Merkel ve Macron görüştü

Merkel, Fransa'da dün görevi devraldıktan sonra ilk yurt dışı ziyaretini Almanya'ya yapan Cumhurbaşkanı Macron ile başkent Berlin'de yaptığı görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenlendi.

Macron'un ilk ziyaretini Berlin'e yapmasından büyük onur duyduğunu belirten Merkel, yeni cumhurbaşkanını cesaretli bir şekilde yola çıkmasından dolayı kutladığını ifade etti.

YAKIN ÇALIŞACAKLAR
Almanya ile Fransa arasındaki iş birliğinin önemini, bunun Avrupa Birliği (AB) için ne gibi sorumluluk olduğunu bildiğini vurgulayan Merkel, "Biz ülkelerimizdeki insanların faydası için karşılıklı güven içinde, dostane ve yakın çalışacağımızı kararlaştırdık." dedi.

Macron'nun Almanya'dan ne beklediğini söylemesi gerektiğini ifade eden Merkel, "Almanya'nın çıkarları Fransa'nın çıkarlarına yakından bağlıdır. Avrupa iyi olursa Almanya da iyi durumda olur. Fransa güçlü olursa Avrupa iyi durumda olur." değerlendirmesinde bulundu.

Merkel, görüşmede somut olarak AB politikası, ortak iltica yasası ve ticari ilişkileri ele aldıklarını belirterek, ikili ilişkileri yeniden geliştirmeyi kararlaştırdıklarını kaydetti.

Bunun ilişkilerde yeni bir dinamizm getireceğini söyleyen Merkel, iki ülkenin yapacağı projeleri temmuz ayındaki ortak bakanlar konseyinde görüşeceklerini aktardı.

YENİ YOL HARİTASI

AB'ye ilişkin orta vadede yeni bir yol haritası oluşturmak istediklerini vurgulayan Merkel, Avro Bölgesi'nin uyumunu daha da derinleştirerek krizlere karşı dayanıklı hale getirmeyi, savunma ve dış politikanın daha uyumlu hale getirilmesinin amaçlandığını belirtti.

Merkel, AB'de kararların yavaş alınmasından dolayı bürokrasiyi azaltmak istediklerini söyledi.

Avrupa'da nasıl bir hazineye sahip olunduğunu Fransa ve Hollanda'daki seçimlerin gözler önüne serdiğini anlatan Merkel, Avrupa'nın güçlenmesi ve sağlamlaştırılması için tarihi, hassas bir anda bulunulduğunu kaydetti.

"DEĞİŞTİRİLMESİ GEREKİYORSA BUNA HAZIRIZ"

Merkel, Avrupa'daki sözleşmelerin değiştirilmesi konusundaki soru üzerine, dünyanın değiştiğini belirterek, "Almanya açısından ihtiyaç duyulduğunda ve gerekli görüldüğünde sözleşmelerin değiştirilmesi mümkün. Öncelikle ne yapmak istediğimiz konusuna bakmamız lazım. Bu sözleşmelerin değiştirilmesini gerektiriyorsa, buna hazırız." ifadelerini kullandı.

Fransa Cumhurbaşkanı Macron da seçim kampanyasında Avrupa yanlısı bir seçim kampanyası yürüttüğünü anımsatarak, AB düşüncesini ve Alman-Fransız iş birliğini savunduğunu belirtti.

Ancak bu seçim kampanyasında Fransız halkının ifade ettiği öfkeyi de unutmadığını vurgulayan Macron, küreselleşen dünyada reformlara ihtiyaç duyulduğunu kaydetti.

Fransa'yı burada temsil etmekten dolayı memnun olduğunu dile getiren Macron, "Ancak önümde zor bir görev var." dedi.

MACRON'DAN ORTAK SIĞINMACI YASASI İSTEĞİ

İlk önce Fransa'nın ihtiyaç duyduğu reformları gerçekleştireceğini ve işsizlikle mücadele edeceğini belirten Macron, bunu Avrupa'da istendiği için değil Fransa'da talep edildiği için yapacağını kaydetti.

İnsanların korunması için Avrupa'da bürokrasinin azaltılmasından yana olduğunu vurgulayan Macron, AB'de ortak bir sığınmacı yasasının ve güvenlik politikasının geliştirmesini istedi.

Macron, Almanya ve Fransa ekseninin daha fazla pragmatizm ve iradeye ihtiyaç duyduğunu da ifade etti.

'YAPICI BİR İLİŞKİ İSTEĞİ'

AB'nin geleceğinin Almanya-Fransa ilişkilerine bağlı olduğunu savunan Macron, bu ilişkide kendisinin her zaman açık, dürüst ve yapıcı bir ortak olacağını söyledi.

Fransa seçimlerinin Avrupa'da tarihi bir dönemde olunduğunu gösterdiğini anlatan Macron, Avrupa'da artan popülizmden dolayı iki ülkenin daha yakın iş birliği içinde olması, somut sonuç alınması ve yeniden yapılanmaya gidilmesi gerektiğini kaydetti.

Macron, askeri tören sırasında Başbakanlığın dışındaki insanların kendisine sevgi gösterisinde bulunmasına ilişkin, "Bu beni etkiledi." dedi.

''BİZİM İÇİN TABU YOK"

Avrupa'daki sözleşmelerin değiştirilmesine ilişkin soru üzerine Macron, bunun uzun zaman Fransa için tabu olduğunu hatırlatarak, "Bizim için tabu yok." değerlendirmesinde bulundu.

Macron, bazı ülkelerin uluslararası ticaret kurallarına uymadığında buna karşı koymanın serbest ticarete karşı olunduğu anlamına gelmediğini ifade ederek, bu konuda koruma önlemlerinin alınması gerektiğini kaydetti.