, uykuyu da getireceği için güzel bir yatma ritüelidir. Ama bence kesinlikle uyku saatiyle sınırlı olmamalı.
- Siz çocukken kitaplara meraklı mıydınız?
- Hayır çok meraklı olduğum söylenemez. Ortaokulda başladım kitap okumaya. Kızımla birlikte keşfettim çocuk edebiyatını. Ve muhteşem, çok eğlenceli buldum. Çocukluğumda kaçırmışım bunu. Zaten benim çocukluğumda okul öncesi kitapları bu kadar güzel değildi. Şimdi çok güzel kitaplar var. Sonra kızım kitap olmadığında, 'Hadi bana bir şey uydur, bir şey anlat,' demeye başladı. Ben de uydurmak zorunda kaldım. Ama tabii uydurmakla iş bitmiyor. Yazıya dökmek çok zor. İşte bu yüzden beş yılımı aldı.
- Kızınıza anlattığınız hikâyeleri yazdınız sonra yani...
- Evet, sonra tesadüf eseri bir yayınevinin sahibiyle tanıştım. O da bana, 'Aslında her anne bir çocuk kitabı yazarı gibidir. Çünkü bütün anneler hikâye uydurur. Ama iş onunla bitmez. Bir yollayın bakalım,' dedi. Ben de yolladım. Çok beğendi ve yüreklendirdi beni. Ama ben yayımlanmasından önce biraz eğitim almak istedim. Fatih Erdoğan'ın 'Çocuk için yazmak' kursuna gittim. Orada çok şey öğrendim. Sonrasında da birçok kursa gitmeye devam ettim. Ama öğrenmekle de olmuyor, onu bir de hayata geçirmek için sizde de bir birikim, disiplin, kararlılık olması gerekiyor. Bütün bunların oluşması beş yıl sürdü. Bu yedili seri çok içime sinerek oluştu.
- Çizimler de çok güzel olmuş.
- Çok yetenekli bir çizer Banu Taylan. Birçok çizerden örnek çizim istedim. Banu'yu bulmam bir buçuk sene sürdü. Örnek istediğim çizerlerin hepsi çok yetenekliydi, çok da güzel örnekler çizdiler ama kitapların ruhunu hissetmek diye bir şey var. O da Banu da oldu.
- Sizin kitaplarınızda çizimler çok şey anlatıyor. Buna özellikle mi dikkat ettiniz?
- Mesela Loli'nin öyküsünün yer aldığı kitapta dedesiyle ninesi küçük bebeği görüp, 'Bu ne tatlı şey böyle,' der. Loli de, 'Haklısın dedeciğim, haklısın ninecim,' diyerek homurdanıyor. Bunu resimlere bakmadan okuduğunuzda hiçbir şey ifade etmiyor. Ama resimlere baktığınızda Loli'nin çok farklı hissettiğini görebiliyorsunuz. Kardeşinden nefret ediyor, elindeki pastayı kardeşinin kafasına atıyor, elma şekerini fırlatıyor ve böylece aslında öykünün ne demek istediğini anlıyorsunuz. Öykünün gerçek özünü, kıskançlık duygusunu resimlere de bakarak anlıyorsunuz. Burada her şeyi yazar söylüyor olsa, Loli, 'Haklısın dedeciğim,' derken kıskançlık nedeniyle dondurmayı kardeşinin kafasına geçirmeyi düşünür gibi bir ifade de kullanılır. Ama çocuk bütün bunları duymak istemiyor. O duygusunun dile getirildiğini duymak istemiyor. O sadece kitapla arasında bir sır olarak kalsın istiyor. Aslında hiç hoşlanmadığı kıskançlık duygusunun hiç tanımadığı bir yazar tarafından açık edilmesi hoşuna gitmiyor.
- Karakterleri bize anlatır mısınız?
- Banu çok güzel karakterler çıkardı. Yedi karakterin yedisi de çok farklı, çok sempatik oldu. Hem sorunlu hem de zeki, gerçek çocuklar bunlar. Kitaplar yedi tane temel üç yaş sorununa değiniyor. Biri gece uyumak istemiyor, biri dondurmadan başka bir şey yemek istemiyor, biri kardeşini kıskanıyor, biri hayvanları çok seviyor ama onlara nasıl davranacağını bilemiyor. Bir tanesi paylaşmak istemiyor. Biri durmadan televizyon seyretmek istiyor bir tanesi de her yere resim yapmak istiyor yani sınır koyamıyor.
- Bunlar çocuk kitabı ama çocuklara yönelik 'şunu şöyle, bunu böyle yapmalısın' gibi mesajlar yer almıyor.
- Çocuk kitaplarında böyle bir zaaf var. Bir çocuk bir kitap okuyorsa aman bir şey öğrensin, bir mesaj alsın diye düşünülüyor. Bu kitapların mesajı doğrudan söylenmiyor. Sadece temel sorunla ilgili bir durum ortaya koyuyor kitaplar. Sonunda o durumla ilgili çözümü çocuklar yaşamın içinde kendileri buluyor. Yani yazar söylemiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.