'Öncelik yakınlaşmak'

Türkiye-İngiltere arasındaki ikili ilişkiler, 1950'lerde başlayan gelişme süreci son yıllarda siyasi, ekonomik ve ticari alanlarda artarak devam ediyor. Üç aydan bu yana İngiltere'de büyükelçilik görevinde bulunan ve geçtiğimiz Perşembe günü Kraliçe II. Elizabeth'e Buckingham Sarayı'nda güven mektubunu sunan Londra Büyükelçimiz Ünal Çeviköz, iki ülke ilişkilerindeki tespitlerini SABAH'a verdiği özel mülakatla anlattı: İngiltere'nin yeni seçimlerden çıkmış olması ve yeni bir hükümet kurmuş olması, bu hükümetin bir koalisyon hükümeti olması ki bu da aslında neredeyse 1945'ten beri ilk defa rastlanan bir durum, her şeyden önce Türkiye-İngiltere ilişkilerinde İngiltere'nin açısından yeni bir parametre oluşturuyor. Yeni kurulmuş bir hükümetle Türkiye arasındaki ilişkilerin bizim beklediğimiz, umduğumuz ve iki ülkenin tarihine yakışan bir şekilde devam ettiğini görmekte çok mutluluk verici bir şey. Zira ben göreve, 15 Temmuz'da başladım. Aşağı yukarı 10 gün sonra Başbakan David Cameron Türkiye'ye bir ziyaret yaptı. Bu ziyaret, başlı başına Türk-İngiltere ilişkilerine yeni İngiliz hükümetinin verdiği önemi gösteriyor.

ORTAK ÖNCELİKLER
Siyasi açıdan baktığımızda, İngiltere, Türkiye'nin Orta Doğu, Kafkasya, Doğu Akdeniz, Karadeniz ve Balkanlarla ilgili politikalarını çok yakından izliyor. Ve bunların birçoğunda da İngiltere-Türkiye arasında büyük benzerlikler görülüyor. Yeni göreve başlamış bir büyükelçi için çok olumlu ve gayet elverişli bir parametre zenginliği var. Benim bunların üzerine inşa etmek için yapacağım çalışmalar umarım bu mevcut durumu çok daha ileri duruma getirecektir. Öncelik vereceğim konular arasında Türkiye İngiltere arasındaki bu yakın ilişkileri daha da sıklaştırmak, toplumları ve iki ülke halkını birbirine daha yakınlaştırıcı bazı projelere imza atmak, kültür alanında bazı projeleri hayata geçirmek, eğitim alanında karşılıklı olarak geliş gidişleri, gerek öğrenci düzeyinde, gerek araştırmacı düzeyinde üniversiteler arası ilişkileri canlandırmak ve bütün bunların hepsinin sonucunda da Türkiye İngiltere ilişkilerini hak ettiği noktaya getirmek. Üç büyük partinin yani Muhafazakâr Parti, İşçi Partisi ve Liberal Demokrat Parti'nin, Türkiye'nin AB üyeliğine bakışı aynı. Türkiye'nin Avrupa üyeliğini hepsi büyük bir şevkle destekliyorlar.

AVRUPA BİRLİĞİ
Bizimde Avrupa Birliği üyeliğimizle ilgili süreçte karşılaştığımız bir takım zorluklar olduğunu onlarda görüyorlar. Sık sık karşılaştığım sorular arasında, "Biz hararetle destekliyoruz ancak AB üyeliğiniz için çözülmesi gereken bazı meseleler" diyorlar. Dönüp dolaşıp konu Kıbrıs meselesine geliyor. Ben de, AB'nin 2004'te çok büyük bir hata yaptığını; eğer bu hatayı yapmamış olsaydı bugün hem Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşılmış olacağını, hem de Türkiye'nin AB üyeliğinde çok daha ileri noktalarda olacağını söylüyorum.