Ortadoğu’nun kaderini değiştiren sembol oteller

Ortadoğu'dan haberler duyuran Middle East Eye sitesi için bir derleme hazırlayan Daniel Hilton, Suudi Arabistan'da gözaltına alınan prenslerin tutulduğu otelden yola çıkarak dünyanın odak noktası haline gelen coğrafyanın tarihinde önemli yer tutan otelleri anlattı:
İstanbul-Pera Palas: Yazıda "Doğu'yla Batı'nın Buluşma Noktası" başlığıyla verilen İstanbul'daki Pera Palas otel "Batı ile Doğu'yu buluşturan bu otel, küreselleşme olgusunun ilk belirtilerinden biri" olarak değerlendirildi.

Pera Palas
Riyad-Ritz Carlton: Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın bu ay tutuklattığı ve aralarında 11 prensin de yer aldığı Suudi Arabistan'ın önemli isimleri, Riyad'daki Ritz Carlton'da ağırlandı. Dünyanın en lüks ve meşhur otellerinden Ritz Carlton, tutuklamalardan sonraki günlerde bir hapishane olarak hizmet verirken, prenslere bu otelde işkence edildiği iddiaları gündeme geldi.

SAVAŞTAN KAÇANLAR SIĞINDI
Halep-Baron Otel: Sadece Suriye değil Ortadoğu'nun tarihinde önemli etkiler yaratan kişileri ağırlayan Baron Otel'in misafirleri arasında İngiliz ajan Lawrance ve Mısır Cumhurbaşkanı Cemal Abdülnasır gibi isimler var. Cumhuriyetin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ü de ağırlayan Baron Otel, 2012'den beri ise mermi delikleriyle ve savaştan kaçanların sığındığı bir yer olarak dikkat çekiyor.

Baron Otel
Beyrut-Saint George/Holiday Inn: İç savaşın yaşandığı Lübnan'ın başkenti Beyrut'ta 1975 ila 1977 arasındaki çatışmalar "Oteller Savaşı" olarak anıldı. Saint George, Bridgitte Bardot ve Peter O'Toole gibi dünya yıldızlarına ev sahipliği yaptıktan sonra militanların sığınağı olmuştu. Aynı şatafattaki Holiday Inn'de ise 1976'da, solcu ve Filistinlilerin, Hıristiyan militanları camdan attığı görüntüler dünya basınında şok etkisi yaratmıştı.

Saint George
Kahire-Shepheard's Hotel: Kervanların dinlenme noktası olarak 1841'de inşa edilen Kahire'deki Shepheard's Hotel, 1942'de Time dergisi tarafından "İngiliz subayların, diplomatların, şişkin cüzdanlı Amerikalıların, Ortadoğu'nun büyüleyici kadınlarının, Rus komiserlerin ve savaş muhabirlerinin buluşma noktası" olarak tanımlanmıştı. 1952'de İngiliz karşıtlarının yaktıkları ilk binalardan biri bu otel oldu.
Musul-Ninova Oberoi: 262 odasıyla Dicle Nehri'ne bakan bu otel Musul'un en lüks ve prestijli oteliydi. Ancak 2014'te DEAŞ teröristleri oteli ele geçirerek farklı bir şekilde işletmeye devam etti ve burayı propaganda olarak kullandı. Musul'un DEAŞ'tan alınması sürecindeyse Oberoi otel, birçok keskin nişancı teröriste sığınak oldu.