"Ders almıyoruz, ders vereceğiz"

Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim, Türkiye ve Suriye'nin 850 kilometreden fazla ortak sınırının olduğunu belirterek, "Biz Türkiye'den etkileniriz, Türkiye de bizden etkilenir" dedi.
Muallim, düzenlediği basın toplantısında soruları yanıtladı. Türkiye'nin Suriye'deki gelişmelerle ilgili yaklaşımı konusundaki sorular üzerine Muallim, "Türkiye ile 850 kilometreden daha uzun sınırımız var. Türkiye bizden etkilenir, biz Türkiye'den etkileniriz. Biz Türkleri, dost ve komşu biliyoruz. Dost da zor zamanda lazım, ama bakış açılarını gözden geçirmelerini istiyoruz" dedi.
Aralarında Türkiye'nin de bulunduğu bazı ülkelerin, "Suriye'de reform yapılması" yönündeki çağrılarına ilişkin Muallim, "Kimseden ders almıyoruz. Reformlar gerçekleştiği zaman demokrasi konusunda başkalarına ders vereceğiz. Suriye kervanı yürüyor" değerlendirmesini yaptı.

SURİYELİ MÜLTECİLER
Muallim, Türkiye'ye kaçan Suriyelilere geri dönmeleri çağrısında bulunarak, "Oradaki çadırlar ordu, Cisr Eş Şuğur'a girmeden bir hafta önce kuruldu ve silahlı örgütler insanları oraya gitmeye zorladı. Biz Bakanlar Kurulu olarak onların geri dönmeleri için çağrıda bulunduk. Yıkılan evleri onarmak için ekip oluşturduk. (Suriye) Kızılay Başkanı Türkiye'ye gitti, bu insanlarımızın geri dönmesi konusunda yardımlaşmak üzere. Cumhurbaşkanı da geri dönmeleri için gereken garantileri verdi. Bizim Türklerden ricamız, bunların dönüşü ile ilgili bize yardımcı olsunlar. Biz, onların güvenliğine kefiliz" dedi.
"Bazı emniyet güçlerinin katledilmesi ve diğer şeyler El Kaide'yi gösteriyor" diye konuşan Muallim, Cisr Eş Şuğur'dan kaçan ve geri dönenlerin tutuklandığına dair haberlerin doğru olmadığını söyledi.
"ASKERİ MÜDAHALE SÖZ KONUSU DEĞİL"
Muallim, Suriye'de şiddetin durdurulması yönündeki çağrılara karşılık, "Şiddetin durmasını isteyenler, önce kendileri şiddeti durdursun. Dünyada hiçbir ordu ve hükümet yoktur ki kendi halkına karşı şiddet kullanmak istesin" dedi.
Suriye'ye yönelik uluslararası askeri müdahalenin olmayacağını savunan Muallim, "Deneyimlerime dayanarak söylüyorum, uçuşa yasak bölge ve askeri müdahale söz konusu değil, (Suriye'de) bunu karşılayacak petrol yok ve hiçbir şey bedava değil" diye konuştu.
Muallim, "Suriye'deki olayların Suriye'nin iç meselesi olduğunu ve uluslararası yaptırımların önemli olmadığını" belirterek, "2003'ten beri dış müdahalelerle karşılaştık. Hatırlarsanız birçok kez sadece ABD değil, AB tarafından da yaptırımlarla karşılaştık. Krizin başlangıcından bu yana hiçbir Avrupalı yetkili gelip bizimle durumu görüşmedi. Dışardan gelen haberlere dayandılar. Bugün Suriyelinin yaşamını hedef alıyorlar. Harita üzerinde Avrupa'yı unutacağız, bazı diyalogları dondurduk hatta. Güneye ve doğuya yöneleceğiz. Dünya Avrupa'dan ibaret değil" dedi.
Suriye'ye destek veren ülkelere teşekkür eden Muallim, "İran ve Hizbullah'ın ülkedeki protestoların bastırılmasında rol oynadığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını, krizden çıkmak ve reformlar konusunda destek aldıklarını" söyledi.
Suriye'deki olaylar süresince Fransa'dan yapılan açıklamaların "Suriye'yi etkilemeyeceğini" anlatan Muallim, "Fransa'nın eski sömürgeci tarihine dönmek istemiyorum. Meşruiyetle ilgili açıklamalar Suriye'yi etkilemez. Fransa'nın insan hakları adı altında bölgedeki sömürgeci politikalarından vazgeçmesi gerekiyor" diye konuştu.
"ULUSAL DİYALOĞA KATILARAK CİDDİYETİ SINAYIN"
Muallim, reform isteyen Suriyelilere çağrıda bulunarak, "Ulusal diyaloğa katılın, Suriye'nin ve yönetiminin ciddiyetini sınayın. Oturmak ve gösteriler için tahriklere başvurmak sadece düşmanlara hizmet eder. Diyaloğa katılın ve geleceğin inşasına katkıda bulunun. Kim ciddiyetimizi görmek istiyorsa bu ulusal konferansa gelsin" dedi.
Suriye Dışişleri Bakanı, çeşitli ülkelerde bulunan Suriye büyükelçilik ve konsolosluklarına talimat gönderildiğini ve ülkeden kaçanlara pasaport verilmesi için çalışma yapılmasını söylendiğini kaydetti.
Muallim, Devlet Başkanı Beşşar Esad'ın dün yaptığı konuşmaya ilişkin eleştirilere de değinerek şunları söyledi:
"Sınırlarımızın dışından eleştiriler yapıldı. Bazıları hitabı bile okumadı. Bazıları Esad'ın konuşmasına yetersiz dedi. Nasıl yetersiz olur? Bu hitapta anayasanın değiştirilmesinden, düzeltilmesinden bahsediliyor. Bazıları konuşma geç kaldı dedi. Bazıları Esad konuşmasında kimin ulusal konferansa katılacağını söylemedi dedi. Ama Esad bütün Suriyelilerin diyaloğa katılmaları gerektiğini söyledi. Yerel idareler kanunu, seçim kanunu, siyasi partiler kanunu, basın kanunu... Hangi reform yetmiyor? Ben bunlara tek bir şey söylemek istiyorum, Suriye'nin içişlerine karışmayı, kaos ve fitne sokmayı bırakın."