Pazar 27.01.2013

GÖKMEN KÜÇÜKTAŞDEMİR: Aldatmak

Aşk kadar eskidir aldatmak. Duyguların hayata çelmesidir. Toparlayamadığımız hislerin hatalara dönüşmedir. Hep davetkardır, görmezden gelinmeyi sevmez. Ne kadar cazip gözükse de, her zaman sorunun ta kendisidir. Günümüzde de giderek büyüyen bir girdap gibi insaları içine çekmeyi sürdürüyor. Sadece çiftlerin arasına değil, hayatın her alanına sızmayı başarıyor.
***

Geçtiğimiz hafta İzmir'de iki oyun izledim. Her ikisi de seyirciyle ilk kez buluştu. Her ikisi de 'aldatmak' üzerineydi. İzmir'in özel tiyatroları arasında kendi sahnesine sahip olan ve 6 yıldır da başarılı oyunlara imza atan Han Tiyatrosu, 'Bütün Çılgınlar Beni Sever' adlı bir komediyle çıktı karşımıza. İzmir Devlet Tiyatrosu'nun Konak Sahnesi'nde de 'Bit Yeniği' vardı. 'Tanrı'yı ve insanları denemeyin' der Nietzsche. Oysa, acaba aldatılıyor muyum korkusuyla her iki oyunda da kahramanlarımız eşlerini sınamaya çalışıyor. Belki birçoğumuzun yaptığı gibi... Aldatılmak kötüdür elbette ama ya bunu öğrenmek için yapılanlar? 'Bütün Çılgınlar Beni Sever'de karısının kendisini kandırıp kandırmadığını öğrenmek isteyen bir adam var. En yakın dostuyla bunu öğrenmek için yaptığı plan, sonunda olayları bambaşka bir noktaya götürüyor. Aldatma fikri kafasında yokken, bir kadının eşi tarafından nasıl aldatmaya itildiğini görüyoruz. Bulgar yazar Stefan Tsanev'in yazdığı oyunun hem yönetmeni hem de oyuncularından biri tiyatronun her şeyi olan Rüçhan Gürel. Diğer oyuncular da Yasemin Şimşek Tüzün ve Alpay Yurtsevenler. Oyunculuk, kostüm, dekor ve ışık açısından başarılı bulduğum oyun, beni ancak ikinci perdesinde yakalayabildi. Küçük bir izleyici grubu ile geçirdiğimiz güzel gece, bana "Keşke daha çok özel tiyatro olsa da, oluşan rekabetle daha iyi oyunlar izlesek" dedirtti. (Rüçhan Gürel'in eşi olan tiyatronun kurucusu, oyuncu ve yazar Emel Bala Gürel, herkesi oyuna davet ederken, Han Tiyatrosu'nu yaşatmak için büyük çaba sarf ettiklerini söyledi. Bu da başka bir yazı konusu.)
***

Fransız tiyatrosunun haşarı çocuğu ve kurgu ustası Georges Feydeau tarafından 1907 yılında yazılan Bit Yeniği ise vodvil tarzının iyi örneklerinden biri. Tamamen dolu olan salonda son derece eğlenceli ve keyifli bir oyun izleme şansına sahip olduk. Yanlış anlamalar ve birbirine oyun oynayanların yarattığı karmaşa, izleyiciyi oyunun içine çeken ögelerin başında geliyor. 'Aldatılıyor muyum?' hissi bu oyunda da hakim. Ama bu kez bu duygunun içinde kaybolan bir kadın. Nisa Serezli'nin çevirdiği Ali Hürol'un yönettiği oyunda; Devrim Akkaya, Hakan Dönmez, Dilek Demir, Zeki Yorulmaz, Ali Ulvi Hünkar, Melek Çekmece, Aylin Önal, Pınar Oğuz, Sibel Ağalday, İlke Can, Aytaç Özgür, Uğurcan Özfırıncı, Burak Özbaykuş, Muhittin Şimşek, Ekrem Kocaçal ve Fırat Topkorur rol alıyor. Özellikle bir kekemeyi oynayan Devrim Akkaya'nın ve iki farklı rolde sahneye çıkan Hakan Dönmez'in oyunları görülmeye değer... Aldatılmayacağımız günler dilerim...

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.