Türkiye olmazsa olmaz bir müttefikimizdir

Aralık ayındaki yılsonu liderler zirvesinde Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Türkiye'yle bir zirve gerçekleştirme kararı aldıklarını söylese de Brüksel'den henüz bir tarih açıklanmadı. Avrupa Parlamentosu (AP) vekillerinin çoğunluğunun Türkiye karşıtlığında bütünleştiği bir dönemde SABAH'a konuşan bazı vekiller, birliğin Ankara'yla ilişkileri düzeltmesi ve yakın işbirliği içerisinde bulunmasının Avrupa Birliği (AB) yararına olacağını ve gerçek müttefikliğin de bunu gerektirdiğini kaydetti.

'HER ŞEYİ YAPMALIYIZ'
SABAH'ın sorularını yanıtlayan AP'nin Çek milletvekili Tomas Zdechovsky, AB-Türkiye zirvesinin olumsuz geçmesinin göç anlaşmasının bitmesi olasılığını getireceğini ve böyle bir durumla karşılaşmamak amacıyla anlaşmanın devamı için birliğin elinden geleni yapması gerektiğini belirtti. "AB için Türkiye olmazsa olmaz diyebileceğimiz bir müttefiktir, AB Türkiye'yle yapılan anlaşmanın devamı için her şeyi yapmalı."

'KIYMET BİLİNMELİ '
AP'nin Sloven milletvekili Franc Bogovic, Avrupa Komisyonu Başkanı Tusk'ın zirve tarihini açıklamak için anayasa değişikliği referandumununun sonucunu bekliyor olabileceğini belirtti. "TBMM'deki oylama Avrupa'da çok eleştirildi. Referandumda Türk halkının çoğunluğu 'Evet' dediği zaman bu değişiklik hayata geçecek. Referandum Türk devletinin işleyen demokrasi mekanizmasının kanıtıdır. Bu durumun Avrupa'da gözden kaçırılması ve birilerinin diktatörlükten bahsetmesini ilginç buluyorum. Referanduma izin veren bir diktatör varsa görmek istiyorum." Sloven vekil, sadece Türkiye'nin gösterdiği iyi niyete dayanılarak politika yürütmenin doğru olmadığı ve AB'nin B ve C planlarının olması gerektiğini söylerken, birliğin Türkiye'yle varılan anlaşmanın kıymetini bilip olası bir "felaket"ten kaçınması gerektiğini belirtti.

'YENİ SAYFA GEREKİYOR'
AP'nin Türk asıllı Bulgar milletvekili İlhan Küçük, Kıbrıs meselesi ve yapılması planlanan zirvenin ayrı bağlamlarda ele alınması gerektiğini ve bu üst düzey toplantının ikili ilişkileri iyileştirmek için bir fırsat olduğunu söyledi. "İlişkilerin geleceğine yön vermek için yeni bir diyalog kapısı açmanın zamanı geldi. Birbirine yakınlaştırıcı ve kısa-uzun vadeli önceliklerin belirlendiği bir plan gerekmektedir.