Salı 17.12.2013
Son Güncelleme: Salı 17.12.2013

Mavi gözlü 'Arabistanlı' veda etti

"Arabistanlı Lawrence" filmiyle sinema tarihine geçen Peter O'Toole, 81 yaşında öldü. Ünlü aktör 2005'te Altın Portakal için Türkiye'ye gelmiş ve büyük bir ilgiyle karşılanmıştı

Yıl 2005, yer Antalya..." Arabistanlı Lawrence" olarak nam salan İrlandalı aktör Peter O'Toole karşımızda... Belki yaşlı ama tüm karizmasıyla dimdik ayakta, sevecen ve umutlu gözlerle insanlara bakıyor. Oysa vakti zamanında canlandırdığı "Arabistanlı Lawrence" yüzünden aramız hiç de iyi değil. Sekiz yıl önce Peter O'Toole ile adeta helalleşmiştik. O sevecen bakışlı yaşlı kurt, büyük bir sevgi görmüştü Antalya'da. Sinemaya katkılarından dolayı kendisine verilen "Yaşam Boyu Onur" ödülünü alırken, ayakta alkışlanması da bu sevginin bir göstergesiydi. O'Toole da şaşırmıştı bu sevgiye, vakti zamanında Türkiye'ye geldiğinde ona bu coğrafyada sevilmediği hissettirilmişti. Lakin köprünün altından akan suların o husumeti yok ettiğini anlıyordu ve artık mutluydu. İşte o yaşlı kurt, 81 yaşında hayata gözlerini yumdu. Menajeri, O'Toole'un Londra'da Wellington Hastanesi'nde tedavi gördüğü hastanede uzun süre mücadele ettiği hastalığı nedeniyle öldüğünü açıkladı. Karizmatik oyuncunun, alkol nedeniyle 30 yıldır mide kanseriyle mücadele ettiği biliniyordu. Hatta hastalığı ilk ortaya çıktığında alkolü de bırakmıştı. Ama alkolü bıraksa da, anlaşılan hastalık yakasını bir türlü bırakmamıştı. Peter O'Toole yakışıklılığı, karizmatik hali ve elbet iyi işlendiği zaman beyazperdede olağanüstü duygusu veren oyunculuğuyla, sinemanın önemli aktörlerinden biriydi. Fakat bunlara rağmen Oscar'ın taltif edemediği sinemacılardan biri olarak kaldı. Onu dünyada ünlü hale getiren "Arabistanlı Lawrence" dahil, 1964'te "Becket", 1968'de "Generallerin Gecesi/The Lion in Winter", 1968'de "Goodbye, Mr Chips", 1971'de "The Ruling Class", 1980'de "Ecelle Yarış/The Stunt Man", 1982'de "My Favorite Year" ve son olarak 2006'da "Venüs" filmlerindeki performansıyla Oscar'a aday olsa da hiçbirini kazanamadı.

OSCAR'I ÖNCE REDDETTİ

Akademi de durumu düzeltmek için O'Toole'a, 2003'te "Onur Ödülü" vermek istedi. Lakin oyuncu ödülü almayı önce reddetti, Akademiye yazdığı mektubunda, ödülünün 80'inci yaşına dek ertelemelerini istedi ve "Hâlâ oyunun içindeyim, belki de kahrolasıca şeyi kazanırım gerçekten de" diyerek, oyunculukta iddialı olduğu göstermek istedi. Ama bir şekilde ikna edilince ödülünü o yıl aldı. Birkaç yıl sonra "Venüs"teki performansıyla tekrar Oscar'a aday olarak, "oyunun içinde" olduğu bir kez daha bize gösterdi.

TAZİYE MESAJLARI
İngiliz ordusunda çalışırken 1950'li yıllarda başladığı 50 yıllık tiyatro ve sinema kariyerini temmuz ayında noktalayan O'Toole, Independent gazetesine verdiği demeçte, "Ne zaman iyi bir rol gelse oynuyorum. İyi rol yoksa, o zaman kiramı ödemek için ne iş olsa yaparım. Para her zaman bir baskı oluşturuyor. Doğru rolü beklerseniz ömür boyu bekleyebilirsiniz. O yüzden her rolü kabul ediyor, elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum" diyerek oyuncu olarak rol seçmenin zorluğuna değinmişti. Ölümün ardından kendisi gibi oyuncu olan kızı Kate O'Toole, "Onu kaybetmek büyük üzüntü. Babam, kendisinin de istediği gibi hep güzel gülüş ve neşeli şarkılar eşliğinde anılacak" derken, İngiltere Başbakanı David Cameron başta olmak üzere ülkenin önde gelen sanatçıları taziye mesajları yayınladı. Cameron, mesajında "En favori filmim 'Arabistanlı Lawrence'daki başarısı olağanüstüydü" notunu düştü. İrlanda Devlet Başkanı Michael D Higgins de "İrlanda ve tüm dünya, tiyatro ve film endüstrisinin devlerinden birini kaybetti" dedi. O'Toole'un İngiliz oyuncu Sian Phillips ile 19 yıllık evliliğinden iki, sonraki eşi ABD'li manken Somerville'den ise bir çocuğu bulunuyor.

