Kızlar ve babaları

Siz hiç kendinize yakıştırmadığınız bir adama âşık oldunuz mu? Sizden daha az eğitim almış, daha az para kazanan ya da daha az zeki bir erkeğe? Üstelik günün birinde onun sizi aslında yeterince sevmediğini fark ettiniz mi? "Ne yapayım Seda Hanım, bana denk, okumuş erkekler çok sıkıcı olurlar. Onların arasından beni beğenenler çıktı ama hiç elektrik alamadım," diyenler olabilir. Ah şu bilinçaltı, ne yazık ki, kimden elektrik alacağıma oturmuş kendi başına karar veriyor. "Gidip, olmayacak adamları seviyorum. Sonra da onurum zedeleniyor. Ama ben bundan hiç ders almıyorum. Yeniden âşık olsam, aynı tarz adamları isterim." Bunlar birkaç danışanımın gizli itirafları... Eğer devamlı kendinize denk olmayan erkeklere âşık oluyorsanız, dönüp kendinize bir bakmanız gerek. Zira problem adamlarda değil, sizde demektir. Ve inanın, hiç de yalnız değilsiniz.
BABA SEVGİSİ ÇOK ÖNEMLİ
Hep söylüyorum, eğer hayatınızdaki erkeklerle kronik ilişki problemleri yaşıyorsanız, çocukluğunuza dönüp babanızla olan ilişkilerinizi gözden geçirmelisiniz. Küçük bir kız çocuğu için baba, sırt yasladığı, hayatın güvenli bir yer olduğu duygusunu öğrendiği adamdır. Ama aynı zamanda, yetişkin genç bir kadın olduğunda, babası ile ilgili hissettikleri, eş seçimini etkileyecektir. Bunun tersi, erkek çocukları için geçerlidir. Onlar için de anne figürü çok önemlidir. Eski babalar, kız çocuklarına iltifat etmezmiş. Onlara açıkça sevgi gösterisinde bulunmazmış. Dokunmazmış. Hatta çoğunun hayat gailesinden dolayı suratları asık olurmuş. Eve geldiler mi, baba koltuğuna kurulur, evdekilerin kendilerine servis yapmalarını beklerlermiş. Kızlar bunun nedenini annelerine sorduklarında hep aynı cevabı alırlarmış: "Eğer sevgisini çok açık gösterirse, şımarırsın diye korkuyor. Sözünü dinletmek istiyor." Sevgili babalar kızlarının üzerinde otorite kurmak için suskun ve sevgisiz kalmayı seçerlerse, ilerde onların hayatlarını karartacak adamlara da kapıyı aralamış oluyorlar. Keşke bunun farkında olabilselerdi. Baba sevgisinin ne kadar önemli olduğunu bilebilselerdi... Sürekli kendinden aşağıda erkeklere âşık olup, bundan kurtulmak isteyen bir kadın, bilinçaltında şunları söylüyordu: "Arkadaşım Aslı babasına sarılmıştı. Bir kızın babasına böyle sarılabileceğini hiç bilmiyordum. İlk defa gördüğümde öyle şaşırdım ki, eve döndüğümde ben de kendi babama sarıldım. Ama beni itti. Niye? Ne yaptım ki ben ona? Ne olurdu bir kez de babam beni sevseydi. İnsan öz kızını nasıl sevmez?" İşte bu minik kız için artık hayatındaki en önemli erkeğin kendisini asla sevmeyeceği kodlanmış oldu. Bilinçaltındaki bu duygu bir süre uykuya yatacak. 25-30 yaşları arasında bir yerlerde tetiklenerek ortaya çıkacak. Ama bu kez baba unutulmuş, gündemde sadece erkek arkadaşlar olacak. Ve onların sevgisinden asla emin olamayacak. Yine, böyle olmayacak erkeklerin peşinden koşan, güzeller güzeli, genç bir kadının bilinçaltından şu itiraflar gelmişti: "Bu adam orta karardı ve tam idealdi. Kocam çok okumasın. Tamam işte aile var, çocuk da olacak... Yeter bu kadar. Nasıl olsa Allah her istediğimi vermeyecek. Bir tarafından vazgeçmek zorundayım. Beni çok seven adam nasılsa yalan söylüyordur. İkiyüzlü yalan bir ilişki olur bu. Her şey dört dörtlük verilmez insana."
KIZLARINIZA ÖZEL VAKİT AYIRIN
Sevgili babalar, kızlarınızı sevin. Onlara özel vakit ayırın. Bazen sadece kızınız için, onunla birlikte bir şeyler yapın. Ona iltifat edin. Ne kadar güzel olduğunu söyleyin. Çünkü küçüklükte kızların tek aynası babalarıdır. 11-12 yaşına kadar onları bundan mahrum bırakırsanız, kendi kıymetlerini bilemeyecekler. Âşık olduklarında sevilmeyeceklerini sanacaklar. Sevgili babalar, kızlarınız için güçlü olun. Çünkü ilerde bir kadın olduklarında erkeğe sırt yaslamaktan korkacaklar. Oysa bu onların en temel hakkı... Onları korkutmayın, destek olun. Hata bile yapsalar korkutup, cezalandırarak değil, onları yakından takip ettiğinizi hissettirerek, hata da yapsalar arkalarında olduğunuzu bilerek size koşabilmelerine izin verin. Kızınızın görebileceği şekilde çapkınlık yapmayın. Kaç kadını etkileyebildiğiniz, büyük bir marifet değildir. Gelir, geçer. Unutulacak bir anı olur. Ama kızlarınız üzerinde bırakacağınız hasar kalıcı olacaktır. Onu erkeklere güvensiz bırakırsınız. Kızlarını mutlu ve güvenli yetiştirebilmiş babaların hepsi kutlanmaya değerdir.