Cumartesi 10.01.2015 10:12
Son Güncelleme: Cumartesi 10.01.2015 10:17

Ben Charlie Hebdo değilim

Deneyimli ve hatırşinas bilginler saygı ile dinlenir. Hicivciler şaşkınca bir yarı saygı ile dinlenirler. Irkçı ve antisemitistler ise bir aşağılayıcı ve saygısız bir filtreden geçerek işitilirler.

Dikkatle duyulmak, dinlenmek isteyenler ise bunu ancak davranışları ile kazanabilir. Charles Hebdo'da yaşanan katliam ifade özgürlüğü baskılarına son veren bir fırsat olmalı diye düşünüyorum. Sosyal ayırımcılık yapsak bile, saldırgan seslere görüşlere dahi yasal olarak hoşgörülü olmayı bize hatırlatmalı.
BU 20 YIL ÖNCE OLSAYDI, 30 SANİYE ÖMÜRLERİ OLURDU
Charlie Hebdo dergisindeki gazeteciler ifade özgürlüğünün şehitleri olarak anılıyorlar, ancak şununla yüzleşmemiz gerekiyor: Eğer bu hiciv dergilerini geçtiğimiz 20 yıl içinde herhangi bir Amerikan üniversitesinde yayınlamaya kalkmış olsalardı, ömürleri sadece 30 saniye olurdu. Öğrenci ve fakülte grupları onları nefret söylemiyle suçlarlardı. İdare, finansmanlarını keser ve dergiyi kapatırdı.
Söz konusu saldırıya karşı Paris halkının verdiği tepki gösterdi ki, bir grup insan Fransa'daki İslamcı teröristlerin görüşlerine saldıranlara çok çabuk rağbet gösteriyor ama kendi memleketlerinde, kendi görüşlerine birileri saldırınca o kadar toleranslı davranmıyorlar.
AMERİKALILAR KARİKATÜRLERİ YAYINLAYACAK KADAR CESUR GÖREDURSUNLAR...
Kampüs ölçeğindeki mikro saldırılara bir bakın. Illinois Üniversitesi'nde bir profesör Katolik kilisesinin homoseksüellik konusundaki görüşlerini anlattığı için üniversiteden atıldı. Kansas Üniversitesi'nden bir profesör NRA'yı (National Rifle Association / Ulusal Silah Birliği) eleştiren sert bir Tweet yazdığı için açığa alındı. Vanderbilt Üniversitesi Hristiyanlar tarafından yönetilmeliyiz diyen Hristiyan bir grubu artık tanımıyor.
Amerikalılar Charlie Hebdo dergisini Hazreti Muhammed ile alay eden karikatürleri yayınlayacak kadar cesur göredursunlar, Ayaan Hirsi Ali kampüse davet edilse, konuşmasını engellemek için çağrı yapılır. Yani yaşanan bu durum öğretici olabilir. Paris'teki yazarların ve editörlerin katledilmiş olmalarından utanç duyuyoruz ancak şimdi kendi içimizde tartışmalı kişilere, provokatörlerimize ve hicivcilerimize daha az ikiyüzlü bir yaklaşımı dile getirmek için doğru zamandayız.
BAŞTA CESURCA GELEBİLİR AMA ZAMANLA ÇOCUKSU GELİR İNSANA
Sanırım söylenecek ilk şey, dün Facebook sayfalarında ne paylaşılırsa paylaşılsın, "Ben Charlie Hebdo'yum / I am Charlie Hebdo / Je suis Charlie Hebdo" demenin çoğumuz için yanlış olduğu. Çünkü çoğumuz söz konusu derginin uzmanlaştığı kasıtlı, saldırgan espri dili ile iştigal etmiyoruz.
Şöyle yola çıkmış olabilirdik. On üç yaşlarındayken burjuvaziyi etkilemek, otoritenin gözüne parmak sokmak, başkalarının dini inançları ile dalga geçmek provokatif ve cesur sayılabilir. Ama belli bir zaman sonra bu oldukça çocuksu gelir insana. Çoğumuz hakikati daha karmaşık yönlerden görmeye başlarız ve başkalarının görüşlerine karşı daha bağışlayıcı oluruz. (Dalga geçmek, kendi gülünçlüklerinizi fark ettikçe eskisi kadar eğlenceli olmaktan çıkar.) Birçoğumuz başka inanç ve itikattan olan insanlara biraz daha saygı göstermeye çalışırız. Hakaret etmekten ziyade dinleyerek sohbet etmeye çalışırız.
