'Türkiye bölgenin kavşak noktası'

DIŞİŞLERİ Bakanı Prof. Ahmet Davutoğlu, Türkiye'nin Lübnan'da iki kutuplu bir yapı istemediğini ve ülkede herhangi bir grubun itham altında tutulmaması gerektiğini söyledi. Bölgedeki tüm denklemlerde Türkiye'nin var olduğunu ve olacağını belirten Davutoğlu, "Türkiye bölgenin kavşak noktası" değerlendirmesinde bulundu. Lübnan'daki kriz nedeniyle Necef ve Kerkük programlarını iptal ederek bugün Şam'a geçecek olan Davutoğlu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra Katar Emiri El Tani'nin de Şam'a gideceğini söyledi. Dün Bağdat'a giden Davutoğlu, uçakta şu mesajları verdi:
'LÜBNAN BÖLÜNMESİN'
Lübnan siyasetinde parçalanma istemiyoruz. Örneğin, Sünni başbakan olması tek başına yeterli değil. Toplumsal tabanı olmayan birisinin başbakan olması yeterli olmaz. Lübnan'da Hariri'nin toplumsal tabanı var. Hariri'nin devre dışı kalmasını istemiyoruz. Hizbullah ve Şii kanadının da mutlaka etkin şekilde hükümette olması lazım.
Lübnan'da önceliğimiz krizin tırmanmasını engellemek. Buradaki bütün temaslarda kavşak noktası Türkiye. Çünkü herkes bir kanalda etkin ve bütün bunların kesiştiği yerde ise Türkiye var. Bize dönük bir beklenti oluşuyor, 'Türkiye müdahale ederse netice alınabilir' diye bakıyor.
Fransa'nın uluslararası toplantı teşebbüsü var. Bu toplantıyı doğru buluyoruz ama Suriye'nin katılımı büyük önem taşıyor. Eğer Suriye katılmazsa, Suudi Arabistan, Fransa, ABD, Katar ve Türkiye'nin katıldığı bir toplantı eksik olur. Biz istiyoruz ki tüm taraflar içinde olsun ve bu konu Suudi Arabistan- Suriye mutabakatı üzerinden yürüsün.
Suriye (uluslararası toplantıda) olursa, İran'ı telafi edebilir. Suriye, Hizbullah ve Şiiler üzerinde etkili. Ancak nükleer görüşmelerde mesafe alınır, güven ortamı oluşursa, İran'ın sürece katılımı da daha kolay olur. Bu krizin bir hafta ertelenmesi bize P5 artı 1 müzakerelerinde bir hafta zaman kazandırır. Olumlu bir şey olursa, bütün aktörler 'Bu atmosferi bozmayalım' diyerek, Lübnan'da esnek davranmaya yönelebilir. Biz müdahil olmazsak birbirine bağlı birçok şey çökebilir. Irak'ı erteleyemez, Lübnan'ı ihmal edemeyiz.
Irak'ta dönemsel olarak bazı aktörlerin sürece katılması için destek vermemiz söz konusu ama hiçbir aktöre karşı değiliz. Ne Maliki'nin Başbakanlığına, ne de Talabani'nin Cumhurbaşkanlığına karşıydık. Biz herkesi kuşatıcı bir siyasetin olması için çabaladık.
İSRAİL'LE İLİŞKİ
(İsrail, Lübnan denkleminin neresinde?) İsrail şu anda bölge denklemlerinin çoğunun dışında. 'Lübnan krizi çıkarsa, İsrail'in yarattığı krizler unutulur' diye düşünülüyor. Ama biz unutmayız.
İsrail'le sessiz diplomasi bir şekilde devam ediyor ama beklentilerimiz yerine gelmeli. Eğer Türkiye'nin haklı taleplerini yerine getirmezse, bu sefer bölgede hesap verme zorunluluğu hissetmeyen bir devletin varlığı söz konusu olur. Bu, bölgeye barış getirmez.