Dış ilişkilerde tabuları yıktı

Pasok lideri Yorgo Papandreu'nun istifasından sonra, dünya çapında saygın ve deneyimli bir teknokrat olan Avrupa Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Lukas Papadimos başkanlığında kurulan yeni Yunan hükümetinin görevi, "AB ve IMF'nin mali yardımlarını ve buna eşlik edecek zorunlu uyum paketini" onaylamak ve yürürlüğe sokmak olacak. Bu, YDP lideri Andonas Samaras'ın Papandreu hükümeti döneminde reddettiği paketi onaylamak zorunda kalacağı anlamına geliyor. Samaras'ın "ganimeti" ise Papandreu'yu başbakanlık koltuğundan kaldırmak oldu.

PARTİ LİDERLİĞİ DE SALL ANIYOR
Papandreu'nun istifa ederek gösterdiği fedakârlık yalnız başbakanlık değil, PASOK liderliğinin de yeniden gündeme gelmesine yol açıyor. Aynı zamanda Sosyalist Enternasyonal'in başkanı olan Papandreu'nun partisindeki çalkantılara ne kadar göğüs gereceği henüz bilinmiyor.

KADERİN BİR CİLVESİ
Medya, tüm muhalefet partileri ve PASOK'un bir cephesi tarafından "günah keçisi" olarak görülen Papandreu'nun PASOK liderliği, ne zaman yapılacağı kesinleşmeyen kurultay çalışmalarında gündeme gelecek. Kaderin bir cilvesi olsa gerek, 11 Kasım 2007 günü bir milyondan fazla partilinin oyuyla PASOK liderliğini ikinci kez kazanan Papandreu, 2011 yılının aynı gününde hem Başbakanlık'tan istifa etti, hem de PASOK liderliğinden düşürülme tehditleriyle karşı karşıya kaldı. Papandreu, Yunan siyaset standartlarının dışında uygulamaya çalıştığı iç politikasıyla sesini duyuramamış olsa da dış ilişkilerinde başarılı oldu. Sıradışı atılımlar yaparak tabuları kırmayı başardı. Dışişleri Bakanlığı yıllarında (1999-2002) Türkiye ile ilişkileri düzeltmek amacıyla dönemin Türk Dışişleri Bakanı rahmetli İsmail Cem ile alışılmışın dışında dostluk ilişkileri kurdu. Bunda, 1999'da hem Türkiye'yi hem de Yunanistan'ı vuran deprem felaketlerinde halkların karşılıklı gösterdiği dayanışma da rol oynadı. Bu dostluk adımları sayesinde Türk-Yunan ilişkilerinin bitmek tükenmek bilmeyen, hatta kimi zaman iki ülkeyi savaşın eşiğine kadar getiren sürtüşmeleri en aza inecekti. Papandreu, samimi duygularını, İsmail Cem'in cenazesine bizzat katılarak da gösterdi.

TRAKYA'DA DA POPÜLERDİ
Başbakan Erdoğan'ın 2010'daki Atina ziyareti süresinde iki ülke bakanlarından oluşan bir üst düzey heyet kurulmasına karar verildi. Papandreu'nun kasım başlarında Ankara'ya yapması beklenen iade-i ziyaretse son gelişmelerden sonra gerçekleşmedi. Ancak Papandreu, Batı Trakya'daki Türk azınlığı arasında da oldukça popülerdi. Batı Trakya azınlığının kendisini "Türk" olarak tanımlama hakkına sahip olduğunu söyleyen ilk Yunan siyasetçi olan Papandreu, önemli bir karara da imza attı. Yunanca'ya hâkim olmayan azınlık üyelerinin ehliyet sınavlarını Türkçe vermesini sağladı. Azınlık okullarının sorunlarını büyük ölçüde gidermeye çalışan ilk Yunan başbakanı oldu.