Pazartesi 28.09.2009 14:37
Son Güncelleme: Pazartesi 28.09.2009 17:06

Almanya'daki seçimlerin yankıları...

İngiliz ve Alman gazeteleri Almanya'daki genel seçimleri değerlendirirken Times Online, "Yeni hükümet oluşumunda temel kaybeden Türkiye olabilir" dedi.

Times Online'de Roger Boyes imzalı değerlendirmede, geçen dört yılda muhafazakar ve liberaller arasında Angela Merkel'in "kuzu postunda ya da en azından "yün kazak giymiş' sosyal demokrat" olduğu korkusunun yayıldığı belirtildi. Merkel'in şimdi öyle olmadığını kanıtlama şansı bulduğu, sonuçların Almanya'nın Avrupa'daki pozisyonunu bir parça değiştireceği kaydedilen analizde, "Yeni Berlin Yönetimi Avrupa'daki en yakın dostu olarak Nicolas Sarkozy'yi görecek, Sosyal Demokratlar'ın "Fransız'a ilişkin bazı çekinceleri vardı ancak bu Hür Demokratlar tarafından paylaşılmıyor. Yeni hükümet oluşumunda ana kaybeden belki Türkiye olabilir. Sosyal Demokratlar son 11 yılda, önce Yeşiller'le ittifakta, sonra Merkel'in Büyük Koalisyonu'nda Türkiye'nin AB'ye girişinin şampiyonuydu" denildi.
Independent gazetesinin başmakalesinde ise, "'Lizbon Anlaşması onaylanmadan genişleme olmaz' sözü bazı AB ülkeleri, özellikle de Almanya için bir "mantra' haline gelmiştir. Bu talihsizlik, çünkü AB'nin batısına, Ukrayna ve Türkiye'yle doğu sınırıyla bir tür kara deliğin varlığını sürdürmesi, bu bölgeyi kaçakçılar için çekim merkezi haline getirir. Bu aynı zamanda AB'nin dış sınırlarını o kadar karışık yapar ki, güvenliğini hemen hemen imkansız kılar" denildi. Gazetede "Merkel Merkez Sağ Koalisyon Yolunda" başlıklı haberde ise, "Dış politikada, merkez sağ koalisyon Türkiye'nin AB'ye katılma girişimine daha güçlü bir sesle engel olmayı deneyebilir. Merkel Ankara için "imtiyazlı bir ortaklıktan' yana" denildi.
Guardian'da seçim sonuçlarından sonra yayımlanan ilk değerlendirmede ise, "Merkel Almanları halkın başbakanı olduğuna ikna etti, ancak sonuçlar onu kırılgan hale getirdi. Şansölye'nin yeniden seçilmesi onun finansal krizde güvenilir el olarak algılanmasına yardımcı oldu. Afganistan'a daha fazla birlik mi? Hayır. Afganistan'dan sıvışmak mı? Henüz değil. AB'deki bir Türkiye mi? Hayır. Ukrayna ya da Gürcistan'ın NATO üyeliği mi? Hayır. Irak'a yaptırımlar mı? O konuda ise becerikli. Almanya mollaların AB'deki en büyük ticari partneri. Her bir konuda Merkel'in Washington'la (ve Londra'yla) arası açık, Beyaz Saray ile güçlü ittifakı dolayısıyla çok değer verilse bile" denildi.
ALMAN BASININDA SEÇİM

