Cumartesi 16.02.2013

Ömer KAPLAN: Yerdeki yıldızlar

Psikolog olan kızımın bana evde zorla izlettiği "Yerdeki Yıldızlar" filmini çok duygulanarak izledim ve halen etkisindeyim.
Film, öğrenme güçlüğü (Disleksi) olan sekiz yaşındaki sevimli bir erkek çocuğunun akademik, aile, sosyal yaşantısında yaşadığı zorluklar, olumsuzluklar, başarısızlıkları konu alıyor. Filmin kahramanı küçük Ishaan'ın itilip kakılması, aşağılanması, başarılı olan abisinin örnek gösterilmesi yetmiyormuş gibi, zorla yatılı okula verilmesi filmin etkileyici sahneleri arasındaydı. Gittiği yatılı okulda da birçok sıkıntı yaşayan, hatta atılma noktasına gelen Ishaan'ı okula geçici olarak atanan resim öğretmeni keşfediyor. Birlikte çalışarak çocuğun öğrenme güçlüğüyle baş etmesini, yeniden özgüven kazanmasını ve resim dalında bir deha olduğunun ortaya çıkmasını sağlıyor.
Bu güçlüğü yaşayan çocuklar, okuma-yazma, matematik alanlarının hepsinde veya bazılarında zorlanırken, özellikle görsel veya işitsel beceri gerektiren alanlarda üstün yeteneklere sahip olabiliyorlar. Fakat, bu çocukların başarısızlıkları üzerinde o kadar çok duruluyor ki, var olan becerileri de yok olup gidiyor. Bu ve buna benzer keşfedilmeyen öğrenme sorunlarından kim bilir ne cevherler yok olup gitti ve hala gidiyor...
Filmi izledikten sonra hem bir baba hem de eğitim fakültesi mezunu olarak oturup kendi kendime filmin kritiğini yaptım. Bize ne öğrettiler, bilimin neresindeydik, ne kadar ilgiliydik, hangi şartlarda nasıl yetiştik?
En önemlisi gırtlağına kadar ideolojilere gömülmüş bir sistem içinde Disleksiyi nasıl bilebilirdik? 10, 15 yıl önce olsaydı bu konuyu yazmazdım bile, neden mi? Vesayetçilerden, darbecilerden fırsat bulamazdık bunları yazmaya. Yazsan ne olur ki, kim dinlerdi?
Hangi başbakan hangi bakanın bu konu ilgisini çekerdi? Fakat sosyal devlet olma yolunda sürekli reformlar yapan bir hükümetin bu konuya duyarsız kalacağını hiç sanmıyorum.
Hasbelkader 4 yıl Milli Eğitim Vakfı'nda Yönetim Kurulu Üyeliği yaptım. İnanın bu kanayan yarayla ilgili birçok öğretmenimizin detaylı bilgisi yok. Öğretmenin suçu yok, yetiştiği okullarda öğretilmemiş ki... Anne babalar deseniz, işin o yönü tam bir trajedi... Farkına varmak, kabullenmek ve çocuğa destek olmak zor bir süreç...
Bu konu oldukça önemli. Yeni Milli Eğitim Bakanımızın ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımızın konuya hassasiyet göstereceklerinden eminim.
Bu konuya gereken önem verilmedikçe Türkiye'den, Ege'den hatta İzmir'den her yıl, her ay, her an binlerce çocuk hayata karşı, başarıya olan inancını yitirecek. En önemlisi de Albert Einstein, Leonardo Da Vinci, Tom Coruise ve daha birçok ünlü ve yetenekli insanın birer disleksi olduğunu unutmamak gerekiyor.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.