Çarşamba 09.09.2009 09:02
Son Güncelleme: Çarşamba 09.09.2009 09:12

Danimarka’ya şeriat gelir mi ?

Danimarka geçtiğimiz son iki haftayı son yirmi yılda olduğu gibi yine yabancılar ve din konusunu tartışmakla geçirdi. Geçtiğimiz hafta yaşanan tartışmaların özünde bu kez kutsal kitapta yazanların mı yoksa Anayasada belirtilen kuralların mı toplum yaşamında geçerli olacağı idi.
Herşey bir kiliseye sığınan Iraklı bir grup mültecinin sınırdışı edilmesiyle başladı. Gece yarısı kiliseyi basan polis buradan çıkardığı mültecileri gözaltına almış, bir gece vakti de 22'sini uçağa doldurup Bağdat'a yollayıvermişti. Geçtiğimiz İlkbahardan beri kilisesine sığınan mültecilere yardım eden Per Ramsdal adlı rahip kilise baskını sırasında poisin takındığı sert tutumu eleştirmişti.
Ne olduysa bundan sonra oldu. Bulvar gazetelerinden B.T muhabirlerinden biri rahibi telefonla arayarak kendisini Iraklı mültecilere yardım etmek isteyen biri gibi tanıttı ve rahibe ilgilenirse bazı Iraklı mültecilerin polisten gizlenebilecekleri bazı boş evlere sahip olduğunu söyledi. Rahip Per Ramsdal da gazeteciye teşekkür edip "görüşelim, tabii ki ilgileniyoruz" dedi. Bu telefon konuşması ertesi gün İnternette ve gazetenin web sitesinde yayınlandı. Rahip, sığınma başvuruları reddedilmiş olan ve polis tarafından alınıp sınırdışı edilecek mültecileri saklamakla, yasaları çiğnemekle suçlanıyordu. Piskopos rahibi çağırdı ve kendisini üç hafta zorunlu izine gönderdi.
"Ben vicdanımın sesini dinlerim. Temsil ettiğim Hıristiyan Dünya görüşü zor durumda kalan insanlara yardım etmeyi emreder. Bu yüzden ülkenin kurallarını tanımam" deyiverdi Ramsdal ve yaygara da bundan sonra koptu. Ülkenin rahipleri vicdana karşı Anayasa ve kurallar konusunda ikiye ayrıldılar. Din adamlarının benzer açıklamalarına ve tavırlarına daha önce de şahit olan Danimarka toplumu için şaşılacak bir şey yoktu aslında, ancak parlamentodaki bazı milletvekilleri de çıkıp, "Gerektiğinde Anayasa ve ceza kanunlarındaki maddeleri hiçe sayıp vicdanımızın sesini dinleriz, yasak olmasına rağmen mültecileri gizleriz" deyince Danimarka halkı üzerine titredikleri ve ne olursa olsun her daim savundukları demokrasinin tehlikeye düştüğünü düşünmeye başladılar.
Artık halkın oylarıyla seçilip parlamentoya girmiş ve anayasaya uyacağına koruyacağına yemin etmiş milletvekilleri bile bu yasaları çiğneyeceklerini söylüyorlardı. Bunları duyan Danimarka halkı aynı zamanda "Bizim inançlarımızı, düşüncelerimizi eylemlerimizi Kutsal kitap İncil'de yazanlar düzenler, gerektiğinde Anayasaya değil İncil'de yazanlara uyarız" diyen rahipleri de duymaya başlamışlardı.
Evet, tüm bunlar olup biterken gündeme bir başka haber bomba gibi düştü. Kopenhag Belediye Meclisi, Nörrebro semtinde bir cami yapılması planına onay vermişti. Ehlibeyt adlı bir derneğin hazırladığı projeyi onaylayan Kopenhag Belediyesi cebinden hiç para harcamayacak, sadece caminin yapılacağı arsayı derneğe hibe edecekti, ancak çok geçmeden cami inşaatı için gereken 7 milyon Euro'nun İran tarafından sağlanacağı ortaya çıktı. Ve tabii Kopenhag'da Cami yapılmasını engellemek isteyenler bu kez İncil'de yazan Allah'ın sözlerinin ardından, Kur'an da yazan Allah'ın sözlerinin de Nörrebro semtinde geçerli olacağını Danimarka'ya şeriatın bu cami aracılığıyla adım atacağını söylemeye başladılar.
Küreselleşme sonucunda sadece mal ve para değil, ideolojiler de sınır aşmaya başladılar. Ticaret, turizm ve ihracat-ithalat yoluyla insanlar ve mallar yer değiştirirken, ideolojiler de yer değiştirmeye başladılar. Artık bugün üçüncü Dünya ülkelerinden sadece mülteci gelmiyor. O gelen mülteciler hem Danimarka'nın kendi yasa ve kurallarını kendilerine tartıştırıyor, hem de beraberindeki getirdikleri inanç sistemlerine yer açmaya çalışıyorlar.
Danimarka önümüzdeki yıllarda demokrasisini gözden geçireceğe benziyor. Rahipler gerçekten öne sürdükleri gibi vicdanlarının sesini dinlemekte ısrar ederlerse Danimarkalılar demokrasiyi sorgulamaya başlayabilirler. Belki de paralel düşünce ve inanç sistemlerinin ardından paralel hukuk sistemleri de tartışılmaya başlanırsa hiç şaşırmayacağız.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.