Fransa'dan İran'a ret

İran'la Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi daimi temsilcileri ve Almanya'nın (P5+1) Cenevre'de yürüttüğü nükleer müzakerelerden, dün erken saatlerde Fransa'nın yaptığı itirazlar yüzünden bir sonuç çıkmadı. Müzakerelerin 20 Kasım'da devam edeceği açıklandı. İran'ın nükleer programını kısıtlaması karşılığında ülkeye karşı getirilen ekonomik yaptırımların azaltılmasının görüşüldüğü müzakerelerden sonuç çıkacağı umuduyla, tüm P5+1 dışişleri bakanları Cenevre'ye gelmişti. Fransa'nın itirazlarının İran'ın nükleer bomba için kullanılabilecek plütonyum üretebilecek tesisinin faaliyete geçmesi ve yüzde 20 saflık seviyesine kadar zenginleştirilmiş uranyumun ülkede kalması konularında olduğu bildirildi. Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius toplantıdan sonra yaptığı açıklamada, bir anlaşma istediklerini ancak kandırılmak da istemediğini söyledi. ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve İngiliz mevkidaşı William Hague ise, son müzakerelerde büyük ilerleme kaydedildiğini ancak zorlu sürecin devam ettiğini söyledi. İran'a yaptırımların hiçbir surette kaldırılmaması gerektiğini sürekli yineleyen ve İran'ın P5+1 ülkelerini kandırdığını iddia eden İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun sert tepkisine karşı da Kerry, "ABD kör değil. Aptal olduğumuzu da düşünmüyorum. Ya iyi bir anlaşma olacak ya da anlaşmaya varamayacağız" dedi. Dün sabah meclise hitap eden İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, kırmızı çizgileri olduğunu ve tehditlerin işe yaramayacağını söyledi. Müzakerelerin her iki tarafın lehine sonuçlanacağını ifade eden Ruhani, "Biz buna kazan-kazan diyoruz" diye konuştu. İran'ın dini lideri Ayetullah Ali Hamaney'e ait Twitter hesabından ise, "Fransız yetkililer son yıllarda İran halkına karşı açıkça saldırgan bir tutum halinde. Bilge bir adam, özellikle de bilge bir politikacı, tarafsız bir varlığı düşman yapacak tutuma girmemeli" mesajı geldi.
KAZAN-KAZAN
İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani, Cenevre'deki müzakerelerin sonuca ulaşmamasından sonra mecliste yaptığı konuşmada, nükleer program konusunda kırmızı çizgileri olduğunu ancak müzakereler yoluyla tüm tarafların lehine sonuçlanan bir anlaşma olacağını söyledi. "Biz buna kazan-kazan diyoruz" diye de ekledi.