Son Güncelleme: Pazar 31.03.2013
'Özür dilemek için geç bile kalındı'
ABD'deki Yahudi lobisinin en etkin kuruluşlarından ADL'nin (İftirayla Mücadele Birliği) başkanı Abraham Foxman, İsrail'in dilediği özrü ve İsrail-Türkiye ilişkilerini SABAH'a değerlendirdi
Öncelikle bu özür beni çok memnun etti. Mavi Marmara krizi çıktığında İsrail Başbakanı bana "Ne yapalım?" diye sorsaydı. "Acilen özür dileyin" derdim. Hemen özür dilenmesi gerekiyordu ama İsrail içindeki siyasi atmosfer buna imkân vermedi. Seçim öncesi iç siyasetin dengelerini tahmin ediyorsunuzdur. Özür geç geldi, bunun için üzgünüm. Ama artık ilişkilerin onarılma zamanı. Yeni dönem her iki ülkenin de çıkarına olacaktır. "İsrail'e karşı zafer kazandık" şeklindeki üslubun ilişkilere faydası olmaz.
Pek çok konuda her iki devlet çeşitli kazanımlar elde edecek. Tabi ki iki müttefikin ilişkilerini onarması ABD'yi de bölgede rahatlatacak. Birçok konuda karşılıklı menfaatler var ama en özel kazanım Suriye konusunda olacak.
Biz hiçbir zaman bu konunun Amerikan Kongresi'nde konuşulmasına sıcak bakmadık, hâlâ bakmıyoruz. Bu konunun Türkiye ile Ermenistan arasında çözülmesi gerekir. Biz ADL olarak Amerika'yı ilgilendirdiğini düşünmüyoruz.
Siyonizm İsrail ulus devletinin kurulma projesidir. Siyasi bir harekettir. Milliyetçiliğin her çeşidini eleştiren birisi Siyonim'i de eleştirebilir. Diğer ülkelerin milli duruşlarını eleştirmeyip İsrail milliyetçiliğini eleştiriyorsanız burada kasıt var diye düşünürüm.
Bu argümanı kabul etmiyorum. Dünyada pek çok ülke adaletsizlik yapıyor. Diğer adaletsiz ülkelere karşı böyle toplu bir öfke yok. İsrail'in politikaları, Antisemit yaklaşımları kamufle etmek için kullanılıyor.
"Türkiye'nin dostuyuz"
Amerikan Kongresi İsrail ile ilişkilere büyük önem veriyor. Özür sonrası Türkiye-İsrail ilişkileri rayına girerse Kongre'de Türkiye'ye ilişkin olumsuz hava da değişecektir. Kongre'de alınan kararların ya da alınamayan kararların arkasında siyasete etki eden gruplar vardır. Her ülke Amerikan siyasetinde etkin olmak ister ama bunun için dostlara ihtiyaç vardır. Türkiye'nin de burada dostlara ihtiyacı var. Biz geçmişte bunu sağlıyorduk. Hâlâ da buradayız. Türkiye'nin dostuyuz.
"Yine ödül vermek isterim"
Başbakan Tayyip Erdoğan'a 2005'te takdim ettiğim "Cesaret Ödülü" İspanya'da başlayan Holokost sürecinde Türklerin tarihsel dostluğuna ve yardımlarına ilişkindi. Türkler Yahudilere hep sahip çıkmıştır. Tabii ki Erdoğan ile tekrar görüşmek ve tarihsel olarak Türklerin Yahudilere yaptığı iyilikleri hatırlatan bir ödül vermek isterim. Biz Başbakan Erdoğan ile her konuda anlaşamayabiliriz, anlaşamıyoruz da zaten ama bu diyalogun kesilmesinin kimseye bir yararı yok.
"Amerika'yı kontrol etmiyoruz"
Yahudilerle ilgili bir inanış var: İnsanlar, Yahudilerin Amerika'yı kontrol ettiğini düşünüyorlar. Türkiye'de de bu algı mevcut. Hayır, Amerika'yı kontrol etmiyoruz, sadece etkimiz var. Amerika'da olup biteni etkilemeye çalışıyoruz. Oy veren insanları denetim altında tutmak gibi bir gücümüz yok. Aynı şekilde küresel ekonomiyi ve parayı da kontrol ettiğimizi düşünüyorlar. Bunların hepsi Antisemitizm'in argümanlarıdır.
EN SON HABERLER
- 1 BM'den İsrail'e Refah tepkisi:
- 2 Çin Devlet Başkanı Cinping Fransız mevkidaşı Macron'la bir araya geliyor
- 3 Kapalı kapılar arkasında pazarlık başladı: CIA İsrail için ateşkes masasında!
- 4 Türkiye’ye kritik ziyaret: Kuveyt emirinin ilk yurt dışı ziyareti Türkiye’ye
- 5 Almanya'da Türklerin öncülüğünde kurulan DAVA'nın önceliği ırkçılıkla mücadele
- 6 AB Temsilcisi Gazze’deki kıtlığa dikkat çekti
- 7 Gazze işgalinde korkulan oldu: Katliam Refah’a sıçradı! Sivil bölgelerden kaçış başladı
- 8 Netanyahu için yolun sonu! Gazze kasabına 4 koldan baskı: Avrupa'da Filistin sesleri susmuyor
- 9 Katil İsrail polisinden Al Jazeera ofisine baskın
- 10 Gazze Kasabı’na dört koldan baskı