İngiliz basını darbeye çarpık bakmayı sürdürdü

İngiliz kamu yayım kuruluşu BBC'nin Türkiye'de dün açıklanan olağanüstü hal kararına yer verilen haberinde, kararın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "yetkilerini radikal biçimde artırdığı" öne sürüldü.
Haberde yer verilen BBC İstanbul muhabiri Mark Lowen'in "analizinde," olağanüstü halin uygulamasına ilişkin verilen yanıltıcı bilgiler dikkati çekti. Lowen, Erdoğan ve Bakanlar Kurulu'nun TBMM onayını almadan kanun yapabileceklerini, bu kanunların yargı denetiminden muaf olacağını öne sürdü.

Şimdi de mezhepçilik iddiası

BBC'de Paul Kirby imzasıyla yer alan haberde de darbeye yönelik önlemler "tasfiye" olarak nitelendirildi. Haberde, adı verilmeyen bir köşe yazarının bu önlemleri "karşı darbe" olarak nitelendirdiği aktarılırken, asıl darbenin mimarı Fethullah Gülen'den bir siyasetçiymiş izlenimi oluşturacak şekilde Erdoğan'ın "baş rakibi" olarak söz edilmesi dikkati çekti.
Kirby'nin haberinde Milli Eğitim Bakanlığındaki görevden uzaklaştırma kararlarının Türkiye'de eğitimi İslamileştirmeye yönelik bir hamle olduğu ima edilirken, genel olarak kamu personeline yönelik operasyonların da Alevi vatandaşları hedef alıyor olabileceği iddia edildi.
Darbe girişimine veya halkın buna tepkisine yer verilmeyen BBC haberinde, darbeye karşı alınan önlemlerin Sünni-Alevi karşıtlığı bağlamına oturtulmaya çalışıldığı görüldü.
"Silahsız askerlere saldıran siviller"

Öte yandan The Guardian gazetesinde yer verilen Owen Jones imzalı köşe yazısında yine darbe girişimi değil, hükümetin aldığı önlemler eleştirildi. Türkiye'de "hükümetin demokrasiye karşı savaştığı" öne sürülen yazıda, İngiliz hükümeti de bu konuda Türkiye ile işbirliği içinde olmakla suçlandı.

Yazıda, "polisin gözleri önünde silahsız askerlere saldıran sivillerin adalet önüne çıkarılması" çağrısına yer verildiği görüldü. Jones, benzer bir yaklaşımı darbenin sorumluları konusunda da gösterdi ve bunların kötü muameleye maruz kaldıklarının fotoğraflardan anlaşıldığını savundu. Jones, Türkiye'deki gözaltı sayısının darbe girişiminin boyutlarını aştığını, bunun darbeyle değil siyasi kimliklerle ilgili olduğunu ileri sürdü.
15 Temmuz'daki FETÖ'nün darbe girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından Batı medyasında olay gününe ait sıcak çatışma haberleri yerini, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve hükümeti hedef alan "otoriterleşme tehlikesi" ithamlarına bıraktı. Darbe girişimi sırasında hayatını kaybeden 240 kişi veya halkın bütün kesimlerinin tanklara karşı koyuşu ise haberlerde çoğu kez ayrıntı olarak bile yer bulmadı.