Deutsche Welle'de yer alan Alman basını değerlendirmelerine göre ise, olası Hristiyan Birlik-Hür Demokrat ortaklığını değerlendiren gazeteler, Başbakan Angela Merkel'ı bekleyen zorluklara da işaret etti. Alman gazetelerinin ilk seçim sonuçlarına ilişkin görüşleri şöyle:
Frankfuter Allgemeine Zeitung: Başbakan Angela Merkel'in ikinci hükümeti, karşısında bu ülkede şimdiye dek görülmemiş boyutta sol bir cephe bulacak. Peki bu muhalefet gücü, muhafazakar Hrrstiyan Birlik partileri ile Sosyal Demokratlar'dan oluşan büyük koalisyonun kabuk bağlamış hatalarıyla birlikte Merkel'in gerçek iç yüzünü ortaya çıkarabilecek mi? Yeni koalisyon ortağı Hür Demokratlar, reform amacı güden bir Merkel'in yolunu tıkamayacaktır. Ve böylece Hrıstiyan Demokrat Birlik'in lideri, istediği gibi bir başbakan olabilecek.
Die Tageszeitung: Sis perdesinin kalkmasıyla gelecek dört yılın nasıl olacağı gün ışığına çıkıyor: Sosyal eşitlik azalacak, yüksek kazanç sahiplerinin vergi yükü hafifleyecek ve bunun için gereken kaynaklar Katma Değer Vergisi ile yaratılacak. Hür Demokratlar işte bunun için seçildi ve Merkel'e baskı yapacaklar. Merkel 2005 yılında ilk kez başbakan olduğunda aralıksız birkaç dönem iktidarda kalmanın hayalini kuruyordu. Bunun için Merkel'in eline en büyük fırsat geçti, çünkü Sosyal Demokratlar canlı ve kendine güvenen bir ana muhalefet oluşturamayacak.
Stuttgarter Nachrichten: Hrıstiyan Demokratlar, Sosyal Demokratlar'dan kurtuldu. Ancak Başbakan Angela Merkel'i geçen dönemden çok daha büyük sorunlar bekliyor. Artık Merkel sadece arabulucu olmanın ötesinde bir şeyler yapabileceğini göstermek zorunda. Seçim sonuçları ve ekonomik kriz nedeniyle uzlaşma arayışları için yeterince zaman yok.
Westdeutsche Allgemeine Zeitung: Hrıstiyan Birlik Partileri ile Hür Demokratlar arasındaki koalisyonun işi zor olacak. Sosyal Demokratlar, büyük koalisyonun ortağı olarak yaptığı gibi kendini frenlemeyecek ve gerekli gördüğünde saldıracak. Böylece Sosyal Demokratlar özlerine dönecekler ve kendileriyle barışık olacaklar. Başbakan Angela Merkel'in yanında ise sendikaları da yumuşatacak bir koalisyon ortağı olmayacak. Bu arada sokağın da baskısı artacak.

3 TÜRK KÖKENLİ MİLLETVEKİLİ ADAYI FEDERAL MECLİS'E GİRDİ
Almanya'da bugün yapılan genel seçimlerde alınan ilk sonuçlara göre, 3 Türk kökenli milletvekili adayı Federal Meclis'e (Bundestag) girmeyi başardı.
Hür Demokrat Parti'den (FDP) Aşağı Saksonya eyalet listesinden ilk kez milletvekili adayı olan Serkan Tören, Federal Meclis'e girdi. Böylece FDP, Almanya'daki genel seçimlerde ilk kez bir Türk kökenli bir milletvekili çıkarmış oldu.
Stade kentinde bulunan ''Schraders'' adlı kafede, seçim sonuçlarını annesi Nejla Tören (66), kızkardeşi Pınar Wendt (43), FDP'nin Stade kenti parti örgütü başkanı Wolfgang Ehlers ve partili arkadaşlarıyla birlikte izleyen Tören, ''Çok mutluyum. 1993 yılından bu yana FDP'de aktif olarak çalışmaktayım. CDU ve FDP koalisyon hükümeti kurarsa, ilgili bakanlıkların içişleri ya da dışişleri komisyonlarında görev almak isterim. Türkiye'nin yeri Avrupa'dır. Türkiye'nin AB'ye girmesi konusuna ağırlık vereceğim'' dedi.
Nejla Tören de, ''Oğlum adına çok sevinçliyim. 7 ay önce babasını kaybetmişti. Babası oğlumun milletvekili olmasını çok istiyordu. Buruk bir sevinç içindeyim'' diye konuştu.
Yeşiller Partisi'nin Bavyera eyalet listesinden milletvekili adayı olan Ekin Deligöz de 4. kez meclise girmeyi başardı.
Tokat doğumlu Deligöz, 2005 yılının kasım ayından bu yana meclisteki aile, kadın ve gençlik komisyonunun başkan yardımcılığını yapıyor.
Deligöz, meclise 4. kez seçilmekten büyük mutluluk duyduğunu, önem verdiği konularda çalışmayı sürdürme olanağı bulduğu için çok mutlu olduğunu söyledi.
Sol Parti'nin Kuzey Ren Vestfalya eyalet listesinden milletvekili adayı olan Sevim Dağdelen de ikinci kez meclise girmeyi başardı.
Almanya'nın Duisburg kentinde doğan ve hukuk bilimleri öğrenimi gören Dağdelen, 2005 yılının ekim ayından bu yana Bundestag üyesi.
Öte yandan, Köln kentinden SPD için milletvekili adayı olan federal meclis üyesi Lale Akgün ise 3. kez aday olduğunu, ancak seçimleri kazanamadığını belirterek, siyasetten çekilme kararı aldığını söyledi.
Stuttgart kentinden doğrudan aday olan Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir de Federal Meclis'e girmeyi başaramadı. Özdemir, seçmen oylarının 29,9'unu aldı.
Özdemir, 2015 yılında yapılacak genel seçimlere yeniden katılmak istediğini bildirdi.
BİRLİK PARTİLERİ YÜZDE 33,8 OY ALDI

