Son Güncelleme: Cuma 04.09.2009
İstanbul Moda Günleri'nin ardından
Dört gün dört gece modayla yaşayan şehr-i İstanbul, bu sınavı da vermişe benziyor. Şimdi ise önümüzdeki defilelere bakmak gerekiyor. İstikrarlı bir biçimde, heyecan verici yeni koleksiyonlarla şubatı bekliyoruz
HEDEFE DAHA ÇOK ODAKLANSAK KEŞKE...
Cuma gününe, okulun avlusunda kurulan Otto'nun kapuçinolarıyla başlayan modaseverlerin ruhları bedenlerine, Türk modasının gelecek vaat eden isimlerinin karma defilesiyle girdi. Simay Bülbül'de yaz koleksiyonunu daha önceden hazırladığı için olsa gerek, birkaç ay önceki defilesinden farklı şeyler göremedik ama Özgür Masur'u çok sevdik. Pierre Cardin'in İFD'de yaptığı Weekend adlı koleksiyonunun lansmanı, yabancı basında yer alan ilk haber oldu. Cardin'in çizgisine göre hayli genç bir koleksiyon olan Weekend'i, Deniz Mercan'ın mayoları ve plaj kıyafetleri takip etti. Gün, Ramsey ve QUE defileleri ve Kahve Dünyası'nın kahveleriyle devam etti. Bahar Korçan ise, cumanın son ve en kalabalık defilelerinden biriydi. Her koleksiyonunu bir felsefe üzerine oturtan Bahar Korçan'ın avangard Japon tasarımcılarının etkilerinin hissedildiği parçalarını çok sevdik. Ama koleksiyonun, felsefenin altında kaldığını düşünmeden de edemedik. Türk modasının sanatsal sunumlardan çok 'hedef odaklı' defilelere, en azından şimdilik daha çok ihtiyacı var sanki. Altı tane aynı elbiseyi art arda podyuma yollamanın şovdan başka bir amacı olamaz çünkü.
BRUNO DEĞİL, HAYKO CEPKİN!
En kalabalık gün olan cumartesi de herkes gibi kendini pastel tonlarına veren Gamze Saraçoğlu'nun defilesiyle başladı. Hatice Gökçe'nin 'Öteki' adını verdiği koleksiyonu tam seyirlikti. Pötikare ve optik desenler kadar yarı parlak kumaşları da beğendik. Hayko Cepkin ve ressam Taner Ceylan'ın podyuma teşrifiyse, durumu Bruno'vari bir performans sananları epey eğlendirdi. Özlem Süer de pastelden, ama mimari formlardan yanaydı. Hem günün hem de organizasyonun son defilesi olan Hakan Yıldırım'ı izlemeden önce, aşağıda kurulan fuar alanının gezdik. Mavi'nin sokak sanatçısı Bombafonda'ya yaptırdığı stand, şüphesiz en güzeliydi. Jeanlerin çubuklarla yenme fikrine bayıldık. Biraz da acıkıp kendimizi Otto'nun pizzalarına verdik. Hakan Yıldırım'ın romantik punk koleksiyonu, haftanın en iyilerindendi. Tavus kuşu tüylü kıyafetlerini de ayakta alkışladıktan sonra, kapanış partisine geçtik. Ama hem bizim gözlemlerimize göre, hem de katılımcılara soracak olursanız bu ilk adım, sağlam bir adımdı. 19 defileyi 25 bin kişi izlemiş, 2 milyon dolarlık ekonomik değer yaratılmıştı. Darısı, şubat ayına!