Danimarka'da zorunlu domuz yemeği!

Randers Belediye Meclisi, aldığı kararın gerekçesini, "domuzun Danimarka yemek kültürünün merkezi ögelerinden biri olması" şeklinde açıkladı. Belediye meclisi, her ne kadar inançlarına aykırı geldiği için kimseyi domuz yemeye zorlama gibi bir amaçlarının olmadığını söylese de alınan karar, sığınmacı karşıtı Danimarka Halk Partisi (DDP) tarafından büyük bir memnuniyetle karşılandı.

Partinin sözcüsü Martin Henriksen, Facebook'taki açıklamasında, "DDP olarak ulusal ve yerel düzeyde yemek kültürü dahil Danimarka kültürü için çalışıyoruz. Sonuç olarak, Danimarkalı çocuklara ne yiyeceğini dikte eden yanlış değerlendirmeler ve İslami kurallara karşı savaşıyoruz" dedi.

Buna karşın Randers Belediye Meclisi'nin Sosyalist Halk Partisi (SF) üyesi Charlotte Molbaek ise alınan kararın siyasi olduğunu belirtti.

Politiken gazetesine göre, Molbaek, oylama sırasında yaptığı konuşmada "Çocuklarımızın neye ihtiyacı var? Domuza mı ihtiyaçları var? Aslında değil" dedi.

Molbaek, ancak DDP'nin "ihtiyaç var" diyerek, sığınmacı karşıtı gösteriler düzenleyerek ve kendini Danimarka kültürünün koruyucusu şeklinde sunarak destek kazanmaya çalıştığını ifade etti.

Yine aynı gazeteye göre, Sosyal Demokrat Parti üyesi Fatma Çetinkaya ise yeni uygulamayı "akıl almaz" olarak değerlendirdi. Çetinkaya, "Sanki suç ve diğer birçok şeyle ilgili herhangi bir sorunumuz yok. Domuzun bir sorun yapılması akıl almaz. Bu utanç verici" ifadelerini kullandı.

Danimarka, son günlerde sığınmacılarla ilgili bir yasa tasarısı nedeniyle de eleştiriliyor. Merkez sağ hükümeti tarafından hazırlanan tasarıda, sığınmacıların beraberlerinde getirdikleri 10 bin krondan (4 bin 400 lira) değerli eşya ya da nakit paralarına el konulması öngörülüyor. Hükümet, bu yolla sığınmacıların kalma ve bakım masraflarının bir kısmının karşılanacağını savunuyor.

Tasarının ilk halinde bu bedel 3 bin kron (bin 300 lira) olarak belirlenmiş ve el konulacak ziynet eşyaları arasında nişan ve evlilik yüzüklerinin de bulunduğu belirtilmişti. Danimarka, tepkilerin ardından geri adım atsa da 10 bin krondan değerli saat, cep telefonu veya bilgisayara el koymakta ısrar ediyor.
26 Ocak Salı günü yapılacak oylamada kabul edilmesi beklenen tasarı, Nazi Almanyası'nın 2. Dünya Savaşı sırasında Yahudilere yönelik uygulamalarına benzetilerek eleştiriliyor.