PROVOKATÖRLER RADİKALLERİN APTALLIKLARINI ORTAYA KOYAR
Yine de çoğumuz biliriz ki provokatörler ve diğer tuhaf kişiler faydalı toplumsal rollere sahiptir aynı zamanda. Hicivciler ve alaycılar, gururlandığımız zamanlarda bizim zayıflıklarımızı ve kibrimizi dışa vururlar. Başarılı olanın böbürlenmesindeki anlamsızlığı, değersizliği ortaya koyarlar. İddialı olanı küçük düşürerek sosyal eşitsizliği dengelerler. Kahkaha nihai bir bağ kurma yolu olduğu için, insanların önünde kusurlarımızı görmemize yardımcı olurlar etkili oldukları zamanlarda. Dahası provokatörler ve hicivciler radikallerin aptallıklarını ortaya koyar. Radikaller her şeyi olarak resmi algılayan insanlardır. Çoklu bakış açısına sahip değildirler. Mensup oldukları dinin en yüce din olduğu kadar birçok dinin de biraz tuhaf olduğunu göremezler. Hicivciler kendine gülemeyen insanları açık ettikleri gibi diğerlerimize de kendimize gülmeyi öğretirler.
SOSYAL KANUNLAR DAHA ESNEK
Kısacası, provokatörleri ve hakaretçileri değerlendirirken, görgü kuralları ile sınırlandıramadığımız sorgulayıcı, yaratıcı kimselere de imkan verdiğimiz, alan tanıdığımız gibi nezaket ve saygı standartlarını da korumak isteriz. Eğer bu hassas dengeyi kanunlar, ifade kısıtlamaları, yasaklı konuşmacılar ile bozmaya kalkarsanız o zaman ham bir sansür ve boğulmuş konuşmalarla karşı karşıya kalırsınız. Neyse ki sosyal görgü kuralları kanunlardan daha çok şekil alabiliyorlar ve daha esnekler. Birçok toplum nezaket ve saygı standartlarını komik, kaba ve saldırgan olanlara yolları açarak koruyabilmiştir.
SAĞLIKLI TOPLUMLAR İFADE ÜZERİNDE BASKI KURMAZLAR
Birçok toplumda yetişkinlerin ve çocukların masası ayrıdır mesela. Le Monde okuyanlar ya da kurum temsilcileri yetişkinlerin masasında oturur. Maskara, avareler ve Ann Coulter, Bill Maher gibilerse çocukların masasına oturur. Onlara tam olarak saygı duymazlar çünkü güdümsüz, ani çıkışlarıyla kimsenin söyleyemediklerini bazen söylerler. Başka bir deyişle sağlıklı toplumlar ifade üzerine baskı kurmazlar ama insana göre davranırlar. Deneyimli ve hatırşinas bilginler saygı ile dinlenir. Hicivciler şaşkınca bir yarı saygı ile dinlenirler. Irkçı ve antisemitistler ise bir aşağılayıcı ve saygısız bir filtreden geçerek işitilirler. Dikkatle duyulmak, dinlenmek isteyenler ise bunu ancak davranışları ile kazanabilir. Charles Hebdo'da yaşanan katliam ifade özgürlüğü baskılarına son veren bir fırsat olmalı diye düşünüyorum. Sosyal ayırımcılık yapsak bile, saldırgan seslere görüşlere dahi yasal olarak hoşgörülü olmayı bize hatırlatmalı.

DAVİD BROOKS - NEW YORK TİMES KÖŞE YAZARI

Kaynak: Yeni Şafak
Tercüme: Sinem Köseoğlu

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.