Asker sadık olmayabilir

Bu tez, Ortadoğu'da demokratikleşmenin etkilerini vurgulamaktadır. Ortadoğu'da günümüzde hâkim olan stratejik ve siyasi ortamı betimleyen tez, yaşanacak riskleri ve demokratik bir hükümetin görevde bulunmasının sağlayacağı muhtemel faydalara da odaklanacaktır. Tezde, Ortadoğu ve Batı kültürlerinin farkları; fakirliğin, dinin, eğitim ve vizyon eksikliğinin tesirleri; insanların ve hükümetlerin psikolojik durumları ve yeni demokratik düzenlerin riskleri ele alınacaktır. Nihayet tez, Ortadoğu'da demokrasinin geleceğine dair yorumlarla son bulacaktır. Ortadoğu, dünyadaki en kritik öneme sahip coğrafyalarından biri olarak kabul edilir. Ortadoğu, aralarında Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam'ın da bulunduğu büyük dinlerin doğum yeridir. Ortadoğu'nun dinlerden beslenen atmosferi, bölge halkının tabiatının da ana dokusunu oluşturur ve bu bölge politiğini oluşturan en önemli etkenlerden biridir. Bölgenin bu özelliği, politika oluştururken ve diplomatik münasebetler kurarken mutlak dikkate alınmalıdır.
İSRAİL-FİLİSTİN GERİLİMİ
Ekonomik açıdan, Ortadoğu, barındırdığı petrol ve doğalgaz rezervleriyle dünyanın enerji ihtiyaçlarının çoğunu karşılar. Bu nedenle, dünyanın süper güçleri gözlerini bölgeye dikmişlerdir ve bölgede siyasi yönden de baskın olmaya çalışarak, kendi ülkelerinin ihtiyaçlarını karşılama yoluna gitmişlerdir. Bunun doğal bir sonucu olarak, Ortadoğu, bölge halklarının istekleriyle hiç de uyumlu olmayabilecek şekilde, uluslararası güçlerin ajandalarındaki gereksinimleri karşılamanın baskısıyla karşı karşıyadır. Dahası, Ortadoğu, dünyanın stratejik boğazlarına ve su yollarına ev sahipliği yapması nedeniyle de çok önemli bir bölgedir. Ortadoğu'daki İsrail-Filistin gerginliği, demokrasinin gelişimini daha da karmaşıklaştıran bir etkendir. Sorun sadece İsraillileri ve Filistinlileri değil, bütün Arapları ve Ortadoğu'yu etkilemektedir. İsrail'in Batı tarafından kollanması, Araplarda demokrasinin geleceğine dair şüpheleri çoğaltmaktadır. Ortadoğu'da şu anda diktatörlük rejimleri işbaşındadır. Demokrasinin halklar tarafından tam şekliyle benimsenebilmesi için bu ve benzeri sorunlar da çözümlenmelidir.

ABD'NİN TAVRI ETKİLİYOR
Birçok diktatör, kontrolü tamamen halka bırakma konusunda temkinlidir ve bunun için geçerli nedenleri vardır. Öncelikle, birçok ülke tam demokrasiye hazır değildir. Daha da önemlisi güvenlikle ilgili ciddi soru işaretleri mevcuttur. Birçok ülkede güvenlik güçleri iktidarı elinde tutan partiye sadıktır. Demokrasi farklı seçmen gruplarının iradesini ortaya çıkardığında, asker ve polisin yeni iktidara sadık kalacağının hiçbir garantisi yoktur. Güvenlik güçlerinin, iktidar partisinden çok halkın isteğine boyun eğmeye alışması gerekmektedir. ABD'nin Ortadoğu'da demokrat olmayan rejimleri desteklemesi, onun niyetleri adına şüpheler doğurmuştur. ABD'nin kendi menfaatleri peşinde koşan bir ülke olduğu algısı yerleşik kalmaya devam ettiği sürece, Ortadoğu'da demokrasi de kökleşmeyecektir. Demokrasinin başarılı olabilmesi, Ortadoğu halklarının menfaatlerini korumasıyla yakından ilgilidir. İnsanların ihtiyaçları ve istekleri dikkate alınmalıdır.
ABD'DE EĞİTİM ALDI
Mısır'da 3 Temmuz'da gerçekleştirdiği darbeyle ülkenin ilk kez özgür seçimle işbaşına gelmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi'yi deviren General Abdulfettah Sisi, bir buçuk aydır bütün dünyanın en çok konuştuğu isimlerden biri. 2005-2006 döneminde, tuğgeneralken, dönemin Cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından eğitim için ABD'ye gönderilen Sisi, şimdi de Pennsylvania'daki Harp Akademisi'ni bitirirken yazdığı "Ortadoğu'da Demokrasi" başlıklı teziyle tartışılıyor. Mısır'ın seçilmiş iktidarını deviren generalin karakterinden ve siyasete bakış açısından çarpıcı izler taşıyan tez, Mısır ordusuna hâkim olan anlayışı da gözler önüne seriyor. İşte 17 sayfalık tezden öne çıkan bazı bölümler:
Yarın : "İslami perspektife göre demokrasi"