Sinema dünyası yasta

Dünyaca ünlü Yunan yönetmen Teo Angelopoulos'un trafik kazasında hayatını kaybetmesi yalnız Yunanistan'ı değil, sinema dünyasını yasa boğdu. Önceki gün akşam saatlerinde son yapıtı olan "Öteki Deniz" filminin çekimini yaptığı Pire Limanı'nın Drapetsona semtinde karşıdan karşıya geçerken küçük bir motosikletin çarpması sonucunda hastaneye kaldırılan ünlü yönetmenin kafatasının ve leğen kemiğinin parçalandığı, beyin kanaması ve iç kanama geçirdiği, kol ve bacaklarının kırıldığı belirlendi. Doktorların müdahalesi sonrasında yatırıldığı yoğun bakımda gece yarısında son nefesini veren Angelospoulos 77 yaşındaydı. Angelopoulos'un çalışma arkadaşları ve son filminde rol alan aktörler ambulansın olay yerine 40 dakika gecikme ile gelmesine tepki gösterdi. Yetkililer olay yerine bir ambulansın hemen hareket ettiğini ancak bu ambulansın arızalanması nedeniyle, ikinci ambulansın olay yerine gönderildiği gecikmenin de bu yüzden yaşandığını belirtti. Doktorları ise ünlü sinemacının kaza anında tedavisi mümkün olmayan yaralar aldığına dikkat çekti ve kaza anından itibaren geri dönüşü olmayan son yolculuğuna çıkmış olduğunu savundu. Film çekerken hiçbir önlem almayan Angelopolos'un sadece çektiği sahnelere odaklandığını anlatan yakın çalışma arkadaşları, ünlü yönetmenin dünkü çekimlerde de kendisini tümüyle işine verdiğini ve bir ara karşıdan karşıya geçtiği bir yolda bir motosikletin kurbanı olduğunu anlattı.
UZUN SÜRELİ FİLMLERLE ÜNLÜYDÜ
27 Nisan 1935'te Atina'da dünyaya gelen Angelopoulos, Atina Hukuk Fakültesi'ni terk ederek 1961'de Fransa'ya giderek Sorbonne Üniversitesi'nde felsefe ve sinemacılık dersleri aldı. Kısa metrajlı "Yayın" adlı ilk yapıtını 1968'de gösterime sokan Angelopoulos'un 1970'te hazırladığı ilk uzun metrajlı "Temsil" adlı filmi Selanik Film Festivali'nde ödül aldı. Venedik Altın Aslan ödülüalan "Büyük İskender" (1980), Venedik Gümüş Aslan ödülüne layık görülen "Sis" (1988), Cannes'da Altın Palmiye ödülü alan "Ebediyet ve bir gün" (1998) ünlü yönetmenin filmlerinden bir kaçı. Uzun süreli filmleriyle ün salan Angelopoulos'un, 8 saate topladığı uzun metrajlı bir filmini 3 saate indirmek için hayli zorlandığı ve hiçbir sahnesini "kesmeye" kıyamaması film dünyasında bilinen bir özelliğiydi.