Candarlı bile yetmez
Ege İhracatçı Birlikleri Koordinatör Başkanı Mustafa Türkmenoğlu, 2023 yılında 4100 milyar dolar dışsatım hedefine ulaşılırsa Çandarlı Limanı'nın büyütülmesi gerekeceğini söyledi, "Nemrut Körfezi'ndeki yatırımlarla birlikte yeterli olur" dedi
- Bence pek olmuyor. Birçok nedeni var. 'Yurtdışında pazarlar daralıyor' diyoruz. O pazarlardan Türkiye'nin aldığı pay ne, ona bakmak lazım. Ülkelere göre farklı paylar alıyoruz. Genele baktığınızda binde 1-2. Demek ki daha yapacağımız çok iş var. Konan hedeflere göre çalışmak gerekiyor. 2012, ABD'deki krizin etkilerinin azaldığı bir yıl oldu. 2011'de Ege Bölgesi'nden Amerika kıtasına bir milyar 78 milyon dolarlık ihracat yapılmışken, geçen yıl bu rakam bir milyar 230 milyon dolarlık oldu. Ege Bölgesi'nden ABD'ye ihracat yüzde 19'luk artışla 767 milyon dolardan 916 milyon dolara ulaştı. Türkiye'de AB'ye ihracat 2012'de yüzde 40'a kadar gerilese de; EİB'de bu rakam 5 milyar 402 milyon dolardı, 2012'de 5 milyar 313 milyon dolar oldu.
- 4.5 milyar dolar makine ihracatımız var. 'Tıkır tıkır' reklamından sonra arttı... Eskiden makineyi yurtdışından, pahalı alırdık. Şimdi işler değişti. Avrupa'da makine fiyatları düştü ama faizler yüksek. Türkiye'de ise faizler düşük ve ucuz... Rekabet kızıştı. Korkuluğuna, makinenin yarı parasını verme dönemi bitti. Türkiye bunu öğrendi. Artık biz de yatırım malı ihraç eder duruma geldik. O nedenle ihracatımız artıyor. Üreticiye de üretir hale geldik. Otomotiv mesela... 'Biz burada montaj yapıyoruz' deniyordu şimdi ise belli markalarda bütün dünyaya üretim yapıp satar hale geldik. Katma değeri düşükmüş, olsun efendim! Bizim genç bir nüfusumuz var, iş lazım. 100 milyar dolarlık ihracat yapsın, katma değeri yüzde 10 olsun. Hiç olmamasından iyi.
- Güney Kore'nin ihracatının artmasının en önemli faktörlerinden biri değerli markalar yaratması oldu. Örnek olarak Samsung ve LG'yi, otomobil markalarını verebilirim. Bizim şirketlerimiz de bu noktada çalışıyor. Belki de oraya doğru gidiyoruz. Maliyet açısından rekabet edebilmemiz, marka yaratabilmemiz çok önemli. Bunlar denge içinde gitmeli. Dahilde işleme rejimi kapsamında yurtdışından getirilip işlenip ihraç edilen ürünlerin ülke genelindeki oranı yüzde 26 civarındadır. Çok büyük bir rakam değil. Demir-çelik ve otmotivde var. İç piyasadaki ithal ürünlerde böyle gözüküyor.
- Çin, hammadde üzerine baskı yapıyor. Bir bardaktan bir milyar tane ürettiği için üretim maliyetinden kazanıyor. Ama hep o bir milyarı satacak hali yok... O da üst sınıfa hitap eden, farklı bir boyuta dönüşmeye başladı. Bizim için üretimde dezavantaj, pazar olarak ise avantaj. Bugün Avrupa'da bir milyon doların üzerinde parası veya geliri olan kişi sayısının 20 milyon olduğunu varsayıyoruz. Bu rakam Çin'de 200 milyon... Alım gücüne baktığınızda Hindistan da öyle. Üst grup mal üretimi ile ilgili güzel pazarlar. Afrika ise yatırım malları, yani üreticiler için imal edilen ürünlerimiz açısından bizim için iyi... Hem satacaksınız hem alacaksınız. "Sadece satacağım, almayacağım" diyemezsiniz. Rekabet etmeyi öğreneceksiniz. 2000 krizinde bunu öğrenmeseydik halimiz çok kötüydü.
