Çarşamba 30.01.2013

FECİR ALPTEKİN: Perdeden çayır çimene!

Bugüne kadar çok olmuştur, filmlerde gördüğüm mekanlara gönül verip peşine düşüşüm... Beklenmedik bir anda beyazperdede öyle bir manzara, tarih, renk vs çıkar ki karşınıza hemen google'a koşar, filmin adıyla beraber "çekim mekanları / filming locations" ifadesini aramaya ekler ve böylece büyük macera için düğmeye basmış olursunuz! Benim İskoçya ve İrlanda tutkum böyle başlamıştır mesela; gönlüm filmlerde gördüğüm o çayır çimen - uçurum, kayalık ve uçsuz bucaksızlığa teslim olmuştur ilk önce. Aynı şeyi Bali için, Küba için ve daha pek çok yer için söyleyebilirim... Ama öncelikle ve taze heyecanımla bugün sizlere en son keşfimden bahsetmek isterim!
***

Evet, bu seferki sinema - mekan kesişme noktamız bir İspanyol filmiyle Kanarya Adaları'na götürüyor bizi... Geçen cuma akşamı eve dönerken, "Hafta sonuna şöyle en alasından bir gerilim filmi yakışır" deyip atıyorum kendimi gördüğüm ilk dükkandaki DVD raflarının arasına... Aradığım öyle kan revan içinde 5. sınıf bir iş değil; kaliteli psikolojik gerilim peşindeyim. Ne yapayım, Alacakaranlık Kuşağı'nın, Cadılar Bayramı'nın, 13. Cuma'nın çocuklarından, Hitchcock'un torunlarındanım ben de! Neyse uzatmayalım, sonunda aradığımı buluyorum, hem de layıkıyla... "El Hierro" diye bir film, Türkçe adı "Kabuslar Adası". Sanırım bizde gösterime girmemiş ama CV'si parlak... Efsaneleşme yolundaki "Pan'ın Labirenti" yapımcılarının imzasını taşıyan film, Cannes resmi seçkisinde de gösterilmiş. Yani haberler şahane! Şimdi sıra geldi koltuğumuza kurulup izlemeye... Veeee... O da nesi! Evet, film iyi, film sıkı... Esrarengiz biçimde çocuğunu kaybeden bir annenin öyküsünü izliyoruz... Ama her şeyden önce nasıl görüntülerdir, nasıl bir atmosferdir, nasıl gizemli bir ortamdır bu yahu! Kayalıkların, dalgaların ve sanki sonsuzluğun ortasında, karadan denize incecik yolla bağlanmış bir yarımada otel adeta... Tabii hemen koşuyorum google'a! Meğer filmin adı, zaten mekanın adı değil miymiş? Kanarya Adaları'nda bir ada, El Hierro... Ve Hotel Punta Grande! HHH Boşuna fethetmemiş kalbimi... Araştırmalarım sonucunda görüyorum ki sevgili Punta Grande, resmen "dünyanın en küçük oteli" unvanına sahip. http://www.uniqhotels. com/smallest-hotel-in-the-world-hotelpunta- grande adresinden detaylı olarak inceleyebilirsiniz... Ya da bekleyin, ben galiba ilk fırsatta gidip görüp sonra da sizlere anlatacağım... Ne demiştik? Düğmeye bastık bir kere ve macera başladı!

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.