"İncir çekirdeğini dolduran adam"

Sadece büyüteçle görülebilen bu ayrıntıları çıplak gözle yapabilen eşi benzeri olmayan bir sanatçı. Türkiye'de tek, hatta böylesine büyük bir koleksiyona sahip olduğu için dünyada tek. Türkiye'de mikro objeler üzerine çıplak gözle çalışan tek sanatçı unvanını taşıyan Kale'yi gerçekten merak ediyorsanız röportajımızı okuyun.
Hasan Kale'yi anlatmanızı istesek, tanımayı istesek kendinizi nasıl ifade edersiniz? - Renklere, çizgiye olan aşkını yüreğine koymuş ve bir yaşam biçimi haline getirmiş sıradışı birisiyim...
Sıradışı objeleri tuval olarak kullanmanızda bu sıradışı kişiliğinizden mi? Neden fasulye, pirinç ya da bir arının kanadını seçtiniz? - Bundan 18 yıl önce ne kadar ince çizgiler çizebildiğimi gördüğüm an, ne kadar küçük çizebilirim sorusu takıldı aklıma. Şimdi karşınızdayım. Farklılık ve farkındalık adına yepyeni bir pencere açıp hayata başka bir gözle baktırması ve yeni bir konuşturma dili oluşturması beni son derece memnun ediyor. Akıldışı, ilginç, şaşırtıcı...
Tuval olarak kullandığınız başka objeler de var mı ? - Bugüne kadar 200 farklı objeye ulaşmış bulunuyorum. Dünya üzerinde bu manada başka bir sanatçı olduğunu zannetmiyorum. Kum tanesi, iğne deliği, kelebek kanatları, kaktüs dikeni, patlamış mısır, nar tanesi, saymakla bitmez ve sırada yüzlerce obje var.
Tuval olarak kullandığınız sinek, kelebek, arı gibi objelerin kullanımına hazırlanması, bulunması nasıl süreçlerden geçiyor? - Zar kanatlılar elime geldiği andan itibaren uzun aylar boyunca bekliyor, olması gereken ne ise kendi haline bırakıyorum ve doğru zaman gelince yeni bir eser olarak karşımıza çıkıyor. Zahmetli, zorlu bir süreç ama sonuç tek kelimeyle mükemmel.
Bunları kullandınız diye tepki alıyor musunuz? - Çok fazla olmasa da evet ama yapacak bir şey yok. Bu beni yolumdan, yapmak istediklerimden asla vazgeçiremez. Zaten farklı bir yorum benim yaptığım.
Resim yaptığınız en küçük obje nedir? - Bir kaç parça var tabi. Toplu iğne başı, dikiş iğnesinin deliği, kum tanesi, kaktüs dikeni, incir çekirdeği ve daha birçokları.
Çalışmalarınızda size en çok ilham veren nedir? - İstanbul veya Anadolu'da yaşamış farklı kültürlerden beslenmek. Yoğunluk İstanbul tabii ki, gizem dolu, anlaşılamayan, koca bir aşk aslında. Anlatabilmek çok zor. Yaptıklarım bir nevi Hasan Kale'nin İstanbul yorumu. Küçük objelerin üzerine çalışırken anlatım manasında büyütüyorum.
Günümüz dünyasından mı yoksa geçmiş dönemlerden mi eserler vermek sizi mutlu ediyor.? - Günümüz dünyasından ziyade geçmiş dönemlerden hatırlatmalar yapmak, bu günün bakış açısı ile farklı bir yorumla sunmak bana daha çok keyif veriyor. Karmaşanın içinde dinginlik gibi geliyor. Yıllarca koruyan olan herşeyin şu anda müzelerde korunan olması, benim de değişik dönemlere ait olan bu eserleri görsel şölene dönüştürmem en büyük keyfim.
Yaptığınız işin dünyada benzeri var mı? - Mikro çalışmalar yapan mutlaka vardır, belki en küçüğünü yapan, en güzelini yapan, hobi olarak deneyenler ama benim gibi son yirmi yılımı sadece bu işe adamış, meslek olarak kabul etmiş ve yüzlerce objeye ulaşmış başka bir sanatçı olduğunu zannetmiyorum. En azından İstanbul'u benden başka çizen yok, kısaca bu alanda tekim. Bu konuda mütevazı olamayacağım.
Micro art çalışmalarınızı nasıl yapıyorsunuz? - Micro art çalışmalarım öyle mikroskoplar ya da büyüteçler altında yapılmıyor. Yani başka bir aparat yok. Kendim hazırladığım karışım boyalarım, 1 ve 2 numaralı fırçalarım. Tek kıl fırçalar değil yani, aslında tam bir çelişki. Şaşkınlık ta burda başlıyor zaten.
Şimdiye kadar kaç sergi verdiniz, en fazla sizi mutlu eden serginiz hangisi oldu? - Bütün sergiler beni mutlu ediyor. Yeni dostlarla tanışıyor olmak, yeni eserler üretip sohbetini yapmak, hepsi farklı duygular ve gelecek sergiler için yeni eserlerin düşüncesi değişik haz veriyor.
Çalışmalarınızla, sergilerinizle ilgili planlar neler? - Hiç durmadan yeni eserler ve projeler üretmek, micro art sanatını değişik şehirlerde sergiler açarak insanlara tanıtmak. Hasan Kale Mikro Eserler Müzesi'ni açmak için görüşmelerim devam ediyor, umarım gerçekleşir.