- Türkiye yavaş yavaş güçlü ülke konumuna geliyor. Ama Gümrük Birliği anlaşmasında mesela 3. ülkelerle ticaretimiz konusunda yanlışlar yapmışız. Avrupa benden alıyor, Afrika'ya satıyor. Ama ben satamıyorum. O günün şartları öyleymiş. Bunları aşmaya çalışıyoruz.
- Doğru bir yatırım. "2023'te Ege ve İzmir için 100 milyar dolar ihracat" dediğimiz zaman, yüzde 40 ve 50'sinin teknolojik, yüzde 50'sinin de bant ürünü olduğunu kabul edersek bu limanların hiçbiri yetmeyecek. Yani şu anda Çandarlı için öngörülen kapasite bile yetmez. Ama daha da büyütebilirler. Nemrut Körfezi'nde de yeni liman yatırımları var. Onlarla birlikte yeter gibi...
'ÖZELLEŞTİRMEK ZORUNDAYIZ'
- İzmir, bence limanı ile güzel. Amsterdam, Rotterdam gibi... Kruvaziyer ve konteyner limanı olmaktan vazgeçilmemeli.
- "Allah'tan" mı diyelim, "denk geldi" mi diyelim... 2 sene ihracat artmadı, liman yetti. Yoksa burayı özelleştirmezsek aktarma limanı yapamayız. Büyük gemiler buradan aktarma yapamaz. Limanların esas sahipleri armatörlerdir. Onlar için fizibıl bir ortam oluşturulmalı. İstediğiniz kadar yatırım yapın... Bir otobüs garajı yapmışsınız ama otobüs oraya uğramıyor, ne işe yarar! Bazı fiziki değişiklikleri de yapsak doğru adreslere gitmemiz gerekiyor. Özelleştirme sürecinde Global- Hutchison-EİB konsorsiyumu olarak ihaleyi kazanmıştık. Hutchison gibi bütün önemli limanları işleten, bu sistemi kuran bir şirketle girişmiştik işe ama 27 ay tutuklu kaldık.
2012'DE 223 ÜLKEYE DIŞSATIM
- Ege Bölgesi 2012'de 223 ülkeye ihracat yapma başarısını gösterdi. En büyük pazarımız Almanya ilk sıradaki yerini korurken, onu İngiltere, İtalya, Fransa, ABD, İspanya, Irak, Rusya, Çin ve Belçika izledi. ABD'ye ihracatımız yüzde 19, Irak'a yüzde 33, Rusya'ya yüzde 30, Çin'e yüzde 22 arttı. Yüzdesel olarak büyük artış sağladığımız ülkeler ise Güney Kore, Yemen, Libya ve Kanada oldu. Bölge bazında Amerika, Asya ve Okyanusya ülkelerine, Türk cumhuriyetlerine ihracatımız arttı. Ortadoğu, Türki cumhuriyetler, Asya ve Afrika... Zaten açılacak fazla bir yer kalmadı. Alım heyetleri getiriyoruz, oralara gidiyoruz. Japonya'da gıda ve tekstil ürünlerine yönelik çalışmalar yaptık. Çok başarılı oldu.
'Plastik Fuarı öne çıkacak'
- İZFAŞ'la mermer ve gelinlik fuarları ayarında 3-4 tane daha uluslararası fuar yaratma çabasındayız. Plastik, biraz öne çıkacak. Makinede süreklilik olması gerekiyor. Zeytinyağı ve şarapta ısrarlılar. Çok büyük bir şey olmaz ama İzmir'in tanıtımı için gerekli. Zaten 10-15 tane niş fuar yaratamazsınız. Kimse becerememiş bunu. Uzun soluklu işler bunlar.
EN SON HABERLER
- 1 Bodrum yeni yılda Paris’le yarışacak
- 2 Avşar Emaye ihracatı ile yıldızlaştı
- 3 İkbal Thermal Hotel & SPA dünya üçüncüsü
- 4 Artuk Aviation ihracata başlıyor
- 5 Atom Karınca’nın hedefi büyük
- 6 Avrupa’nın ilk ve tek yanmaz bandını ürettiler
- 7 Ödüllerini Bakan Varank’tan aldılar
- 8 Oruçoğlu Yağ Afyon’un gururu
- 9 Türkiye’nin ilk yeşil OSB’si olacak
- 10 Termal otellere örnek oluyor