İŞTE GERÇEK LAWRENCE
Arkeolog, yazar, casus ve maceraperest olan İngiliz subayı Thomas Edward Lawrence 1935'te öldü. Araplar'ın 1916-1918 yılları arasında Osmanlı'ya karşı ayaklanmasında başroldeydi.
Engin Yiğitgil (TÜRSAK Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı):
ANADOLU TARİHİNİ İYİ BİLİRDİ
2005'te Altın Portakal Film Festivali'ne katılan O'Toole ile Antalya'da kısa süre vakit geçirdik ve Türkiye hakkındaki duygularını benimle paylaştı. İyi bir aktördü. Yaşam Boyu Onur Ödülü'nü aldıktan sonra büyük bir mutlulukla, 'Hayatımda ilk kez binlerce kişi karşısında ödül alıyorum. Bu ne muhteşem görsellik, bu ne büyük haz' dedi. Kendisini gönülden alkışlayan seyircilere doyasıya baktı. Peter, Türkiye'yi ve Anadolu'nun zenginliklerini o kadar iyi biliyordu ki uzun uzun sohbet ettik. Antalya'yı gezdik ve burayı çok sevdiğini defalarca söyledi. Sekiz kere Oscar'a aday gösterildi fakat kazanamadı. Bu nedenle Altın Portakal alarak ödül alma mutluluğunu Tükiye tarafından tatmış olması nedeniyle, bu ülke onun için kıymetli oldu. Ayrıca özellikle Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz'un filmlerini çok beğendiğini söylemişti. Bana ısrarla sorduğu bir soru vardı ki cevaplayamadığım için utandım. Arkeolojiyle arası iyi olduğu için Türkiye'yi ve Anadolu tarihini iyi bilen Peter, 'Bu denli köklü tarihi olan bir ülkede neden daha çok tarihi filmler çekilmiyor?' diye sormuştu.
Uğur Vardan (Sinema yazarı):
BOND ÖNCESİ DÖNEMİN AJANIYDI
Bazı roller, bazı oyuncuların üzerine tüm kariyerleri boyunca yapışır ve peşlerini bırakmaz. Peter O'Toole da malum 'Arabistanlı Lawrence' olarak zihinlere yerleşti ve hiç çıkmadı. Bu haliyle de o, adeta Bond öncesi dönemin ajanıydı. Üstelik kurgusal değil, gerçek bir hikâyenin ifadesiydi. Kuşağının tüm İngiliz rahle-i tedrisatından geçmiş oyuncuları (İrlandalıydı) gibi mükemmeldi. Son olarak 'Venüs'le Oscar'a aday gösterilmiş ama heykelciği koltuğunun altına koyma şansına erişememişti. Ne diyelim, artık geride bıraktığı görüntüler ve unutulmaz performanslarla hatırlayacağız onu...

lkan Özyurt (Sinema yazarı):
KARİZMATİK AKTÖR KUŞAĞINDAN...
Karizmatik aktörler kuşağının hayattaki son üyelerinden biriydi. Elbette, 'Arabistanlı Lawrence' ile tanınıyor ama 'Generallerin Gecesi' filmindeki performansı da unutulmazları arasındaydı. Son Oscar adayı olduğu, gözden düşmüş bir aktörü oynadığı Venüs filminde adeta kendi hayatıyla paralellikler kurarak bir performans sergilediğini düşünmüşümdür. 2005'teki Altın Portakal'da onu kanlı canlı görüp, karizmasının heybetine tanık olmuştum. Ama böylesi birinden beklenmeyecek kadar da mütevazi bir insan izlenimi veriyordu.
TÜRKİYE'DEN BİR MACERA
Altın Portakal'a geldiğinde O'Toole bilinmeyen bir Türkiye macerasını anlatmıştı: 1964 yılıydı, gümrükten geçerken üniformalı bir adam 'Hangi yüzle Türkiye'ye geliyorsun?' dedi. 'Ne yaptım ki?' dedim. 'Lawrence'ın Osmanlı'ya karşı bir film olduğunu düşünüyorlardı. Hepsi bana kötü bakıyordu. Oysa ben bu rolü oynamaktan memnunum, çünkü bütün hayatımı değiştirmişti."

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.