Adnan GÜLERMAN: Bir EXPO yazısı daha

Bu gazetenin köşelerinde, Yayın Yönetmenimiz Ünal Ersözlü ve ben EXPO ile ilgili kaç yazı yazdık, saymadım. Ama, az yazmadığımızı biliyorum. EXPO 2020 üzerinde bu kadar çok durmamızın sebebi; İzmir'in EXPO'yu almasının sadece bu kente değil, Türkiye'ye de sağlayacağı kazanımların ölçülemeyecek kadar çok olmasıdır.
Önceki dönemlerde EXPO'yu alanların; sahip oldukları gelir ve tanınmayı aynı süre içinde, başka tür bir girişimle elde etmesi mümkün değildir. Bu nedenle, iki bakanımız Binali Yıldırım ve Ertuğrul Günay ile birlikte Valimiz Cahit Kıraç'ın çaba ve gayretleri görmezlikten gelinemez.
EKİP ÇALIŞMASI ŞARTI
Kuşkusuz taşıdıkları unvanlar ne olursa olsun, birkaç kişinin gayreti EXPO gibi dev bir organizasyonu bir ülkeye getirebilmeye yeterli değildir.
Bu iş Büyükşehir Belediyesi ve Balçova Belediyesi'nin de katkıları ile geniş bir ekip çalışması ürünüdür.
Hemen herkesin kendi becerisi ve çapında, çorbada tuzunun bulunması gereklidir.
Esas çalışma Kültür ve Turizm Bakanlığı ile İzmir Büyükşehir ve Balçova belediyelerinin ortak çalışması ile hazırlanan plandır. Bu plan ile senelerdir çözüme kavuşturulamamış olan İnciraltı da kanayan yarasından kurtulacaktı.
EXPO yerleşim yerinin belirlenmesi ve geleceğe de dönük bir plan yapılması EXPO 2020 için en önemli olanlardan birisi idi.
KULAĞA KÜPE OLMALI
Ne var ki, Ankara'ya gönderilmiş olan planda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından bir değişiklik yapılmış olduğu haberi, hemen Büyükşehir ve Balçova belediyelerinin itirazına, bu itirazın basında yankılanmasına sebep oldu.
İki belediyemizin yerine ben olsaydım, önce yapılan bu değişikliğin ne olduğunu öğrenirdim. Belki bu, önceki çalışmalarda akla gelmemiş ve planı daha değerli kılacak bir değişiklikti. 2015'de rakibimiz olan Milano'nun belediye başkanı Letizia Moratti'nin "Biz çalışmalarımızda rakiplerimizin basınından önemli kopyalar almaktaydık" sözü itirazcıların kulağına küpe olmalı. Bu değişiklik için ortalığı velveleye vermek yerine, sessiz sedasız, görüşüp konuşarak çözüm aramak daha doğru olmaz mıydı!
RAKİBİN SEVİNÇ HANESİNE
Şimdi öyle zannediyorum ki, 2020 EXPO'su için İzmir'in rakipleri bu birbirine düşmelerimizi sevinçle kazanç hanelerine yazmışlardır bile.
İsmini hatırlayamadığım bir ünlü kumandanın sözüdür: "Savaşlar sadece kendi ordularınızın gücü ile değil, düşmanlarınızın zaafiyeti ile de kazanılır."
Buradan bir ders çıkaracak olursak: Kendimizin zayıflıklarını rakiplerimizin eline koz olarak verme yerine, onların zayıflıklarını bizim kazanç hanemize yazmak daha akılcı olmalıdır. Ortalığı velveleye verenlere birileri ata sözlerimizden olan "Kol kırılır, yen içinde kalır"ı öğretmemişler miydi?
Merak ediyorum, henüz plana bir değer katıp katmadığı bilinmeyen bu değişikliğe itiraz etmeden, önce 3-5 gün sabredip, değişikliğin ne olduğunu öğrendikten sonra, baş başa verip, çözüm bulmak daha doğru olmayacak mıydı? Yanlış hatırlamıyorsam Büyükşehir Belediye Başkanımız Aziz Kocaoğlu, Yürütme Kurulu Üyesidir. Üyelerin, sorunu gazete sayfalarında tartışıp yare ve ağyare duyurma yerine, Yürütme Kurulu toplantısında görüşerek çözüm bulmak daha uygun olmaz mıydı!

ARTIK ÖNÜMÜZE BAKALIM
Tekrar ediyorum: Biraz sabırlı olun. Belki de bu değişikliği öğrendiğinizde "Aman, iyi olmuş. Bakanlığın yaptığı bu değişiklik planımıza değer üstüne değer kattı. Dikkatimizden kaçmıştı" demeniz de mümkündür.
Olan oldu. Dereyi geriye doğru akıtabilme gücümüz yok. Yazacaklarımı burada kesip, konumuzla ilgisi olmasa da, kısa bir süre önce dinlediğim bir fıkrayı sizinde beğeneceğiniz düşüncesi ile anlatmak isterim:
Şebeke suyu olmayan bir camide namaza gelenlerin abdest alırken kullanmaları için su dolu ibrikler hazır bulundurulurmuş. İbriklerin başında duran birisi de her gelene "O ibriği alma, şunu al" demekteymiş. Bu söze uyanların dışında birisinin bir gün tepe tası atmış "Sana ne be adam, hangisini alacağıma ne karışıyorsun?" diye çıkışınca ibrikçi başı "Kızma, sizlerin aldığınız ibriklere itiraz etmeyecek olursam benim burada boy göstermemim sebebi kalır mı?" diye cevaplamış.