Cumartesi 13.06.2009
Son Güncelleme: Cuma 12.06.2009

Evrensel teröre Amerikan bakışı

Biliyorum, bu filmi de Hollywood'un dünya olaylarını alabildiğine basitleştirmesi, eninde sonunda Amerikan propagandası yapması ve İslam'ı şematize etmesi gibi nedenlerle eleştirenler olacak. Bunların tümüyle yanlış olduğu da söylenemez. Ama adına Frenk deyimiyle 'mainstream cinema', bizim deyişimizle 'ticari sinema' alanı içinde, sonuç olarak olumlu, hatta yararlı bir film olduğu gözden kaçabilir mi? Kabaca, ABD'nin Ortadoğu ve Afganistan başta, dünyanın en belalı yörelerindeki varlığıyla, başta CIA çeşitli kurumların çevirdikleri dolaplarla ilişkili bir film bu... Son dönemin kimi benzer filmleri gibi gerçek olaylardan yola çıkmış değil. Üstüne üstlük, Steve Martin denen, çoğumuzun antipatik bulduğu ve en çok Oscar'lardaki sunuculuğundan tanığımız bir komedyenin yazdığı bir küçük hikâyeden yola çıkarak yapılmış. İlginç, değil mi? Böylece, 1978'in Sudanı'nda, namaz kılan küçük bir zenci çocuğun biraz sonra patlayan bombalarla şaşkına dönmesinin görüntüleriyle açılıyor film. Sıkı bir dinsel eğitim alıp iyi bir Müslüman olarak büyüyen çocuk, babasını o terör olayında yitirmiştir. Samir Horn, 30 yıl sonra Yemen'deki teröristlere silah satarken karşımıza çıkar. Hapishanede azılı mahkûmlara karşı kendisini koruyan Ömer'le arkadaş olur. İki adam, bir baskınla yıkılan hapishaneden kaçarak, Nathir adlı bir İslam liderinin ABD'ye karşı açtığı cihadda yer alır. Ama Samir'in gizleri bitecek gibi değildir ve bir olaydan öbürüne dünyayı turlarken, geçmişi ve karmaşık bağlılıkları da yaprak yaprak açılacaktır. Öncelikle film tıkır tıkır işleyen, dikkati bir an bile dağıtmayan bir tempoya sahip. Öylesine çok ülke ve mekân değiştiriyor ki, saymak bile kolay değil. Oyuncular çok iyi seçilmiş. Hotel Rwanda'dan beri bir başrolde izlemediğimiz Don Cheadle yine klasını konuşturuyor. Guy Pearce'den Umutsuz Ev Kadınları'nı izleyenlerin aşina olduğu Neal McDonough'a, usta Arap oyuncu Said Taghmaoui'den genç ve güzel Archie Panjabi'ye herkes, bu siyasal satranç oyunu içinde rolünü çok iyi sırtına geçirmiş. Ama asıl ilginç olan, filmin çağdaş dünya konjonktürüne olabileceği (bir Hollywood filminin içinde olabileceği) kadar yansız, adil ve dürüst biçimde bakma çabası. Sanki tüm dünyayı sarsan ve her yerde karşımıza çıkabilecek terörün bir sergilemesi. Amaç da bir yerde söyleniyor: "Amerikalıları dünyada güvenli hiçbir yer kalmadığına inandırmak!" Tam bir inanç adamı olarak gösterilen Samir aracığıyla değişik bir 'terörist' profili karşımıza geliyor. Kaldı ki bir tür Bin Laden olarak sunulan Nathir'e karşı, Samir elini kana bulamaktan korkan gerçek bir Müslüman. Araya sıkıştırılan Kuran ayetleri sayesinde film, İslam üzerine yüzeysel de olsa olumlu şeyler söylüyor (bu arada o ünlü 'bir masumu öldüren, tüm insanlığı öldürmüş olur' ayetinin, Obama'nın ağzından çıktığı günün ertesindeki basın gösteriminde kulaklarımıza çalınması da hoş bir raslantı oldu). Elbette ki film, o klasik Hollywood tarzı iyiler-kötüler çelişkisine dayanmaktan vazgeçemiyor. Elbette terörün gerçek yapısı ortada yok ve sonuç olarak ABD, iyilerin de her kesimde varolduğu ve son sözü söylediği bir ülke konumunda. Ama her şeye karşın, film alabildiğine ilginç hatta başta dediğim gibi yararlı. Çünkü 110 dakika boyunca seyirciyi hayal âlemlerine değil, çağımızın en büyük savaşımına ve en tehlikeli kutuplaşmasına götürüyor. Bu konuda cesur sözler ediyor ve sıkı bir aksiyon boyunca, birçok şey üzerinde düşünmemizi sağlıyor. Daha ne olsun?
HAİN ***
(Traitor) Yönetim ve senaryo: Jeffrey Nachmanoff
Görüntü: J. Michael Muro
Müzik: Mark Kilian
Oyuncular: Don Cheadle, Guy Pearce, Said Taghmaoui, Neal McDonough, Alyy Khan, Archie Panjabi, Raad Rawi/ Amerikan filmi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.