Daha yaşanabilir çevre daha güçlü ekonomi

Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 'Sıfır Atık' zirvesinde konuştu. İşte Emine Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları;
Sürdürülebilir bir yaşam, toprağın, suyun, iklimin, ormanın ve biyolojik çeşitliliğin korunmasına bağlı. Bu nedenle her birinin doğru yönetilmesi hayati önem taşıyor. Sağlıklı bir çevrede yaşamak herkesin en temel insani hakkı. Ekosistemin de gelecek nesillerin de bunda hakkı var. Misafiri olduğumuz yeryüzünü bize emanet edildiği şekliyle bizden sonrakilere bırakmak hepimizin temel sorumluluğudur. Umarım masmavi gökyüzü, zümrüt yeşili deniz ve bol oksijenli ormanlarıyla bugünkünden daha güzel bir ülke bırakırız gelecek nesillere.
Modern insan, kendini doğanın hakimi zannediyor. Oysa bizler doğanın sadece bir parçasıyız. Doğa biz olmadan hayatiyetini sürdürebilir fakat biz tabiat olmadan yaşayamayız.
Dünyanın sanayi öncesi döneme göre 1 derece ısınmasıyla iklimde büyük değişiklikler oldu. Sadece bu değişiklikler bile acilen üretim ve tüketim kültürünün gözden geçirilmesi gerektiğini gösteriyor. Bu sebeple tüm dünya en hızlı şekilde yenilenebilir enerji kullanımına yönelmeli. Yaşam tarzları yeniden tasarlanmalı. Sıfır Atık Projesiyle atıkların kaynağında ayrıştırılması ve geri dönüşüme girmesiyle daha yaşanabilir bir çevre, daha güçlü bir ekonomi hedefliyoruz.
Sistemler kurabilirsiniz fakat davranışları değiştirmezseniz sistem de işlemez. Külliye'de kurduğumuz sıfır atık sistemine insan unsurunu katmasaydık başaramazdık. Her şey bizim gündelik hayatımızda başlıyor. Endüstriler bizim davranışlarımızla şekilleniyor. Bireysel talepler ve reddedişler belirliyor her şeyi. Dünyayı değiştiren şey, fikirler değil onları takip eden insanlardır. İnandığımız yolda çevreci adımlar atalım.
Gri su dediğimiz evsel atık sular pekala peyzaj ve endüstride kullanılabilir.
Yılda 6 milyon ekmek israf edildiğinde, yaklaşık 880 milyar litre su boşa harcanmış oluyor. Oysa ekmeği alırken ve tüketirken bu bedelleri düşünsek ekmek gözümüzde çevresel bir değere de dönüşmez mi? Kadınlarımıza sesleniyorum. Çocuklarımıza bir ekmeğin, bir bardak suyun, bir ağacın değerini lütfen öğretelim.
'Artık geri kazanım sırası belediyelerimizde'
Proje çerçevesinde, bir yılda, toplumun tüm kesimlerinden çok güzel destekler aldık. Sanayiciler, işadamları ve üniversiteler örnek sistemler kurdu. Her birini çevre duyarlılıkları nedeniyle tebrik ediyorum. Şimdi iş büyük ölçüde belediyelerimizde. Belediyeler geri kazanıma odaklanmalı. Vatandaşlarımızın, evlerinde ayrıştırdıkları atıkları, belediyelerimizin aynı mantıkla toplayıp dönüştürmesi gerekiyor. Belediyelerin vahşi depolamayı veya yakmayı terk etmesi lazım. Atıkları, enerjiye veya komposta dönüştüren entegre tesisler, tüm şehirlerimizde olmalı.
'Kullan-at'a karşı Kamikatsu örneği
Japonya'daki Kamikatsu kasabası çöpünün yüzde 80'ini geri dönüştürüyor. Dünyanın sıfır atık kasabasında 2020'de yüzde 100 geri dönüşüm hedefleniyor. Kamikatsu halkı çöpleri 45 kategoriye ayırırken, birçok şeyin ne kadar gereksiz şekilde paketlendiğinin farkına vardı. Bu nedenle üretim yaparken her şeyin çevreye maliyetini düşünüyorlar. Bireysel katılım, üretim ve tüketimde seçicilik bu işin dönüm noktası. İşte bu nedenle bizim de 'kullanat' kültürünü bir tarafa bırakarak, değişim yapmamız gerekiyor.
'Külliye'ye uzun süredir çöp kamyonu girmiyor'
Ekim 2017'de başlayan proje Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın gayretli çabalarıyla güzel bir aşamaya geldi. Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, TBMM ve bakanlık binalarındaki çalışmalar dalga dalga tüm Türkiye'ye yayıldı. Sevinerek ifade etmeliyim ki uzun süredir Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne çöp kamyonu girmiyor. Personelimizi eğittik, sistemimizi kurduk. Tüm atıklar kaynağında ayrıştırılarak azami geri dönüşüm sağlanıyor. Bahçe peyzajlarımızda, organik atıklardan elde ettiğimiz kompost gübre kullanılıyor. Bu sistem yakın gelecekte tüm kamu binalarında uygulanacak.
'Van Gogh'a Orhan Veli'ye ilham veren tabiat ütopyaya dönüşmesin'
Van Gogh'un eserlerini her gün çıktığı uzun doğa yürüyüşlerine borçluyuz. Ressamlara, şairlere ilham veren tabiatın yok olduğunu düşünün. Belki gelecek nesillerimiz, Orhan Veli'nin 'Gemlik'e doğru denizi göreceksin, sakın şaşırma' dizelerini okuyup, 'Burada deniz mi varmış' diye şaşıracaklar. Yine şairin 'Hava bedava, bulut bedava' dediği dizeler, yarın bize bir ütopyadan bahsediyor olacak. Umuyorum ki bunların hiçbiri olmaz.
'SIFIR ATIK, SIFIR AÇLIK' MADALYASI
Ödül töreninde BM Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Orta Asya Alt Bölge Koordinatörü ve Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, Emine Erdoğan'a çevre duyarlılığı projeleri nedeniyle FAO'nun 'Sıfır Atık, Sıfır Açlık' temalı ödül ve madalyasını verdi.
'2023'TE YÜZDE 35 GERİ KAZANIM'
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum "1 Ocak 2019 itibariyle plastik poşetleri ücretli hale getiriyor ve kullanımını azaltıyoruz. 2023'te yüzde 35 geri kazanım oranıyla 100 bin kişilik doğrudan istihdam, 20 milyar TL ekonomiye kazanç sağlayacağız. İstanbul'un bir yıllık su ve elektrik ihtiyacına eşdeğer tasarruf sağlayabileceğiz. 2 Belgrad Ormanı kadar alanı her yıl kesilmekten kurtaracağız" dedi.
BİR YILDA 3.5 MİLYAR TL KAZANÇ SAĞLADIK
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum Sıfır Atık Zirvesi'nde yaptığı konuşmada "Cari açığın yüzde 8 oranında azaltılmasını sağlayacak bu proje büyük önem arz ediyor. Çığ gibi büyüyen bu hareket 7 bin 162 kamu kuruluşunda uygulanır hale geldi. Amacımız tüm Türkiye'ye yaygınlaştırmak. Bir yılda 2.2 milyon ton ambalaj atığı, 58 bin ton atık elektrikli ve elektronik eşya, 38 bin ton bitkisel ve 80 bin ton madeni atık yağ, 184 bin ton ömrünü tamamlamış lastiği kaynağında ayrı toplayarak geri kazandık ve sadece bir yıl içinde ekonomiye 3.5 milyar TL kaynak sağladık" dedi.