Almanya'da kesin olmayan resmi sonuçlara göre, dün yapılan genel seçimleri Birlik partileri (CDU/CSU) oyların yüzde 33,8'ini alarak kazandı.
Almanya Federal Seçim Komisyonundan yapılan açıklamada, Sosyal Demokrat Parti'nin (SPD) yüzde 23, Hür Demokrat Parti'nin (FDP) yüzde 14,6, Sol Parti'nin yüzde 11,9 ve Yeşiller Partisi'nin yüzde 10,7 oranlarında oy aldığı bildirildi.
Bu rakamlara göre 622 milletvekilinden oluşacak Federal Meclisteki (Bundestag) koltuk dağılımı şöyle olacak:
CDU/CSU 239, SPD 146, FDP 93, Sol Parti 76, Yeşiller Partisi 68.
Seçimlere katılma oranının yüzde 70,8 ile bugüne kadarki en düşük katılma oranı olduğu kaydedildi.
MİLLETVEKİLİ LALE AKGÜN: "SİYASETİ BIRAKIYORUM"

Almanya'da dün yapılan genel seçimlerde tekrar milletvekili seçilemeyen Federal Meclis (Bundestag) Üyesi Lale Akgün, siyaseti bırakacağını söyledi.
Köln kentindeki 2. seçim bölgesinde Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) partili rakibi Michael Paul'e karşı seçimleri 4 bin 172 oy farkla kaybeden Akgün, gazetecilere yaptığı açıklamada, SPD'nin aldığı sonuçlardan sonra siyasete dönmesinin söz konusu bile olamayacağını belirterek, "Bu iş benim için bitti. Siyaseti bırakıyorum" dedi.
SPD'nin, seçmenlerin gözünde sosyal ihtiyaçlara cevap veren bir parti olarak görülmediğini ifade eden Akgün, SPD'nin artık sosyal demokrat bir parti olarak da görülmediğini kaydetti.
Bu kadar düşük bir oy oranını beklemediğini belirten Akgün, bundan sonra psikolog olarak çalışmaya devam edeceğini sözlerine ekledi.
Toplam 4 seçim bölgesi bulunan Köln'de, diğer üç bölgeden SPD'nin adayları olan Rolf Mützenich, Karl Lauterbach, Martin Dörmann Federal Meclis'e girmeyi başardı.
Akgün, yüzde 32,41 oy oranıyla toplam 55 bin 416 oy alırken, CDU'lu rakibi Paul ise yüzde 34,85 oy oranıyla toplam 59 bin 588 oy aldı.
Federal Meclis'te 2 dönem görev yapan Akgün, 2005 yılındaki genel seçimlerde yüzde 43,76 oy oranıyla 75 bin 703 oy kazanmıştı.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.